Doktoru olduğum Dean Winchester'ın kokusunun odamı tekrar hakimiyeti altına alacağı gün için delirir vaziyetteydim.
-Ve bu hiç profesyonel değildi.
✨TAMAMLANDI✨
"-şimdi, saat sabahın üçü ve fikrini değiştirmeye çalışıyorum. Birden fazla cevapsız çağrı bıraktım. ve mesajıma şöyle cevap veriyorsun:
Neden beni sadece kafan iyiyken arıyorsun?"
× × × × ×
Gürültülü ses kulaklarıma dolunca sıçradım. Çalan telefonumdu, ama hava, çalanın alarm olması için fazlasıyla karanlıktı. Önce saati kontrol ettim. Sabaha karşı 3'tü.
Komodinin üzerindeki telefonuma uzandım ve ekrana baktım. Bu bir cep telefonu numarası değildi. Normalde bilmediğim numaraları açmazdım. Ama saat epey geç olduğu için önemli bir şey olabileceğini düşünüp merakla cevapladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Alo?"
Karşı taraftan nefes sesi harici bir şey duymuyordum. Gözlerimi ovuştururken konuştum.
"Hey, orada mısınız?"
Bir süre daha sessizlik oluşunca telefonu kapatmaya yeltendim. O sırada konuştu.
"Ah, hey. Castiel?"
Nefesim kesilmişti, hızla komodinin üzerindeki lambaya uzandım ve açtım. Odaya loş turuncu ışığın yayılmasına izin verdim.
"Kiminle görüşüyorum?"
Sesini duyduğum anda tanımıştım. Ama bunu bilmesine gerek yoktu.
"Ben... Dean. Dean Winchester."
Bir sessizlik oluştu. Ne diyeceğimi bilemiyordum, daha önce hiçbir danışanım beni aramamıştı.
"Dean... Numaramı nereden buldun?"
"Eh, Candace üzerinde bir etkim kalmış belli ki."
"Janice."
Onu düzelttiğim zaman hafif kıkırdadı.
"Orasını bilmiyorum ama kovduğun için fena kızgındı."
Kelimeleri birbirine karışıyordu. Sarhoş olmalıydı. Ona ne demem gerektiğini bilmiyordum. Telefonu acilen kapatacak bir bahane bulmam gerekiyordu.
"Numaranı alabilmek için onunla bir kez daha yatmam gerekti, ama sen bana cevap bile vermiyorsun."
Hüzünlü sesine karşılık istemsizce yüzümü buruşturmuştum.
"Yarın terapi saatinde odamda görüşmemiz telefon görüşmesinden çok daha uygun olur. Yarın görüş..."