Bana Dokunmana İhtiyacım Var.

2K 121 30
                                    

     O geceki tuhaf birlikteliğimizin ardından günler geçmişti. Tuhaf diyorum çünkü daha sonrasında tarif edemediğim bir şekilde beni rahatsız etmişti. Zevk almadım demiyorum, çok zevkliydi kesinlikle. Yoongi hyungla sevişmek her zaman çok zevkliydi. Ama ona dokunamamak, hislerimin açığa çıkmasının gerginliği, sonucunda onu kaybetme ihtimalinin korkusu tuhaf hissettirmişti. Tabii bir de ben duştan çıkana kadar beklemeden sessizce çıkıp gitmesi de vardı. Konuşamamıştık. Normalde her sevişmenin ardından uzanır sohbet ederdik. Gerekli gereksiz her şeyden bahsederdik. Onunla ilgili keşfettiğim bir şey de buydu, seks sonrası gevezelik etmeyi seviyordu. Normalde böyle değildir, bilirsiniz daha çok sessiz kalmayı tercih eder, bizim gibi pek gürültülü biri değildir. Onu kollarımın arasına alırdım, o da tıpkı bir kedi gibi kıvrılırdı bana doğru. Sonra da saatlerce konuşurduk. Onu güldürürdüm, istediğim gibi dokunurdum, öpücüklere boğardım. Güzel olurdu işte.

Ama...

O gün böyle olmamıştı. Ona gerekmedikçe dokunmamıştım, sevişirken yüzünü görememiştim, gözlerine bakamamıştım, dudaklarını öpememiştim, vücudunun her bir noktasına tapınamamıştım. Alıştığım bu düzenden sonra çok... sığ gelmişti bu bana. Çok basit ve çok duygusuz. Ama o bunu istiyordu, çok net bi şekilde belirtmişti. O aramızdaki sınırı korumak, her şeyi kontrol altında tutmak istiyordu. Ve ben onu kaybetmeyi göze alamayacak kadar cesaretsizdim. Alıştığım teninden ayrı kalmak cehennem gibi hissettirirdi, buna emindim. Ona hiçbir zaman tamamen sahip sahip olamamak ve her an ellerimin arasından kayıp gidecekmiş gibi hissetmek kahrediyordu beni. 

Gerçi o gecenin sabahında Jimin'in söyledikleriyle kafam karışmıştı. Jimin o gece, Yoongi hyungun odamdan çıktığını görmüş.

"O beni görmedi karanlıkta kaldığım için ama ben gördüm, çok şey görünüyordu... nasıl desem, üzgün. Hatta odandan çıktıktan sonra kapının önünde biraz bekledi, tekrar içeri girmeye niyetlendi ama vazgeçti."

Beraber şirkete giderken arabada konuşuyorduk, bu yüzden kısık sesle anlatıyordu. O anlatırken içimde bir şeylerin koptuğunu hissettim. O gece odamdan neden öylece ayrıldığına anlam vermemiştim. Jimin'in anlattıkları da aklımı iyice karıştırmıştı. Gitmek istememiş miydi? E peki o zaman neden habersizce çıkıp gitmişti ki? Ona beklemesini ve duş alabileceğini söylemiştim. Bekleyebilirdi ama sessizce ayrılmayı tercih etmişti. Peki o zaman neden üzgündü ya da neden tereddütle beklemişti kapımın önünde? 

Soruların hiçbir cevabı yoktu, cevapların hepsi Yoongi hyungdaydı ama o geceden beri yoğunluktan dolayı bir araya gelip konuşamamıştık. Gerçi konuşmak istesem bile ne diyecektim ki? Muhtemelen kestirip atar, önemsemezdi.

Dün Yoongi hyungun mv çekimi vardı ama şirketteki işlerden dolayı gidememiştim. Hobi hyung ile Jimin gitmişti, hatta ona kahve arabası bile yollamışlar. Onları gördüğüne çok sevinmiş ama Jimin'in söylediğine göre sürekli birini bekliyor gibiymiş. Ona birini bekleyip beklemediğini sormuş ama Yoongi hyung kaçamak cevaplar vermiş. 

"Bence senin gelmeni bekliyordu." 

Jimin aniden söyleyince ağzımdaki lokmayı çiğnemeyi bıraktım. Şirketteydik ve öğle yemeği için ramen yiyorduk. Dans stüdyosunun yanındaki dinlenme odasındaydık. 

"Sanmıyorum, gelmemi isteseydi söylerdi bence."

"Bence söyleyemezdi, aranızın tuhaf olduğunu sen söyledin. Belki de gelmeni isteyip de sana bunu söyleyememiştir."

Lokmamı yutup gözümü Jimin'den çekip düşündüm. Mv çekimi yarın da devam edecekti. Gitmeyi istiyordum aslında bakarsanız, bugün fırsatım olsaydı giderdim de. Jimin'in söyledikleri her ne kadar olası gelmese de Yoongi hyungu tebrik etmek için orada ona destek olmalıydım zaten.

Sinful Love 🔞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin