"Ben senin kadar cesur değilim Jimin-ah, işin ucunda onu kaybetmem var."
"Ben de senin kadar şanslı değilim Tae, sen onunla sevişebiliyorsun hiç değilse. Ben ise çaresiz bir aşık gibi davranıyorum." Suratını asıp cılız sesle devam etti, "Onu tekrar öptüm, hatta bana karşılık verdi bu sefer. Ahhh! Çok güzeldi." Şokla başımı çevirdim.
"Ne?! Onu cidden tekrar mı öptün? Ne tepki verdi?"
"Çok güzeldi Taehyung-ah, dudaklarının yumuşaklığını, tadını hala hissediyor gibiyim. Ahhhh." Hülyalı bakışlarının yerini kızgınlık ele geçirmişti. "Şimdi şu halime bak! Hiçbir şey olmamış gibi davranıyor, sinir oluyorum. Onu öptüm ve o da bana karşılık verdi. Ama sabah uyandığımızda neşeli neşeli 'gÜnAYdIn JiMiNaaH' dedi ve... başka hiçbir şey söylemedi. Dün geceki öpüşmemizin bahsini bile açmadı. "
Sesini alçaltarak Hobi hyungun taklidini yaptığında hafifçe güldüm. Ona cidden aşıktı ama Hoseok hyungun hiçbir şey yokmuş gibi davranması Jimin'e kendisini kötü hissettiriyordu. Dahası, Hobi hyungun tamamen uzaklaşmasından korkuyordu ve... onu şu an en iyi ben anlayabilirdim.
Toplantıdan yeni çıkmıştık ve on beş dakika dinlenip dans pratiği yapacaktık. Uzun bir toplantıydı, Amerika'daki şirketimiz Columbia'daki yapımcılardan bir şarkı gelmişti elimize ve Bang pd bu şarkı hakkında konuşmuştu. Şarkı tamamen İngilizceydi ve hit olma potansiyeli vardı. Demosunu dinledik ve hepimiz de beğendik. Özellikle Namjoon hyung, şarkının retro havasına bayılmıştı. Bang pd yakın zamanda bu şarkı ile ilgili planımızın olmadığını ancak Ağustos gibi yayımlayabileceğimizden bahsetti. Çünkü o aralıkta festa ve mixtape yayımlanacaktı. Biz de onayladık ve daha sonra üstünde çalışmak üzere şarkıyı bekletmeye karar verdik.
Şimdi şirketin koridorlarında geniş ve tamamen beyaz olan dans stüdyomuza doğru yürürken Jimin ile sessiz sessiz konuşuyorduk. İkimiz de umutsuz vakaydık. Ona Yoongi hyunga olan hislerimden bahsettim, ona karşı basit bir cinsel çekimden daha fazlasını hissettiğimi söyledim. Onu kıskandığımı anlattım. "Ona aşıksın bence." diye net bir şekilde cevapladığında irkilmiştim. "Çünkü ben de aynı şeyleri Hobi hyunga hissediyorum, o yüzden seni anlıyorum." dedi peşinden.
"Ama işin içine duyguların girmesini istemediğini söyledi. Ve bunu gayet net bi şekilde belirtti."
Endişeyle yüzüne baktım, "Jimin-ah onu kaybetmek istemiyorum."
Düşündü biraz, "O zaman sen de duygularını hissettirecek her şeyden kaçın." Nasıl yani dercesine baktım.
"Ya işte mesela öpüşmekten veya sevişirken gereksiz her temastan bahsediyorum. Hislerinin açığa çıkmasına neden olabilecek şeyler işte."
Düşündüm, haklıydı. İşe yarayabilirdi. Başımı salladım, deneyecektim.
"Eee sen ne yapacaksın? Daha ne kadar bekleyeceksin?"
Çaresizce başını eğdi, "Bilmiyorum, onu tekrar öpmek için deliriyorum ama yapamam. Bana kendimi berbat hissettireceğinden eminim. Hiçbir tepki vermeyecek ve sanki hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam edecek, bundan eminim."
Dans stüdyosuna geldiğimizde Seokjin hyung ve Namjoon hyung çoktan oradaydı, bizim ardımızdan da Jungkook geldi. Hobi hyung ve Yoongi hyung henüz ortalarda değildi. Jimin ile sohbetimize mecburen ara verdik. Duvar kenarındaki siyah sandalyelerden birine bıraktım kendimi ve yerdeki kutunun içinden bir şişe su alıp kafama diktim. Birazdan çok su kaybedecektik.
Az sonra Hobi hyung ve Yoongi hyung girdi içeri, yanlarında dans hocamız da vardı. Bir şeyler konuşuyorlardı ama duyamadım. Onlar içeri girerken gözlerimle Yoongi hyungu takip ettim. Daha yeni boyattığı siyah saçlarına baktım. Bembeyaz teniyle tezatlık oluşturan saçları ona çok yakışmıştı. Muhteşem görünüyordu. Ona her şey yakışırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sinful Love 🔞
RomanceTaehyung, yeni şarkısını göstermek için Yoongi'nin stüdyosuna gider. Ancak Tae görmemesi gereken bir şey görür: Yoongi'nin beyaz, dantelli iç çamaşırını. Ve bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmaz.