Son zamanlarda depresyondayım. Kendimi çok yalnız, çok değersiz hissediyorum. İnsan böyle hissedince doğal olarak hiçbir şey yapmak gelmiyor içinden. Öyle ki dans etmeyi bile bıraktım... Doğal olarak kitap yazasım da gelmiyor ancak bölümün bu kadar geç gelmesinin nedeni aslında sizlersiniz. Ben bir bölümü yayınlar yayınlamaz yeni bölümü yazmaya başlıyorum ancak yayınladığım bir önceki bölümün okunmasında istediğim artışı, yorumlarda ve oylarda istediğim desteği göremeyince otomatikmen zaten bok gibi olan moral/motivasyonum sıfırlanıyor ve yazmayı bırakıyorum:")
Farklı bir konuda da bir şeye değinmek istiyorum;
Kimse üstüne alınsın ya da üzülsün istemiyorum ancak, özellikle bir önceki bölümde bir şey dikkatimi çekti:
Arkadaşlar, bölüm boyunca tek bir tane bile yorum yapmıyorsunuz, bölüme oy bile vermiyorsunuz ve bölüm sonunda sadece yb istemek için yorum yazıyorsunuz, ben bunu cidden kendime saygısızlık olarak görüyorum. Bölümü yayınlayalı yarım saat olmuş yalnızca, siz gelip okuyorsunuz, tek bir yorum yapmıyor, bir oy bile atmıyor ve sonra yeni bölüm istiyorsunuz, bu nasıl bir doyumsuzluk, ne çeşit bir yüzsüzlüktür?
Bazıları da hayalet okuyucu gibi takılıp kitabı son bölüme kadar okuyor, tek bir yorum ya da oy desteği vermiyor ancak kitabın ufacık bir yerinde bir hata(?) fark eder etmez yorum atıyor...
Cidden böylelerini sinirle engelleyesim geliyor ama engelleyemediğimden sakin kalmaya çalışıyorum...
Ayrıca hep söylediğim gibi, beni en çok gelen güzel yorumlar motive ediyor yazmam için. Benim bu işte bir çıkarım, bir gelirim yok ancak ders çalışmak yerine gelip buraya bölüm yetiştirmeye çalışıyorum ve insan ister istemez biraz ilgi, biraz saygı bekliyor... Zaten kendime ve gecevesaturn 'e verdiğim söz olmasa belki de yazmayı çoktan bırakmış olurdum...
Yani velhasıl kelâm, aslında zaten bu bölümün çoktan yayınlanmış olması gerekiyordu ancak ben beklettim, çünkü önceki iki bölüm istediğim okunma/oy/yorum sayısına ulaşmadı:)
Neyse, tekrar ediyorum; niyetim kimseyi incitmek değil ancak içimde kalmasındansa yanlış gördüğüm şeyleri sizinle paylaşmayı ve bu giriş kısımlarını günlük olarak kullandığım için hissetiklerimi buraya yazmayı yanlış görmedim. Sizin de beni anladığınızı umuyorum, iyi okumalar....
♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤♤
Çalan kapının sesiyle kaşları çatılırken, henüz bir saat önce banyo yaptırıp uyutmayı başardığı bebeğinin yüzünden gözlerini ayırıp kapıya doğru döndü refleksle. Kimin geldiğini biliyordu, en azından tahmin edebiliyordu. Bu yüzden telaş etmedi, uyuyan güzelinin yüzünde ellerini son kez dolaştırıp yanağından son bir öpücük çalarak yerinden kalktı ve küçüğünün üstünü kontrol edip iyice örttüğüne emin olduktan sonra yataktan tamamen çıktı ve alt kata doğru ilerledi.
Hoş, üstünü hiç örtmese bile üşümezdi ya meleği; o evine geldiği ilk günden beri ısıtıcıları onun için sonuna kadar açmıştı.
Kapıyı açtığında, karşısında tam dört beden duruyordu. Bay ve Bayan Jeon, Yoongi ve Jimin.
"Oğlum nerede?"
Joonseo, sabırsız olduğunu belli eder bir şekilde dişlerinin arasından konuştuğunda, Taehyung bu tavırlarından sıkıldığını belli eden umursamaz bir yüz ifadesiyle yüzüne baktı ve cevap verdi.
"Yukarıda, uyuyor."
"Neden burada? Sana onunla görüşmeyeceksin dememiş miydim ben?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Delta - Taekook |Omegaverse|
Fanfiction[DEVAM ETMEYECEK] Delta Kim Taehyung, yıllar önce kurt adamlar ve vampirler arasında yapılmış kanlı bir savaşa katılmış ve babasını korumak isterken bir vampir tarafından ısırılmıştı. Ancak Taehyung ne ölmüş, ne de iyileşebilmişti... "I ask an angel...