Hikayemi severek okumanız benim için çok şey ifade ediyor. Oylarınız ve yorumlarınız için ne kadar teşekkür etsem az :) sizi seviyorum. iyi okumalar.
--------------------------------------------------
Uyanalı çok olmamıştı. Yatakta sere serpe yatıyorduk ve ben hala uyuyan hyungumun pürüzsüz sırtına bakıyordum. Uyanır uyanmaz aklıma dün gecenin anıları düşmüştü ve onu hala yanımda uyurken görünce kalbimde sıcacık bir his oluşmaya başlamıştı. Sırtı bana dönüktü, sırtında, omuzlarında ve kollarında dün gecenin izleri vardı. Hafif kızarıklar, kaymak teninde gülleri andırıyordu. Bir bacağını örtünün üstüne atmıştı ve gece kendi ellerimle giydirdiğim beyaz çamaşırı gözlerimin önündeydi. Mükemmel görünüyordu. Parmağımı hafifçe sırtına yaklaştırdım, kelebek dokunuşları bırakmaya başladım. Uyandırmaya kıyamıyordum ama bir yandan da uyansın istiyordum. Uyansın ve o muhteşem gülüşüyle bana baksın istiyordum. Yine de uyandıramadım. Hafif hafif okşamaya devam ettim güzelim sırtını. İncecik beline götürdüm sonra parmaklarımı. Bedenimi yaklaştırıp burnumu ensesine götürdüm, kokusunu içime çektim. Karnımdaki kıpırdanmaya engel olamadım, onunla ilgili her şeyden deli gibi etkileniyordum.
Hiçbir şey düşünmek istemedim o an. Anın tadını çıkarmak istedim. Biz ne olacaktık, grubumuz bizden nasıl etkilenecekti umursamak istemedim. Zihnimin derinliklerine gömdüm tüm endişelerimi. Parmaklarımın teninde erimesine izin verdim. Bedeninin dağlarında, ovalarında gezinen bir insan gibiydi parmaklarım, tavaf ediyordu her bir noktasını. O an anladım, Yoongi hyung benim dünyam olmuştu. Yavaş yavaş işlenmişti; önce tenime, sonra aklıma, sonra da kalbime...
Hafifçe kıpırdanmaya başladığında parmaklarımı ışık hızıyla geri çektim. Mırıldanarak sırt üstü yattığı esnada gözlerimi kapadım ve uyuyormuş gibi yaptım. Ağzını şapırdattığını duydum, aynı zamanda bana doğru döndüğünü de hissettim. Tepkisiz kalmaya çalışmak zordu ama yine de uyuyor taklidi yapmaya devam ettim. Önce bacaklarımda bacaklarını hissettim. Tek bacağını bacağımın üstüne bıraktıktan sonra yavaşça sağ kolumu tuttu ve beline bıraktı. Aramızdaki mesafeyi iyice kapayıp bana sokuldu. Gülmek istedim o an, kolumu tutup beline bırakması çok... tatlıydı. Aşırı tatlıydı hatta. Uykumda hareket ediyormuş gibi yapıp belini sıktım. Nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Yanağımda elini hissettiğim an son damlaydı, daha fazla dayanamadım. Gözlerimi açtığımda bakışlarımız birleşti, çoktan beni seyrediyordu. Yeni uyanmış olmamıza aldırmadan kuru dudaklarımızı birleştirdim. Güne böyle başlamak ne güzelmiş!
"Günaydın." hafif hırıltılı sesiyle söyledi, gece o kadar sesli bağırmış ve inlemişti ki sesi kısılmıştı hafiften. "Günaydın hyung." Elim hala belindeydi. O da bacağını bacağımda hareket ettiriyor ve çenemi okşuyordu. Dağılmış siyah saçları, kırmızı ve yer yer mor izlerle dolu boynu, ısırılmaktan tahriş olmuş göğüs uçları... mükemmel görünüyordu.
Saat kaçtı emin değildim ama güneş epey yükselmişti. Ama yine de umursamadım yatakta öylece yatmaya devam ettim. Gözlerini gözlerime kenetlemişti, çenemdeki parmakları hafifçe boynuma gittiğinde bakışları da dudaklarıma indi. Alt dudağını ısırırken benim dudaklarıma bakmaya devam ediyordu. Sonra aniden onu üzerimde buldum. Altındaki beyaz dantellisi dışında çıplaktı ve teni tenime değiyordu.
"Hyung...?!"
O boynumu emerken sordum. Çünkü ne yaptığına anlam veremiyordum. Eğer beni böyle tahrik etmeye devam ederse kendime engel olamazdım. Fakat onu incitmek istemiyordum, dün gece epey uzundu çünkü. Deliği hala hassas olmalıydı.
"Hyung, dur!" tüylerimin diken diken olduğunu hissettim ve titrekçe nefes aldım.
"Sana doyamıyorum ki Taehyung-ah." arsızca cevapladı beni. Sesindeki ihtiyaç duyulmayacak gibi değildi. Öpüşleri göğsüme indiğinde tenim karıncalanmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sinful Love 🔞
RomanceTaehyung, yeni şarkısını göstermek için Yoongi'nin stüdyosuna gider. Ancak Tae görmemesi gereken bir şey görür: Yoongi'nin beyaz, dantelli iç çamaşırını. Ve bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmaz.