Seni Sevmeme İzin Ver

1.7K 117 25
                                    

"Bana şöyle bakıp durmayı kes Taehyung-ah"

Huysuzca azarlarken ciddi değildi, yüzündeki gülümsemeden anlaşılıyordu. Mızmızlanmalarını seviyordum. Alt dudağımı dişlerken güldüm, bakışlarımı yüzünden çekmedim elbette çünkü gözlerini benden kaçırıp durması aşırı tatlıydı. Gözlerimize bakamama gibi bir huyu vardı ve şu an onu utandırmaktan aşırı keyif alıyordum. 

"Ama hyung çok havalıydın, özellikle avludaki çekimlerde... offff çok iyiydin hyung! Adamın sırtına bastığın sahneye bayıldım. Cidden tam bir deli kral gibiydin."

Coşkuyla konuştuğumda utanarak gülümsedi yine. Birileri tarafından izlenmekten hoşlanmazdı, çünkü... utanıyordu. Ama bunu bildiğim halde çekimler boyunca gözlerimi ondan almadım, alamadım. O da bunun farkındaydı ve birkaç kere dikkatinin dağıldığını ve sinirlenerek bana baktığını görmüştüm. Yüzündeki yara makyajıyla o kadar muhteşem görünüyordu ki onu izlemekten kendimi alamamıştım, benim bir suçum yoktu. Hepsi onun suçuydu!

Çekimler nihayet bittiğinde makyajı temizlenip kendi kıyafetlerini giymişti ve gelirken kullandığım arabaya binip yola koyulmuştuk. Konuşmak için uygun bir yerler ararken yollar bomboştu. Han Nehri tarafına sürmüştüm, orası da sakindi. Kısıtlamalardan dolayı insanlar dışarıya pek fazla çıkmıyordu. 

Şimdi ben sürücü koltuğunda o da yanımda oturuyorken karşımızda Han Nehri vardı. Ben başımı koltuğun baş kısmına yaslamış, gözlerimi bir an bile çekmeden onu seyrediyordum. Gözlerini benden kaçırıp duran, makyajsız ve pürüzsüz bembeyaz cildiyle parıldayan, pembe dudaklarında utangaç bir gülümsemeyle öylece duran adama bakmaya doyamıyordum. Sonra, birden gözlerimizi buluşturdu. İkimiz de ciddileştik ama bir süre bakışlarımız ayrılmadı birbirinden. Şu andan itibaren asıl konuşmamız gereken konulara giriş yapacağımızı anladım. Başımı çevirip ön camdan dışarıya bakarken yutkundum. Han nehrine ve şehre baktım, normal zamanlarda puslu ve kirli ama şimdi havası tertemiz olan şehri seyrettim. O başını önüne eğmiş, elleriyle oynuyor tırnak kenarlarını koparıyordu. İkimiz de konuşmadık bir süre. 

"Taehyung-ah-" Fısıltıyla konuşmaya başladı. "konuşmamız lazım."

"Biliyorum hyung."

Konuşmamız gerektiğini biliyordum nereden başlamam gerektiğini bilmiyordum. 

"Bana elini bile sürmediğin o gece, artık benimle olmak istemediğini düşündüm."

Dürüstçe konuşmaya başladığında başımı hızla ona çevirdim. Şaşkınlıkla gözlerim açıldı.

"Hyung hayır, seni istemediğim bir an bile yok. Sen-" Konuşmamı bitirmeme fırsat vermeden devam etti.

"O zaman neden bana öyle davrandın?"

Derince nefes aldım, aramızda bir yanlış anlaşılma vardı ve bu benim hatamdı.

"Hyung, o gün stüdyonda bana duygular konusunda çok net bir açıklama yapmıştın. Ben de düşündüm ki... eğer ilişkimizde bazı sınırları aşmak istemiyorsak, gereksiz temaslardan kaçınmalıyım. Böylece hislerimi kolaylıkla saklayabilirdim."

Kaşları çatılmıştı, "N-ne hisleri Taehyung-ah, daha açık ol."

Başımı koltuğun başlığına yaslayıp gözlerimi kapadım. Ona bunu söylediğimde ne tepki vereceğinden emin olamamanın gerginliği vardı üstümde. Risk alıyordum ve buna değip değmeyeceğini bilmiyordum bile. Ama yine de o sözcükler döküldü dudaklarımdan. "Hyung, b-ben sanırım sana aşık oldum." 

Nefesimi tuttum yüzüne bakarken. Ardından yutkunup konuşmaya devam ettim:

"Hislerimi anlamam uzun sürdü çünkü korktum. Senin... duygular konusundaki tutumun ve sonucunda seni kaybedecek olmam beni korkuttu ve... sürekli bastırdım hislerimi. Ama yapamıyorum hyung, sana dokunmadığım zaman ellerim kavruluyor gibi hissettim. Aramızdaki mesafeyi korumanın tek yolu bu gibi görünmüştü o an gözüme ama bana kendimi... berbat hissettirdi hyung."

Sinful Love 🔞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin