Araba üstüme doğru geliyordu o anlık korkuyla yolun ortasında öylece kalmıştım siz hiç öleceğinizi zannedip korkuya kapıldınız mı?, evet tam da şuan o durumun ortasındayım . Ne yapacağımı bilmezken birinin kolumdan hızlı bir şekilde tutup çekmesiyle korkup çığlık attım . Beni kimin kurtardığına bakmak için kafamı kaldırdığımda bana sinirli bir şekilde bakan atayla karşılaştım onun burada ne işi vardı? , ve neden bana sinirli bakıyordu?
"Kumsal delirdin mi sen ne yapıyorsun yolun ortasında kendini öldürmeye mi çalışıyorsun!?" dedi bağırarak ve sinirli çıkan sesiyle kolumu hala tutuyordu canım yanmıştı
"kolumu acıtıyorsun" dediğimde kolumu tutan eline baktı ve elini gevşetti ama bırakmadı. Siniri geçmişti sanırım kaşları gevşemişti çünkü.
"iyi misin" diye sordu bu sefer sakin bir sesle konuşmuştu kafamı olumlu anlamda sallayıp konuşmaya başladım
"aslında markete gidiyordum , bir anda kendimi yolun ortasında buldum" dedim .
Ata ise oflayarak "ben olmasaydım" dedi ve cümlesini tamamlayamadı .
Haklıydı o olmasaydı ölebilirdim, yutkunup konuşmaya başladım
"izin verirsen markete gideceğim" dedim ,
kolumu bıraktığında ataya arkamı dönüp markete doğru yürümeye başladım . Markete vardığımda ihtiyacım olan her şeyi alıp eve gidip kapıyı çaldım , kapıyı ela açtı
"hoş geldin" dedi.
Elimde 4 tane poşet vardı 2 tanesini ela elimden alıp mutfağa doğru yürümeye başladı bende kapıyı kapatarak hemen arkasından mutfağa doğru poşetlerle girdim defnede mutfaktaydı montumu çıkarıp dışarıya asıp ellerimi yıkadıktan sonra mutfağa geri döndüm
"evet ilk önce hangi yemeği yapıyoruz ?" diye sordu defne,
"önce çorbayla, pilavı yapalım, ela sen çorbayı yap, ben pilavı yapayım, defne sende salata yap , olur mu" diye konuştum ikisi de onaylar manada kafasını salladığında işe başlamıştık. Mutfak büyük olduğu için rahat rahat iş yapabiliyorduk dedikodu yaparak iş yapıyorduk. Daha doğrusu defne İzmir'den taşındıktan sonra neler yaptığını anlatıyordu hepimiz yemekleri yapmayı bitirmiştik sadece pişmesi kalmıştı. Defnenin de salatalarla işi bittikten sonra orta boy bir tabağa koydu. Yemekleri yapmamız bitince her şeyi tabaklara koyup oturma odasında ki yuvarlak masaya her şeyi taşıdıktan sonra yemeği yemeye başladık, televizyonu açıp Netflixten aşk101'i açıp izlemeye ve yemeğimizi yemeye başladık kimseden ses çıkmıyordu ta ki defne dizi hakkında
"bu kahverengi saçlı kız kumsala çok benzemiyor mu, Kızın aşık olduğu çocukta ataya benziyor" dedi bana bakarak pilav boğazımda kalınca öksürmeye başladım defne ve ela ise bana gülüyordu. Su içip öksürüğümün geçmesini bekledim. Geçtiğinde konuşmaya başladım,
"ata ne alaka ya, neden her seferinde atanın konusu açıp açıp duruyorsunuz" dedim defneyle elaya dönerek ikisi de sırıtarak bana bakıyordu daha sonra susup yemek yemeye başladılar.
sarı saçlı bir kız vardı dizide yanında da bir çocuk vardı ona gönderme yaparak konuşmaya başladım .
"şu sarı saçlı kız da defneye benziyor sanki, yanında ki çocukta barana benziyor" dedim. Defnenin tepkisini merak etmiştim.
Bu sefer yediği yemek defnenin boğazında kaldığı için öksürmeye başladı , elayla ikimiz ise defnenin bu haline kahkahalarla gülüyorduk , defne ise kafasını önüne çevirmiş yemek yiyordu. Utanmış mıydı o? , daha sonra hiç bir şey konuşulmadan sessizce yemek yemeye ve diziyi izlemeye devam ettik. Yemeklerimiz bitince diziyi durdurup tabaklara cips, çekirdek koyup bardaklara da kola koyduktan sonra diziyi izlemeye devam ediyorduk.
sessizliği bozan elanın dizi hakkında "of bu çocuk da çok yakışıklı" demesi oldu.
Aklıma gelen fikirle hiçbir şey demedim sessizce sırtımda ki yastığı aldım , ela diziye odaklanmıştı ve hemen dibimde oturuyordu suratının ortasına yastık atınca korkup çığlık attı ve ayağa kalktı. Ela çığlık atınca defne de bize bakıp gülme krizine girdi. Ben gülmeye devam ederken ela sinirli sinirli bir bana bir defneye bakmaya başladı onun bu hali daha çok gülmeme sebep olurken gülmemi durduran şey suratımın tam ortasına yastık yememdi, ela suratıma yastık atmıştı bu sefer de o gülüyordu , defne de ikimize bakıp gülüyordu. Daha sonrasında
defne "yastık savaşı" diyerek ayağa kalktı ve ben daha ne olduğunu anlamadan defne suratıma yastıkla vurdu.
elada defnenin kafasına yastıkla vurunca bende elanın kafasına yastıkla vurdum.
Kısa bir süre yastık savaşı yapıp gülme krizine girdik daha sonrasında yorulup üçümüz yan yana yere yatıp gülmemizi durdurmaya çalıştık, uzun uğraşlar sonucunda üçümüz de gülmemizi durduğumuz da tavana bakmaya başladık. Saat 1 olmuştu ve yarın okul vardı ama üçümüzün de umurunda sayılmazdı.
"hadi artık yatalım sabah erken kalkmamız lazım sabah okul var" dedi ela esneyerek konuşmuştu neredeyse şuracıkta yatıp uyuyacaktı.
"hadi benim odama geçelim" dedim bende esneyerek ela esnediği için bende esnemiştim
İlk ayağa kalkan defne oldu, ardından bizde kalkıp merdivenlerden çıkıp bizim odaya gittik. Sırasıyla lavaboya gidip geceliklerini giyip geldiler benim odamda kendime ait bir lavaboya vardı. Onlar gelene kadar bende üstümü değiştirip yere 2 tane yer yatağı hazırladım, ikisi de giyinip geldikten sonra ışığı kapatıp yataklarımıza geçtik hepimiz
kısa süren 'iyi geceler faslından' sonra Tam uykuya dalıyordum ki
defnenin "ela çek şu ayağını ağzımdan" demesi uykumu böldü. Sesizce kıkırdadım elayla
defnenin yatağı biraz yakındı. "benim ayağım burada kumsalın ayağıdır o" dedi ela uykulu
sesiyle uyku şaşkınlığı suçu bana attığı için bir şey demedim. sonrası ise derin bir uykuydu.