33 -Çiçek-

1K 61 20
                                    

Sayamadığım kadar uzun zamandır gelmediğim askeriyeye geldiğimizde istemsizce gülümsemiştim. Herkesi çok özlemiştim, yani çok kişiyi tanımıyordum ama tanıdıklarımı da özlemiştim. Neredeyse 1 ay gibi bir süredir hiçbirini görmemiş buraya da gelmemiştim dediğim gibi. Turan'ı arayan Yuşa'yı tanımıyordum mesela ama ismini duymuştum. Sadece görünüş ve ses olarak bir bilgiye sahip değildim o kadar.

Turan arabayı durdurduğunda kemerimi söküp arabadan indim ve saçımı kulağımın arkasına sıkıştırıp onu beklemeden girişe doğru yürümeye başladım. Çok geçmeden bana yetişmişti. Beklediğim hamleyi yapıp elime uzanmıştı ama ellerimi tutmasına izin verecek değildim. Hemen cebime soktum ve yüzüne bakmamak için de kendimi zor tuttum. Bir süre böyle olmak zorunda Turan. Birileri üzülmesin diye sevdiğin kadını üzdüğünün farkına varmak zorundasın..

Askeriyenin girişinden hemen sağa yöneldiğimizde koridor sonunda beklediklerini görmüştüm. Samet, Tahir, Murat üçlüsü oradaydı. Zaten geriye kalan üçlüyü tanımıyordum. Görümcelik damarlarım hafiften kıpırdadığında bana doğru yan şekilde dönük duran Tuana'yı incelemeye başladım. Esmerdi ve dalgalı saçları omuzlarına dökülecek kadar da uzundu. Burnu pürüzsüz bir şekildeydi, bence burun önemli.. Estetik olup olmadığını buradan anlayamıyorum ama kızda bir doğallık var gibiydi açıkçası. Bu yüzden estetik olduğunu düşünmüyorum.

Boyu idealdi. Benimle aynı boy gibi duruyordu. Fiziği de bir manken fiziği kadar olmasa da güzeldi. Hafif bir ciddiyet seziyordum ama. Bu da Türk istihbaratçısı olmanın verdiği bir ruh halidir diye düşünüyorum.

''Vera?'' Tuana'yı kesme işlemimi ağabeyimin sesi bozmuştu. Arkalarındaki kapıdan çıkıp şaşkınca bana seslendiğinde gülümsedim ve hemen yanına gidip açtığı kollarını doldurdum. O sırada da Turan bey Tuana hanımla merhabalaşıyordu, hatta duyduğum seslere göre baya sarılıp öpüşüyordu! Ağabeyimin eski flörtü de olsa bu Turan'ı kıskanmayacağım anlamına gelmiyordu.

''İyi misin güzelim ?'' Burnu saçlarımdayken tekrar gülümseyişim yüzüme yerleşmişti. Ama bu sefer huzurlu bir gülümsemeydi.. En çok onu merakta bıraktığımdan dolayı gergindim. Ama neyseki geçti artık.

''İyiyim. Geçti, sorun yok.'' Göz kırptığımda alnıma uzun bir öpücük bırakmıştı. İç çekip ondan ayrıldım ve yanına, kolunun altına geçtim. Sevgilimle olduğu kadar ağabeyimle de temas bağımlısıyım evet.. Belki de uzun zamandır hasret kalmamla ilgiliydi bilmiyorum.

''Eee Turan sanki sevgilin gelecekti?'' Tuana Turan'a döndüğünde başımı ağabeyime kaldırdım. Tuana'ya bakarak sırıtıyordu. Sanırım beni ağabeyimin sevgilisi sandı.. Herkes kıkırdarken Turan beni işaret etmişti.

''İşte.'' Gözlerime büyüleyici bakışlarını yollarken sertçe yutkundum ve bakışlarımı kaçırdım. ''Vera benim kız arkadaşım. Bu da Tuana Vera, eski tim arkadaşımız.'' Diye ekleyince sevecen bir ifadeyle şaşkın şaşkın bakan Tuana'ya elimi uzattım.

''Memnun oldum.'' Bir süre suratıma bön bön baktıktan sonra elimi sıkıp gülümsemeye çalışmıştı.

''Ben de öyle.. Peki Kemal siz tanışıyor musunuz? Ben anlamadım birisi açıklayabilir mi?'' Dediğinde ağabeyime baktım. Kollarını göğsünde birleştirmiş hala gülüyordu.

''Vera yengemiz oluyor. Aynı zamanda da Kemal komutanımızın öz ve öz kardeşi.'' Tahir konuşunca yanına gidip sıkıca sarıldım. Özlemiştim hepsini gerçekten.. Sırasıyla Samet ve Murat'a da sarılıp merhabalaşmıştım. Diğerlerine de selam verdikten sonra tekrar Tuana'ya döndüm.

''Senin kız kardeşin mi vardı?'' Biraz rahatsız olmaya başlıyorum. Bu kadar kabullenemeyecek ne var ortada? ''Böyle bir şey paylaşmamıştın o yüzden şaşırdım kusura bakma.''

TURAN-I VERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin