Bölüm 26

3 0 0
                                    


Hayal'den

 Montumu çıkarıp salona ilerlerken kapının sertçe çalınma sesiyle yerimde geri dönüp kapıya yöneldim.

Alacaklı gibi çalan da kimdi?

"Ne yemeği?" Açtığım gibi Ömer'in sinirden kızarmış suratıyla karşılaşmıştım. Ben şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemez halde orada dururken o içeri girip salona ilerlemişti. Kapıyı arkasından kapatıp yanına gittim.

"Evet?" Beklentiyle ve sabırsızlıkla yüzüme bakıyordu.

"Sana açıklama mı yapmam gerekiyor?" Söylediklerimle sinirli bir kahkaha atıp volta atmaya başladı.

"Evet!" Söylediği şeye bu sefer ben güldüm.

"Pardon da neden?" Bir yerleri yumruklayacak gibiydi. O kadar sinirli gözüküyordu ki.

"NEDEN Mİ!" Bağırışıyla yerimden sıçradım.

"İlk zamanlar evimin önüne gelen adam bir buçuk haftadır ortada yok. Şimdi de bir adamla yemeğe çıkacağımı duyunca geri dönüyor."

Bağırarak söylediklerimle kahkaha atmaya başlamıştı.

"Sana gerçekten o zaman nerede olduğumu söylemek istiyorum Hayal. Ama sen yine yaptığını yapıp dinlemeden yargılıyorsun. Bu yüzden bir açıklama da hak etmiyorsun." Söyledikleri içime oturmuştu.

Çok ağır gelmişti. Gözlerim dolmamalıydı.

"Öyle mi?" Titrek sesimle yüzü biraz gevşemiş gibiydi. Derin bir nefes aldı.

"Ne zaman kendi kafanda bir şeyler kurmadan benimle konuşacaksın Hayal?"

"Ayrılmasaydık konuşabilirdik. Ama buna gerek kalmadı zaten." Söylediklerimi bitirir bitirmez bana ilerlemeye başladı. Ben kendimi duvara yasladığımda tam dibimdeydi.

"Sen... Sen, benim seni bırakacağımı mı sanıyorsun?" Kalbim hızlanmıştı. Eski hızına kavuşmuştu.

"Beni bırakmaya hevesli gözüküyordun ama." Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.

"Yemeğe gitmiyorsun." Söyledikleriyle omzundan tutup onu ittim. Gitmeyi düşünmüyordum ama bu söyledikleriyle beni gaza getirmişti.

"Sana sormuyorum."

"Hayal, yemeğe çıktığını duyarsam orayı basar. O adamı da dövmekten beter ederim." Hırsla söyledikleriyle gözüm korkmuş olsa da onu takmayacaktım.

Omuz silktiğimde sessizce bir küfür savurup benden ayrıldı.

"Neredeydin?" Sorumla tekrar bana döndü.

"Bir buçuk haftadır neredeydin?"

"E sen karar vermiştin nerede olduğuma."

Suçumu kabullenmem gerekiyordu. Önce dinlemeliydim.

"Özür dilerim. Dinlemeden yargıladığım için." Ömer bana yaklaşmaya başlamıştı. Sanırım yumuşamıştı.

"Babamın işleri için şehir dışındaydım." Kısık sesle söyledikleriyle içime su serpilmişti. Kafamı onaylar biçimde salladım.

"Gitmiyorsun."

"Gidiyorum."

"Sabır ya!" Halini gülmemek için yanaklarımın içini ısırmaya başlamıştım.

"Biz ayrıyız farkındaysan bana karışamazsın."

"Ben senden ayrı olamam Hayal." Kafası bana yaklaşmaya başlarken gözleri dudaklarıma kaymıştı bile. Durmak için geç miydi? Hiç sanmıyorum.

YAKAMOZ GÜZELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin