Sinful Love 🔞

Yabancı Hisler ve Hayal Kırıklığı

    Ne yaptığımızı bilmiyorduk. İkimizi de bu hale getiren neydi bilmiyorduk ama durmaya niyetimiz yok gibiydi. Biz hiç bu kadar uyumlu olmamıştık. Hem de hiç. Normalde sürekli fikir ayrılığı yaşardık, grup içinde bir şeyler tartışıldığı zaman biz hep farklı fikirler öne sürerdik. Uzun zamandır bu böyleydi. Yoongi hyung ve ben doğu ve batı, gece ve gündüz gibiydik. Tamamen zıttık. Ama konu birbirimize duyduğumuz açlık olunca işler değişiyordu. Dünyanın en uyumlu iki insanı oluveriyorduk. Tamam, neden birbirimize karşı böyle açtık bunu ikimiz de bilmiyorduk ama o her fırsatta odama geldi, ben de onun stüdyosuna gittim. Hiçbir fırsatı kaçırmadık. 

Onun bedenine tapıyordum,  bazı geceler gizlice odama geldiğinde kıyafetlerinin altında o dantelli çamaşırlarını keşfe çıkıyordum. Acaba bu sefer ne giydi diye merak ediyordum, o da zaten beni meraklandırmak için elinden geleni yapıyordu. Bir seferinde yine gizlice odama geldiğinde altındaki pantolonunu çıkarmıştım usulca. İçinde dizlerine kadar uzanan siyah çorapları ve siyah dantelli çamaşırını görünce aklım başımdan gitmişti. Utangaçtı ama bi o kadar da şehvetliydi, onun bu birbirinden tamamen farklı halleri beni her seferinde beni şaşırtıyordu. Kıyafetlerini ellerimle çıkarırken utançtan yanakları kızaran adam, 5 dakika sonra kucağımda zıplamaya ve üstümde hakimiyet kurmaya başlıyordu. Bazen tamamen teslim oluyordu kollarıma, ona dilediğimce dokunmama ve istediğimi yapmama izin veriyordu, bazen de üstümde hakimiyet kuruyordu. Ve ben onun her iki haline de bayılıyordum. Çok güzeldi, beni delirtiyordu. 

Haftalar boyunca fırsat buldukça seviştik. Gizli saklı buluşmalarımız ve sessiz kalma çabalarımızla üyelere yakalanmadan sürdürmüştük aramızdaki bu anlamlandıramadığımız durumu. O da ben de ne yaptığımızı bilmiyorduk sadece akışına bırakmıştık. Baştaki tedirginliğimiz ve korkumuz kaybolmuş gibiydi.Tabii ki yakalanmaktan korkuyorduk çünkü bu yaptığımız grubumuz açısından yanlıştı. Diğerlerine yalan söylüyorduk bir kere. Bu durum başlarda iç sıkıcı bir durumdu ama yavaş yavaş azalmıştı işte. O benim yanımda özgürce davranmanın, istediğini giyebilmenin tadını çıkarıyordu ben de onun enfes bedeninin. O, benimleyken asla yargılanmayacağını biliyordu çünkü onu ne kadar güzel bulduğumu biliyordu. Onu ne kadar istediğimin farkındaydı. Ben ona istediği özgürlük ortamını ve o da bana bedenini veriyordu. Bu da beraberinde zevki ve tutkuyu getiriyordu. İşte aramızdaki bu gizli anlaşma sayesinde günahımıza haftalar boyunca devam ettik; sorgulamadan, yorulmadan...

-------------------------------

     Mart ayı boyunca planlama ve program hazırlamayla geçti günlerimiz ve nihayet nisan ayına vardığımızda işleri yoluna koyma vakti gelmişti. İptal olan koskoca bir konser turumuz vardı ve bunun yerini doldurmak için bir sürü şey düşünmüştük. Festa için online konser fikri onaylanmıştı ve dans pratiklerimiz durmadan devam ediyordu. Bunun yanında Yoongi hyungun fikri de kabul edilmişti ve her hafta bir üyeyle vlive'da radyo programı yapacaktı. Güzel bi fikirdi. Fanlarımızdan ayrı kalmamak ve onlarla etkileşim halinde olmaya devam etmek için güzel bir yöntemdi. Öte yandan Run BTS çekimleri, şarkı yazımları, kayıtlar, toplantılar ve daha birçok şey de vardı. Her gün en az 3-4 çekim yapıyorduk ve ne kadar yorulduğumuzu kelimelerle anlatmak mümkün değildi.  Anlayacağınız, epey sıkı çalışıyorduk. 

Tabii bir de kişisel projelerimiz vardı. Hepimiz mixtapelerimiz üstünde çalışıyorduk aynı zamanda. Yoongi hyungun mixtapeinin mayısta yayımlanacağı onaylanmıştı. Şarkıları neredeyse bitmişti ve sadece bir şarkısı üzerinde uğraşmaya devam ediyordu. İş birliği arayışındaydı ve muhtemel isimler üstünde düşünüyordu. Bir akşam salonda takılıyorken Namjoon hyungun sorduğunu duydum;

"Eee" diyordu, "Burn It için hangi sanatçıyla anlaştın?"

"Max'ta karar kıldım, tarzı bana çok uyuyor, bu şarkıya da yakışacağını düşünüyorum." diye cevapladı. Max... Daha geçen aylarda tanıştığı şarkıcı değil miydi?