27-Bitti-

1.6K 90 19
                                    

İçim içimi kemiriyordu artık. Bu Tarık'ın bu kadar sessiz kalması beni gerçekten korkutuyordu. Ne yapar bilmiyorum ancak sessiz kalmayacağını çok iyi biliyorum. Bu kadar çabuk kabuğuna çekilmesi imkansız,bir yerlerde bir plan kuruyor ya da o planı uygulamaya sokmaya çalışıyordu buna emindim. Eğer her şeye rağmen gidip Turan'a bir saçmalıklar anlatırsa bu gerçekten kaçınılmaz bir son olacaktı benim için. Çünkü ona yalan söylemiştim hemde bir değil birden fazla. Ona Tarık ile görüştüğüm halde görüşmediğimi söyledim. Ona hiçbir sıkıntı olmadığını söyledim. Ve en kötüsü de onun öğrenmesini istemediğim bir şeyi Tarığa karşı ona anlatmış gibi davrandım. Kendi kendimi bitirmiştim ve ne bok yiyeceğim hakkında en ufak bir fikrim de zikrim de yoktu.

Ellerimle yüzümü ovuşturup önümdeki dosyayı kapattım. Zaten gün içerisinde iki tane duruşmaya girmiştim bir de diğer müvekkillerin dosyalarını birden çok kez okuyarak daha fazla zihnime işgence  uygulamasam iyi olacaktı. Daha vaktim var,sonrasında da tekrar tekrar gözden geçirebilirim. Şimdi sadece ve sadece bu işten nasıl kurtulabilirim onu bulmalıyım. Ve bu da Tarığa ulaşıp onunla konuşmaktan geçiyor,başka yol yoktu. Bu yüzden evine gidip onunla konuşacağım. Aradığımda açmayacağına eminim,gidip yüz yüze konuşmak istiyorum.

Oturduğum sandalyeden bir hışımla kalktım ve masamdaki telefonu alıp askılıktan montumla çantamı kapıp odamdan çıktım. Babama yakalanmadan çıkıp gidersem kocaman bir aferini hak edecektim. Çünkü asla ve asla ondan habersiz şu şirketten kaçamıyorum,genelde ensemde bitip beni gafil avlıyor. Ama sanırım bu sefer başarıp koca bir aferini almıştım kendimden. Çünkü aşırı hızlı hareket ederek babama görünmeden şirketten çıkmış ve arabama binip uzaklaşmaya başlamıştım bile.

Tarık'ın evine geldiğimde seri hareketlerle arabamdan indim ve kapıya varınca zile basıp bir-iki adım geride beklemeye başladım. Eğer gerçekten sesi soluğu kesilmişse şu an yaptığım yine kendime zarar vermek olacaktı ancak en azından içim rahatlamış olacaktı. Eğer hala Turan'ın bilmediğini öğrenirse ben daha çok sıçıp sıvayacaktım..Of..Gitsem mi? Hazır hala açmamışken bence geri dönebilirim.

''Vera?'' Tam arkamı döndüğümde sesi kulaklarıma dolmuştu.Yanaklarımı şişirip gözlerimi devirdim ve arkamı döndüm. ''Ne işin var burada?'' 

''Konuşmak için gelmiştim.'' Dedim yutkunarak. Bu evde o kadar çok anım vardı ki içeri adım dahi atmak istemiyordum.

''Burada mı duracağız?Gel içeride konuşalım.'' Dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım. Anlayışla başını sallamıştı o da. Bu hareketi de beni şaşırtmadı değil doğrusu.. 

Üzerine bir hırka aldığında birlikte bahçesindeki salıncağa geçtik ve oturduk. Aslında bu salıncakta bile anılarımız mevcuttu ancak içerisi kadar değildi işte.Bu anıların gözümün önüne gelmesini hiç istemediğimden tez zamanda konuşup burayı terk etmek istiyordum.

''Mesajıma yanıt vermedin.'' Dedim korkuyla yüzüne bakarken.

''Çünkü böyle bir şey yapmadığını biliyorum Vera. Seni en iyi ben tanıyorum,cidden inanacağımı mı zannettin ?'' Tam anlamıyla SHIT! İnanacağını düşünmüştüm evet çünkü değiştiğimi falan düşünür diye umud etmiştim.Ah cidden bu durum artık sinir bozmaya başladı.. ''Bak ne var biliyor musun ? Sen aptalsın. Kendine özgüveni olmayan bir aptalsın. Ama ben bu haline bile aşığım işte.'' Elleri saçlarıma uzandığında hemen kendimi geri çektim.

''Sınırlarını koru.'' Otoriter sesim ona göz devirtmişti. Hayvan herif. Ben cidden buraya gelmekle kocaman bir hata yapmıştım.

''Eğer bana söylediğin yalan gerçek olsaydı seni takdir ederdim. Seni sevdiğine emin bile değilsin ki kaybetmekten korkuyorsun.. Böyle bir adam ile olmak sana yakışmıyor.'' Dediğinde alaycı bir gülüş takındım. 

TURAN-I VERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin