Beni saran kolları hissederek gözlerimi mayışır hareketlerle açmıştım. Nereden nereye gelmiştik. Gözlerimi kırpıştırıp açtığımda uyuyan suratına bakarak gülümsemeye başladım. Onun yanında olmaktan öyle mutluydum ki. Bana tüm gün sarılsa sesimi çıkarmazdım.
Ellerimi belinden alıp yavaşça kirli sakalına getirdim. Parmağımla yanağını okşamaya başladığımda gözlerini kırpıştırmaya başladı. En sonun kısık gözlerle bana bakarken gülümsemeye başladı.
"Günaydın güzelim." İçimi ısıtan sesiyle yanağına bir öpücük koyup geri çekildim.
"Günaydın sevgilim." Belimden tutup beni iyice kendine yakınlaştırmasıyla kendimi sakin tutmam gerektiğini tekrarlıyordum.
"Beni seninle uyanmaya alıştırırsan eğer..." cümlesini yarıda bırakıp yanağıma bir öpücük bıraktı. Geri çekilip cümleyi tamamladı.
"Seni bırakmam." Kalbimin hızlanmasıyla yan duran bedenini itip onu yatırıp karnına oturdum.
"Bırakırsan sonuçlarına katlanırsın." Söylediklerime kahkaha atmaya başlayınca ben de dayanamayıp gülmüştüm. Gülmeye devam ederken kendimi tam tersi pozisyonda buldum. Bu sefer o üstümdeydi.
"Ne yaparsın bakalım." Gıdıklamaya başlamasıyla kahkaha atmaya başlamıştım.
"Ah! Hazar hahaha dur!" Kahkahalarım kesilmezken ona durmasını söylüyordum. O ise halinden memnunca kahkaha atarak üzerimde duruyordu.
Çok geçti. Bu saatten sonra bizi hiçbir şey ayıramazdı.
"Ömer, birbirinizi seviyorsunuz işte bu saçmalık ne?" Mutsuz sesimle Ömer'in gözlerine bakmadan konuşmuştum.
Sabah Hayal olanları anlatıp beni zorla evden kovmuştu. Ona Ömer'i savunmaya bile çalışmamıştım. Sanırım yalnız kalmaya ihtiyacı vardı.
"Sevgimden şüphe eden biriyle nasıl ilerleyebilirim Defne?"
"Sevgini fazla belli edemiyor olabilirsin. Veya Hayal anlamıyor olabilir. Bunlar olağan şeyler. Sadece oturup konuşulması gereken bir şey."
"Oturup konuşunca mı sevgime inanacak Defne yapma Allah aşkına." Söyleyecek bir şey bulamamıştım.
"Ara vermeyi de ayrılığa çevirdi. Bu kadar meraklı demek ki." Kaşlarımı çatarak ona baktım. Bu sefer beni sinirlendirmişti.
"Meraklı mı? Sana nasıl baktığını göremeyecek kadar kör müsün sen?" Sinirli çıkan sesimle sinirleri daha da bozulmuş olmalı ki oturduğumuz bankta dirseklerini dizlerine yaslayarak eğildi.
İleriye oldukça gergin bir biçimde bakıyordu.
"Kendinize çeki düzen vericeksiniz başka yolu yok. Yoksa birbirinize kaybedersiniz."
"Kaybetmem." Ömer'in seri cevabını umursamadan ayağa kalktım.
"Onu bunu bilmem kendinize gelin." Beni de sinirlendirmişlerdi. Kıskançlıkla başlayan kavga nerelere gelmişti. Onu orada bırakıp eve doğru yola koyuldum.
"Seni sevdiğini biliyorum Hayal."
"Bu nasıl sevmek ya? İnsan sevdiğinden böyle bir sebeple mi ayrılır?"
"Tam olarak ayrılmamış."
"Defne bunu seninle de tartışmak istemiyorum. Ara vermek eşittir ayrılmak demektir.Bu kadar basit." Söylediklerine oflayıp kendimi yatağa bıraktım.
"Tamam bak bugün biraz kafa dağıtalım. Sen de kendine gelirsin hem."
"Bugün olmaz Defne. Yorgunum."
Ne halt yiyecektik?
Aradan geçen beş günde Hayal çoğunlukla evden çıkmamıştı. Ömer ise bazı akşamları Hayal'in penceresine bakıyor, bazen onu görerek içindeki ateşe su serpmek yerine daha da körüklüyordu.
Onu çok özlemişti. İkisi de birbirini çok özlemişti. Ama ikisinin de inandığı doğrular vardı. Görülen gerçekler vardı. Hayal'in inanması biraz güç gibiydi. Ömer ise her şeye hazırdı. Yeter ki sevgilisi yanında olsundu.
Hayal birkaç kere Ömer'in arabasını dışarıda görse de görmemiş gibi yapmıştı. Onun bu halleri Hayal'in hoşuna gitmişti.
Hayal'den
"Hiç sorun yok. Sen rahat ol Hayal. Orada yokmuş gibi davranacaksın." Kendi kendime aynada konuşurken Defne de yanımda bana destek veriyordu.
Hazar'ın stajının bitmesiyle kutlama yapmak istemiştik. Bir restaurantta yemek yedikten sonra kafeye geçmiştik. Ve Ömer'in geleceği haberini almıştık. Biraz heyecanlıydım. Elim ayağım da titriyordu.
Onu görmeyeli iki hafta olmuştu. Ve zaman geçmek bilmemişti. Her köşe başından dönerken onu göreceğim hissiyle dolup taşıyordum. Sonu hüsranla bitiyordu.
İlk zamanlar evimin önüne gelen Ömer'den de ses seda yoktu.
Defneyle masaya dönerken masada oturan adamı görünce tüylerim diken diken oldu.
Onu çok ama çok özlemiştim. Sadece bir sarılmasıyla yelkenleri suya indirecek durumdaydım.
"Sakin ol." Defne'nin fısıldamasıyla sırtımı dikleştirip oraya ilerledim. Masaya ilerleyen bizi gören Hazarla beraber Ömer, Hazar'ın bakışlarını takip etmişti. Gözleri benimkilerle kesişince gözlerimi kaçırdım.
Masaya vardığımızda kısaca gözlerine baktım.
"Selam." Fısıltı gibi çıkan sesimle hızla yerime oturdum.
"Hoş gelin Ömer."
"Hoş bulduk." Sesini duymayalı o kadar zaman olmuştu ki. Bir ara whatsapp'tan sesli mesajlarını dinlemeye başlamıştım. Sesini duyduğum anda etkilenmemeliydim.
Sohbet bir şekilde ilerliyordu. Genel olarak Defne ve Hazar'ın kafede yaşadığı olay alay konusu olmuş, buna hep beraber gülmüştük. Birebir sohbete girmeme gerek kalmamıştı. Gelen bildirim sesiyle gözlerim telefonum çevrildi.
Gönderen: Annem
Acil
Ne acili be? Mesaj beklemeye devam ederken telefonumun çalmasıyla beklemeden aramayı yanıtladım.
"Efendim annecim?"
"Hayal, annem, nasılsın?"
"İyiyim anne sen? Bir sorun mu var?"
"Ya kızım ben bir şey yaptım." Kurduğu cümleyle kaşlarım stresten çatıldı. Ne olduğunu merak ediyordum. Masadakilerin de sesi kesilmiş bana bakıyorlardı.
"Sen bu oğlandan ayrıldın ya..."
"Eee..."
"Çok üzülüyordun kızım. Ben de kolay unutmanı istedim."
Daha da geriliyordum. Sessiz kalıp bitirmesini bekledim.
"Bizin Esra'nın oğlu İstanbuldaymış. Bir akşam yemeği yesinler dedi. Ben de senin adına onay verdim kızım."
"Anne! Ne yemeği Allah aşkına." Hafif bağırarak söylediğim şeyle Defne elini omzuma koymuştu.
"Kızım unutursun diye..."
"Unutmak istemiyorum ki!" Sert cümlemle gözlerimi yumdum. Umarım çok anlaşılmıyordur diye düşündüm.
"Tanımıyorum adamı." Kurduğum cümleyle çay bardağının sertçe yere vurulan sesiyle hepimiz gözlerimizi Ömer'e çevirdik. O ise sadece bana bakıyordu.
"Bir düşün sadece kızım. İptal ederiz olmadı."
"Tamam anne tamam. Görüşürüz." Telefonu hızlıca kapayıp çantamı koluma astım.
"Ben gidiyorum. Başarılar sana da enişte. İyi akşamlar." Hazar bana hafifçe güldüğünde eğilip Defne'nin yanağına bir öpücük kondurup çıkışa yöneldim.
Adımlarım hızlıydı. Kıskanmış olabilir miydi? O bakıştan bunu anlamalıydım bence.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAKAMOZ GÜZELİ
Short Storysıcak bir aralık gecesi ıslatır yanmış tenimi yaklaşır o güzel bedeni kendisi yakamoz güzeli