Other Winchester

407 60 240
                                    

🎶bölüm şarkısı🎶

Halsey - Colors

"Küçük kardeşin asla söylemiyor ama seni çok seviyor.

Sırılsıklam bir gün ışığı gibi damlıyorsun.

Her taraftan yırtılmışsın, ama sen bir şahesersin."

× × × × ×

Başıma saplanan keskin bir ağrı ile istemsizce gözlerimi araladım. Olan her şeyin rüya olmasını umuyordum. Ama uyandığım yerin bilmediğim bir yer olması, bu umudumu kaybetmeme sebep olmuştu.

Yoğun bir pazar gecesi geçirmiştim. Ertesi gün görüşme yapacağım hastalarımın dosyalarına çalıştıktan sonra kalan vakitte güzel bir film seyretmiştim. Ertesi gün her zamanki hafta içi rutinimden daha erken kalkarak iş yerime yakın olan cafede tost yemeyi bile planlamıştım. Gerçekten harika tostlar yapıyorlardı.

Gecenin bir yarısı evimden gelen sesler tüm rutinimi bozmuştu. Bozulan tek şey rutinim de değildi. Aynı zamanda dünyaya bakış açım da değişmeye başlayacaktı.

Melekler, şeytanlar, belki de vampirler, kurt adamlar gerçekti. Çocukken dolabımızda veya yatağımızın altında olduğunu düşündüğümüz canavarlar bizim gibi insan bedenine girerek sokaklarda geziyorlardı. Bir doğaüstü yaratık olduklarını onlar bize göstermeden anlayamıyorduk. Tabii bir avcı değilsek.

Dean bir avcıydı. Hiçbirimizin haberi olmadan bizim bu yaratıklarla karşılaşmamamız için savaşıyordu. Oldukça yara alıyordu ve psikolojisi de bu yüzden bozulmuş olmalıydı. Bana öfke kontrol problemleri ile gelen bu adamın hiç de haksız olmadığını anlamıştım.

Tanıdık olmayan bu odada oldukça tanıdık bir koku beni karşılamıştı. Dean'in kokusunu 10 mil öteden alabilir hale gelmiştim. Tüm dikkatimi koku duyuma yönlendirdiğim zaman kaynağın yastık olduğunu fark etmiştim.

Onun yatağında olmalıydım.

Uyanmak veya yataktan çıkmak istemiyordum. Yalnız olduğum odada biraz daha tembellik yapmaya ve gerçekleri bir süre daha görmezden gelmeye karar verdim.

Yastığın kokusu bana yardımcı oluyordu. Odağımı her şeyden uzaklaştırıp sadece Dean'e yönlendiriyordu.

"Jody aradı, bize göre bir dav..."

İçeri giren aşırı uzun boylu adam beni görünce arka cebine doğru uzandı. Dün gece gördüğüm bıçağın aynısını elinde tutuyordu.

"Ben bir melek değilim!"

Ellerimi havaya kaldırıp savunmamı yaptım. Kaşları çatılmıştı, tereddütlü bakışları üzerimde geziniyordu. Uyanır uyanmaz bu gerginlikle karşılaşmak beni şimdiden yıpratmıştı.

"Abimin yatağında ne işin var?"

Neyse ki bana bıçak doğrultan adam Dean'in kardeşinden başkası değildi.

"Sam... Sen Sam olmalısın."

İçeri doğru adımladı. Temkinli adımlarla yatağa doğru yaklaşıyordu.

"Öncelikle %100 insan olduğumu bilmeni istiyorum. Bu doğaüstü varlıkların gerçekliği ile ilgili tüm o zırvaları dün gece öğrendim ve bu benim için çok yıkıcı oldu. Yani... Meleklerin insan formunda aramızda gezebildiklerini kim bilebilirdi ki?"

Unprofessional Love | DestielHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin