13 -Alev-

4.7K 202 11
                                    

"Evet küçük anne!" Gözlerimi devirip Tuğçe'nin sofraya getirdiği tatlıyı önüme çektim. Tanrım..O gerçekten tatlı konusunda uzmandı ve bazen arkadaşım olduğu için şükrediyorum.

"Demek Turan yanınızda olacağını söyledi he? Vera bu adamı kaçırırsan seni boğarım." Gözlerini büyütmüş bana bakarken güldüm ve bol çikolatalı tatlıdan bir dilim kaptım.

"Kafam karışık aslında." Dedim ve dudağımı dilimle ıslatıp arkama yaslandım. Kahverengi gözlerim masadaki bir noktaya takıldığında kendi içimdeki düşüncelere kısa süreli bir dalış yapmıştım yine. "Bana çok güzel bakıyor. İyi hissetmem için hep yardım ediyor ama her şeye rağmen onun yanında kendimi çok iğrenç birisi gibi hissediyorum." Diye ekledikten sonra bakışlarımı beni dikkatle izleyen arkadaşıma dikmiştim.

"Neden güzel arkadaşım? Neden?" Derin bir iç çektim ve ofladım.

"Hamileyim Tuğçe. Sen erkek olsan otel odasında bastığın ve hamile kalmış bir kadınla flört eder miydin?" Günümüz Türkiye'sinde ki sorunlardan yalnızda biri. Kadın çocuklu olmayacak ya da daha önce sevişmemiş olacak. Sanki biz aşık olamazmışız gibi aşkı kirlenmek görüyorlardı.

"Saçmalama!" Dedi ve masadaki elime vurdu. "Bir kere herkes aşık olabilir. Sen de oldun,hataydı ama geçmişte kaldı. Senin aşkın yanlış kişiye de olsa gerçekti Vera,her şeye rağmen gerçekti. Bu bebek Tarık'ın değil senin aşkının hediyesi. Turan gibi bir adamın da bunları sorun edeceğini zannetmiyorum. Evet kabullenmesi zor,kıskançlık bir durum ancak bunu geri kafalılar gibi kötü yorumlamayacağına eminim." Hala emin değilim. Geri kafalı değildi evet ama yine de bilmiyorum işte,kafam çok karışık.

"Ben de aşığım. Ben de sevdiğim adamla birlikte oluyorum ama her an her şey olabilir hayat bu." Doğru.

"Aman neyse. Düşünmeyelim şimdi bunları. Ben bu adamı nasıl aşktan kör ederim sen bana onu söyle." Dediğimde sinsi bakışlarını takınıp gülmüştü. O gülünce bende gülüşüne karşılık verdim ve havaya kaldırdığı eline bir beşlik çaktım.

"Kural 1:
Onu Leyla'ya yem etme." Bu muydu? Gözlerimi devirdiğimde tekrar gülmüştü. "Şaka be. Yani bu ihtimali de unutma ama önce güzel bir akşam yemeği yiyin. Belki tatlı bir öpüş gecenize son verebilir.." Tek kaşını kaldırınca güldüm ve masaya yaklaştım.

"Abartma bence Tuğçiş." Bu sefer o göz devirmişti. "Hep ben bir adım atıyorum ama. Yani ne bileyim biraz geri dursam daha iyi değil mi? Sürekli bir şeyleri teklif eden benim." Haklıydım. Yani belki istemiyordur da kırmamak için kabul ediyordur,belli olmazdı.

"Doğru. En iyisi ondan beklemek. Ama ya bir adım atmazsa?" Telefonumun ekranı yandığında gözlerimi telefona yönelttim ve güldüm.

"Attı galiba." Tuğçe heyecanla bağırınca telefonumu hemen kavrayıp kilidini açtım ve Whatsapp'a girip mesajına tıkladım.

Turan:
Bir asker en çok operasyon sonrası kahve içmeyi sever biliyor musun?

Hayran hayran mesaja baktığımda Tuğçe telefonu elimden çekmişti. Bende çenemi avucuma yaslayıp şapşal şapşal sırıtmaya devam ettim. Bu kaderin bir mesajı olmalıydı bence. Tam onu düşlerken mesaj atmasını başka şekilde bağdaştıramazdım yani.

Ben:
Bu askere seve seve eşlik edecek bir avukat biliyorum.

Tuğçe'den telefonu geri alıp mesajına cevap vermiştim. Mesajımı birkaç saniye içinde görmesi kalp atışlarımı normalin biraz daha üstüne çıkartmıştı.

Turan:
1 saat sonra evdeyim.

Ben:
1 saat sonra sendeyim.

Telefonu masaya geri bıraktığımda Tuğçe delici bakışlarını bana bahşetmişti.Kıkırdadım ve alt dudağımı ısırıp tekrardan arkama yaslandım.Sanki ilk randevuma çıkacak gibi bir heyecan vardı içimde.Neden böyle oldu bilmiyorum,bunca zamandır çokça kez kahve içtik ve sohbet ettik.Ama hiçbirinde bu heyecanı beslememiştim.Sanırım onu beğendiğimi kendime itiraf ettiğim için oluyordu tüm bu hisler.

TURAN-I VERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin