İhram

7.1K 539 194
                                    

{Sağdaki Faruk'un asıl versiyonu. Soldaki Bilal in. Bilal ile aramdaki kafa Harun'un. En kenardaki Selman'ın. Ortadaki ben -^_^- e ana karakteri erkek yapınca (hayır ben Ali Değilim ben fasulyeyim) kankileri kız olarak kalamazdı değil mi?}
^%^%^%^%*%%#%#%#

Kimse okşamıyorsa sağ omzunu, sol elinin işi ne?

Medine- Mekke yolundayız. Buranın olmazsa olmazlarından otobüs yolculuğunda Kur'an-ı Kerim tilavetini dinlerken sol Yanıma götürdüm elimi. Anlaşmıştık. Ben gidiyordum ama O as da geliyordu. Bugün sabah yeşil kubbenin karşısında son demlerimi yaşarken bir amca geldi Yanıma. Aynı kafiledenmişiz.
- sen RasulAllah as ı ziyarete geldin, peki ya O nun da gelmesini ister misin, dedi. {bu Kısım gerçek!}
Bu nasıl bir soru dercesine:
- tabii, dedim.
Bana eğer O gelecek olsa napardın Tarzı sorular sordu. Kendi kendine cevapladı. Aniden Kapatılan, ya da canlı Kabe'nin açıldığı tv den, saklanan gazete ve dergilerden, odaya verilen çeki düzenden bahsetti. Ve ben tatmin oldum. Efendimiz as ın Sünnet'i yaşıyorsa, Onun Ümmeti olduğumuzu gösteriyorsak Onun bizimle olduğunu Anlattı sorduğu sorulara verdiğim cevaplarla. Zaten son ziyarete girdiğimde bu sefer çok buruk değildi içim. Onu gönlüme yerleştirmiştim ve geldiğini söylemiştim. Itiraz etmedi. Bir de sabah bu Amcamın sohbeti eklenince ne kadar buruk da olsam... Mutluyum işte! Çünkü o benle! Istediğim an konuşabilirim! Düşüncelerimden Faruk'un bağırması sıyırdı beni:
- bak bak aynı sana benziyorlar!

Otobüs de yavaşlayıp sağa doğru yaklaştı. Gördüğüm maymun sürüsü karşısında sakince Faruk'a döndüm ve sinsi bakış attım:
- ihramdasın.

Ha haa 1-1.

Şeker şey gülümsemesi yaptı:
- canım kardeşiiim!

Içimden kahkaha attım:
- ben bu ihram işini çok sevdim ya! Faruk'u bile dize getiriyor.
****************

Burada hiç umulmadık kişiler duanıza ana kahraman olabiliyor. Servis şoförüne kadar. Adını bilmediğiniz amcalara kadar. Annemin okul arkadaşları bile. Hele gördüğünüz insanlardan çağrışım yapmak o kadar çok ki... ve ben burada ne zaman genç bir çift görsem Danyal ile Ravza'yı hatırlayıp dua ediyorum.

Al işte yine. Kızımız peçeli ama yine de belli genç olduğu. Oğlan benimle yaşıt ya da daha küçük. Bir de 1-2 yaşlarında oğulları var. Babası dondurma yedirmeye Çalışıyor. Artık eşi ne diyorsa güldükçe gözleri kısılıyor. MaaşAllah demekten alamıyor insan kendini. BarekAllah. La havle vela kuvvete illa billah.

Yine uzatılan hurmayla teşekkür ettim. Buraya gelen aç kalmaz dostum. Allah rızkını veriyor. Her gün birkaç hurma buluyor seni. Zemzem zaten dolu. Babamızın evimdeyiz. Evet, baba evi burası. Babamız Hz. Adem as ın evi.
***************
...Kabe! Ben seni de götürsem gelir Misin? Yoksa bol bol özleyip öyle gelmem mi iyidir? Her türlü özleyeceğim ama....

Omzuma değen el ile sıçradım. Kabe'yle Konuşurken nasıl dalmışsam artık...

- kanki.
- vat?
- iyisin değil mi?

Kendimden Şüphe ettim. Noldu ki? Sesli mi düşündüm?
- elhamdulillah.

İkimiz de sanki önemli Olayların ortasında kalmışız da çaktırmıyor muşuz gibi keskin ve süzen bakışlarla bakındık.
İngiliz edasıyla (yani mimiklerini Bayağı kullanarak, hatta Tövbe Estağfirullah "şarap ister misiniz Madam?" Bakışları. Çok Tövbe Estağfirullah) Kaşlarını kaldırıp sordu:
- kaçıncı şavttasın?

uzaklara bakıp dudaklarımızı büzüştürdüm:
- sen saymıyor muydun?

Gülmesini dudaklarını bastırarak engelledi:
- 7 şavtlık tavafın 9. Şavtına başlıyoruz. Ama nasıl kaptırdıysan kendini hala fark etmedin.

Dr. Civanım <düzenleniyor> Yb Geldi!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin