8.Bölüm- Doğum günü

34 8 0
                                    


Günümüz (Kumsal'dan)

Sabah alarmın tiz sesiyle ve baş ağrısıyla uyandım. Tabi dün o kadar ağlarsan olacağı bu. Oflayarak battaniyemi üzerimden attım ve ayağa kalkıp esnedim. Saate ve tarihe baktım. Bugün Annemin  doğum günüydü. Hâlâ biraz uykum olduğu için duşa girdim. 10 dakikalık süren duşun ardından mavi kot pantolon ve siyah sweatshirt'mı giydim. Saçlarımı kurutup kahküllerimi düzelttim. Hafif makyaj yapıp koluma annemden kalan saatimi taktım. Okula serbest gidebiliyorduk. Tabi fazla abartmamak şartıyla. Yatağımın üzerini örtüp telefonumu elime alıp saate baktım okula geç kalacaktım. Hemen çantamı alıp aşağıya indim. Kahvaltı yapmaya vaktim kalmamıştı. Bizimkiler kahvaltı yapıyordu. Merdivenden farkında olmadan o kadar hızlı inmiştim ki az daha düşüyordum. Düşmemek için merdiven korkuluğuna tutundum neyse ki düşmemiştim. Geri kalan basamakları biraz daha yavaş yavaş indim.

"Günaydın, Görüşürüz açelya anne, baba okula geç kalıyorum benim çıkmam lazım."

"Yemek yiyip öyle gitseydin kuzum."

Açelya annem, o gerçekten çok iyi kalpli kadındı ve ilgili bir anneydi.

"Ben şimdi çıkmazsam geç kalırım okulda atıştırırım birkaç şey."

"Pekala kuzum kendine dikkat et görüşürüz."

Kapıya ilerleyip beyaz spor ayakkabılarımı giydim. Arabaya doğru ilerledim. Dün eve yürüyerek geldiğim için arabayı okulun otaparkında unutmuştum. Büyük ihtimalle  Baran getirmişti. Arabayı orta hızda sürmeye başladım umarım başıma bir şey gelmezdi okula gitmeden önce mezarlığa uğrayacaktım çünkü bugün Annemin doğum gününü kutlayacaktım.

Arabayı mezarlığa doğru sürmeye başladım.  10 dakika sonra mezarlığa vardım ve arabadan aşağıya indim.

Banu Özkan
1979-2011

Annemin mezarının yanına çöktüm ve mermerine dokundum.

"Annem "diye fısıldadım daha şimdiden ağlamaya başlamıştım. Gözyaşlarımı silip "İyi ki doğdun anne, seni çok ama çok seviyorum." dedim titreyen sesimle.

Ayağa kalkıp annemin mezarının başını öptüm ve elimdeki zambağı annemin mezarına dikip hemen annemin yanında ki babamın mezarına geçtim.

"Seni çok seviyorum babacığım" deyip onun da mezarının başını öpüp zambak dikip gözyaşlarımı silerek ayağa kalktım. Mezarlarının üstünde birsürü zambak çiçeği açmıştı.

"Sizi seviyorum, ama şimdi gitmem lazım. Okula geç kalıyorum. Bu seferlik erken gitmek zorundayım, size söz okul çıkışı veya başka bir gün geleceğim."

Mezarlıktan çıkıp arabama bindim ve okula doğru sürmeye başladım. Okula vardığımda otoparka park edip arabadan indim. Kantine doğru yürümeye başladım. Kantine vardığımda Aykut'la Ela gülerek sohbet ediyorlardı. Kantinci abiden köfte ekmek ve elmalı soda sipariş edip parayı verdikten sonra yanlarına "Günaydınn" diyerek geçtim.

Ela'nın karşısına yani Aykut'un yanına oturdum.

"Günaydın kaçak" dedi ela göz kırparak.

Dün okuldan erken gittiğim için öyle demişti büyük ihtimalle.

"Dün ne konuştunuz Doruk'la?" Ela konuya direkt girmişti.

Oflayarak "ne diyebilir yine affet beni kumsal çok pişmanım" diyerek doruğun taklidini yapınca, Ela gülme krizine girdi gülmesini durduramadığında dayanamayıp ben de gülmeye başladım. Hâlâ gülmeye devam ederken kantincinin sesi gülmemi kesmeme neden oldu.

"Köfte ekmek hazır" dediğinde ayağa kalkıp elmalı sodayla beraber köftemi elime aldım. Kurt gibi acıkmıştım köfteden bir ısırık alıp  aykutun yanına tekrar oturdum. Ela'yla Aykut bir konu üzerine tartışıyorlardı ama pek umurumda değildi çünkü köfteyi yemekle meşguldüm.

"Sence kumsal?" Ela'nın bana soru sormasıyla emek boğazımda kaldığı için öksürmek zorunda kaldım. Hemen sodadan birkaç yudum içip Ela'ya döndüm.

"Yavaş yesene kızım boğulacaksın." dedi gülerek. Hafif tebessüm ettim. Onları dinlemediğim belli olmasın diye "Aykut haklı" Ela her kavgada fazla abartıyordu o yüzden Aykut'u savunmuştum.

"Yaşa be kumsal."

Ekmeğimden bir parça daha almıştım ki Ela konuşmaya başladı.

"Tabi canım zaten tatile gidip beni götürmemesi orada daha güzel kızlar olması benim için sıkıntı değil kesinlikle, Aykut haklı" dedi ela trip atar şekilde konuşmuştu. Nasıl ya Aykut Ela'yı bırakıp tatile mi gidiyordu ve üstüne kızlar da mı olacaktı?

Kaşlarımı çatıp yediğim köfteyi yutup konuşmaya başladım. "Sizin aranızda olan bir şey bu kendi aranızda konuşup halledin ben sınıfa gidiyorum "

Elimdeki sodanın içindeki birkaç yudumu içip ayağa kalktım. Çöp kutusuna doğru giderken birine çarptığım için durmak zorunda kaldım. Kafamı kaldırıp çarptığım kişiye baktım. Baran'ı göreceğime hiç bu kadar sevineceğimi düşünmemiştim. Ela'yla Aykut'un tartışmalarından sıkılmıştım.

"Kumsal yavaş gelsene kızım, iyi misin?" Kafamı olumlu anlamda salladım. "Günaydııın nerelerdeydin bu kadar geç kaldın baran?" dedim hesap sorar bir şekilde, çünkü Baran hep bizden önce gelirdi.

"Günaydın da, büyüdünüz de bana hesap mı soruyorsunuz küçük hanım? işlerim vardı"

Bana her seferinde küçük hanım diyordu ama aramızda sadece 2 yaş vardı. "Her neyse sen bizimkilerin yanına git ben bunları çöpe atıp geliyorum." Kafasını olumlu anlamda sallayıp o tarafa doğru yürümeye başladı.

Çöp kutusu kantinin girişindeydi. Elimdeki sodayı çöpe atmıştım ki arkamdan bir kızın seslenmesiyle arkamı döndüm.

ATAZAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin