10 -Samimiyet-

4.8K 232 36
                                    

Uykusuzluk bütün bedenimi sarmışken daha fazla babamın dosyalarıyla uğraşamayacağımı fark edip gözümdeki gözlüğü çıkarttım ve dosyalarımı güzelce toparlayıp kenara dizdim. Annemin uyanmaması için sessizce çalışma odasından çıkmış ve yine sessizce kendi odama ilerlemiştim. Zaten onu zor uyutuyordum,şimdi uyanırsa yine babamı hatırlayıp ağlayacaktı. En ufak sese de uyanıyor,bu yüzden dikkatli olmam gerekiyor.

Dolu dolu iki haftayı geride bırakmıştık ve ben pek bir yol katletememiştim. Sadece babamın mahkemesini erteletebilmiştim. O zamana kadar da delilleri aramaya devam edecektim işte. Tek sorun dekontları bulmam,o dekontları bulur bulmaz işim kolaylaşacak. Sonuçta kime para yollandığını görmüş olacağım ve böylelikle o kişiyi bulup lehimize konuşturacağım. Tabi biz taşındığımız için o dekontları bulmam aşırı zorlaştı.Depoyu allak bullak ettim ama bulamadım,hala bakmadığım kartonlar var ancak hepsine bir çırpıda bakmam çok zor.

Odama geldiğimde kapımı kapatıp çalışma masama ilerledim.Masadaki kitap yüzümü gülümsetirken sandalyemi çekip oturmuştum.Şu iki haftada Turan ile olan samimiyetim ilerlemişti ve bana bir kitap önermişti. İlber Ortaylı'nın Türklerin Tarihi adlı kitabının ilkincisini vermişti bana. Yani başka kitap vermesi beni şaşırtırdı gerçekten.Ama yine de okudum ve gayet de beğendim,yarın görüşecektik ve ikincisini de alacaktım. Bu sabah bitirdim zaten,yarın buluşmadan önce söylerdim ikincisini de getirirdi bana. Hatta şimdi mi arasam?Saat on bir olmuştu ama uyuduğunu zannetmiyorum.Genelde gece yarısından sonra uyuyorum demişti.Operasyonu da yüksek ihtimalle bitmiştir,dünden önceki gün gitmişti çünkü.

Kararsızlığımı yendikten sonra telefonu alıp onu aradım.Birinci çalış başarısız,ikincisi de başarısız ve üç ile dördüncü çalış da başarısız.Beşinci çalışımın da başarısız sonuçlanması beni pes ettirmeye yetmişti tabii ki.Demek ki uyuyor.Umarım sessizdedir de uykusunu bölmemişimdir.Tam telefonu kapatacakken isminin altında saniye çıkması beni sevindirmişti.

''Turan?Uyumuyordun değil mi?'' Dedim heyecanla telefonu kulağıma götürdükten sonra.

''Uyuyor.'' Başka bir ses duymayı beklememiştim.Yani genelde kız sesi duyulur ama ben başka bir adamın sesini duymuştum.

''Anlamadım?Kimsiniz?'' Anlamadım çünkü daha önce böyle bir şeyle karşılaşmadım.

''Arkadaşıyım ben.'' Ağlıyordu.Evet,evet karar verdim benimle konuşan adam ağlıyordu. İyi de neden ağlıyor ? ''Turan uyuyor çünkü vuruldu,Şehir Hastanesine gitmeye çalışıyoruz.Ve eğer şu siktiğimin trafiği bitmezse bir daha uyanamayacak.''

Telefonum parmaklarımın arasından düşerken dudaklarım çoktan aralanmıştı bile.O vurulmuştu ve ölebilirdi ve benim bir kişiyi daha kaybetmeye inanın niyetim yoktu..Sahra'dan sonra onu da kaybedersem bu sefer güçlü kalamayabilirdim.Daha bana ikinci kitabı verecekken asla ölmesine izin veremem,ölmemeli yani en azından şimdi değil.Ben ne yapabilirim bilmiyorum ama burada durmamalıyım onu çok iyi biliyorum.

Şoktan açılan ağzımı kapatıp telefonu yerden aldım ve yatağımdaki çantama attım.Üzerimi zaten çıkartmamış olmamın verdiği avantajla hızlıca uzun kabanımı giyindim ve çantamı da omuzuma alıp odamdan çıktım.Yanında olmak istiyordum,ne olursa olsun uyanana kadar yanında olmak istiyordum.Uyanacağını da biliyorum,bana kolay kolay pes etme diyen adamın kendisinin kolay kolay pes edeceğini hiç zannetmiyorum çünkü.

Hem o askerdi.Askerler çok güçlüdür,kolay kolay devrilmezler ki..Kaç kurşun yedi bilmiyorum ama o kurşunlar yüzünden gideceğini zannetmiyorum.Turan da güçlüydü hemde babamdan sonra tanıdığım en güçlü adamdı.Beni o ayakta tutmuştu!Bu kadar süre boyunca beni o rahatlattı.Onun gibi pozitif bir insanın kurşunlara yenik düşmeyeceğini biliyorum ve bunu ona hissettirebilmek için de hep yanında duracağım...

TURAN-I VERAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin