3 -Sevkiyat-

9.6K 333 57
                                    

ÖNEMLİ:
Arkadaşlar,gerçek hayatta yazdıklarım gerçekleşmiyor hatta gerçekleşmesi imkansız oluyor olabilir. Takdir edersiniz ki ben bir kurgu yazıyorum o yüzden şimdiden uyarımı yapayım sonra yorumlarda kaba bir dille yazdıklarımın saçma olduğu dile getirilmesin ☺️ yani hikayeyi beğenmeyebilirsiniz ama kurgu gereği yapmam gereken şeyler var,bunlar gerçekte olsa da olmasa da. Eleştireye her zaman açığım,aşırıya kaçılmadıkça❤️😘

Kar taneleri kirpiklerime düşüp görüş alanımı engellediğinde gözlerimi kırpıştırdım. Hava gerçekten çok soğuktu,sanki teninizi bıçakla kesiyorlarmış gibi hissettiriyordu. Ayrıca uykum hala bedenimde bir yerlerde pusu kurmuş beklerken ona eziyet etmek hiç hoşuma girmemişti. Sıcacık bir yatak ve derin bir uyku istiyorum,hepsi bu. Şu iş bir an önce hallolsun yoksa delireceğim.

Sessiz sokağı inleten kapı sesi yerimden sıçramama neden olduğunda başımı sağa doğru çevirdim. Kısa,şişko ve kel bir adam buraya doğru geliyordu. Montunun fermuarını boğazına kadar çekti ve cebinden çıkarttığı sigarasını dudaklarının arasına alıp usulca yaktı. Karanlık havada belli olan sigara dumanı yüzümü buruştururken Turan'ın olduğu yöne doğru döndüm. Gözlerini bir kere kırpıp belindeki silahı bana gösterdiğinde rahat bir nefes almıştım. Bana,bir şey olursa çığlık atmamın onu devreye sokacağını söylemişti. Umarım sorun çıkmadan hallolurdu.

Adam görüş alanıma daha çok yaklaştığında sertçe yutkundum. Bir çırpıda içtiği sigarasından son bir duman alıp yere attı ve ayak ucuyla külünü söndürüp beni baştan aşağı süzdü. Hiç işbirlikçi bir tipim olduğu söylenemez,zaten öyle de değilim amca ama sen beni öyle bilmelisin.

"Parayı ulaştırınca ararım." İki büyük bavulu ona verdiğimde konuşmuştu. "Takip edilmedin değil mi?" Diye eklediğinde ise başımı olumsuz anlamda sallamıştım.

"Haber bekliyorum,Tarık çevirmeye takılırsanız ne yapmanız gerektiğini bildiğinizi söyledi." Burnunu çekip tırın arkasına geçti ve büyük kapıyı açıp çantaları içine fırlattı.

Büyük saman dolu kasanın birini güçlükle kendine çektiğinde hayretle onu izliyordum. Para çantasını samanların altına yerleştirdi ve üstüne bir kasa daha yerleştirip az önce bindiği kasadan inip tırın büyük kapısını kapattı. Ellerini birbirine sürttükten sonra da bana döndü.

"Biliyorum,merak etmesin." Korkuyla başımı salladığımda bana bakmayı kesip şoför koltuğuna ilerledi. Ben de daha fazla burada durmak istemediğim için hızlıca Turan'a doğru ilerlemeye başladım.

Sinirden yine gözlerim dolmuştu. Zaten üşüyorum diye titriyordum şimdi bir de üstüne sinirden titremeye başlamıştım. Tarık gerçekten hayallerimin katilinden başka bir şey değildi. Bir gecede birinden nasıl soğursunuz görmek isterseniz bana bakabilirsiniz. Ondan gerçekten iğreniyorum. En kötüsü de ona nefret bile besleyemiyorum,şaka gibi. Normalde ondan nefret edip onu öldürmek istemem lazım ama o,nefreti bile hak etmeyecek kadar kötü bir profil çizdi gözümde.

Askere gitmeyişini şimdi daha net anlayabiliyorum. Ona yalvarmıştım,askere gitsin diye yalvarmıştım ama o bedelli gibi iğrenç bir şeyden yararlanmıştı. Evet çok sosyete bir ailede büyüdüm ama vatan,millet,bayrak ve en önemlisi Atatürk sevgisinden mahrum büyümedim. Babam da amcalarım da dayılarım da askerliğini yapmış insanlar. Ama ben,ben nefes alayım diye can veren insanların yedikleri mermide payı olan bir şerefsizi severek onlara ihanetin alasını yapmışım meğersem. Suçlu tamamen benim,her şeyin suçlusu tamamen benim.

Gözyaşım yanağıma süzülürken arkama döndüm. Tır sessiz sokağı usulca terk ettiğinde ise hemen Turan'ın girdiği sokağa girdim. Beni görünce kaşları çatılmıştı. Elindeki silahı beline sokup yanıma geldi ve iki eliyle kollarımı tutup yüzüme dikkatle baktı.

TURAN-I VERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin