Girdiğim yılbaşı temasıyla süslenmiş dışarıya göre oldukça sıcak olan kafeyle gülümsedim. Her zamanki gibi bir cuma günü buraya gelmiş, her zamanki masama geçiyordum. Diğer cumalardan farksız hiçbir şey yoktu.
Belki heyecanım değişiyor olabilirdi.Gün geçtikçe heyecanım artıyor gibi hissediyordum. Seri adımlarla hep oturduğum masama vardığımda garsonun yanıma gelmesini bekledim.
Göz göze geldiğim garson bana gülümsemişti. Her cuma aynı saatte burda olmam onu şaşırtmıyor gibiydi.
"Çay ve kek?" Sorusuna kıkırdadım.
"Evet, teşekkürler." O da bana aynı şekilde gülerek yanımdan ayrıldı.
Masanın üzerindeki telefonumun tuşuna basıp ekranı aydınlandırdım. Gördüğüm saatle heyecanım arttı. Zamanı gelmişti.
"İyi akşamlar herkese" duyduğum o sesle kafamı hızla kaldırdım. Her zamanki gibi ilgisizdi. Sadece gitarını çalıp, şarkısını söylemek istiyor gibiydi. 2 yıldır alıştığım bu tavrı beni şaşırtmamıştı.
Tabureye oturup çıkardığı gitarını çıkarırken benim önüme çayım ve kekim gelmişti.
"Çok teşekkürler." Diyerek gülümsedim.
"Afiyet olsun."
"Sonuna geldik
Çocuk aklı ermez hiç
Her ayrılığa..."
Her zaman duymak için heveslendiğim o sesi duymamla kalbimin yerinden çıkacağımı hissetmiştim. Sesi bana öyle huzur veriyordu ki. Gözlerimi kapatıp bu anın hiç bitmemesini dilemek istiyordum.
Ama onu görmeden yapamazdım.
"Yıldızlara bak, biz küçüktük
Demez miydin hep sevdikçe büyürsün
Gözlerini kapat biz büyüktük
Birbirimizden büyük sevdikçe küçüldük
Ve geçti zaman
Eridi sevdam"
Kalbim hala çok hızlıydı. Onun hal hareketlerini izlerken o sadece gitarına bakıyor bazen de gözlerini kapıyordu.
Bana doğru gelen arkadaşımı görmemle ona gülümsesem de kendimi toparlamadım. Onun hareketlerini kaçırmak istemiyordum.
"Yine her zamanki yerimizdeyiz bakıyorum." Karşıma oturan Hayal'e cevap vermeden ona bakmaya devam ettim.
Nakaratı son kez söylemesiyle her zamanki gibi göz göze gelmeyi bekledim. Bu sefer olacaktı.
"Teşekkürler." Söylediği kısa kelimeyle etrafa kısaca bakmış ama o gözleri beni bulamamıştı.
"Hoş geldin." Diyerek Hayal'e döndüm.
"Neden sen adım atmıyorsun Defne?"
"O kimseyle konuşmazken neden benimle konuşmak istesin?"
Doğruydu. Bir arkadaş grubu vardı ama onu hiç çok kahkaha atarken yakalayamamıştım.
4 yıldır tanıdığım ve uzaktan izlemekle kaldığım bu çocuk, benim kalbimin sınırlarını zorluyordu.
Onunla üniversitenin ilk yılında kampüste çarpışırken tanışmıştım. Ama tahmin ettiğiniz gibi bi tanışma değil. Çarpıştıktan hemen sonra ona dönüp özür dilemiş o ise sorun değil diyerek samimi olmayan bir gülümsemeyle bana bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ GÜZELİ
Short Storysıcak bir aralık gecesi ıslatır yanmış tenimi yaklaşır o güzel bedeni kendisi yakamoz güzeli