18 - "I want it."

3.7K 277 189
                                    

HELLLLOOOĞĞĞĞĞĞĞĞĞĞ

ÖLDÜM SANDINIZ BİLİYORUM AMA ÖLMEDİM

Ama bu yaşadığımı da göstermez:((

Sizi çok uzun zaman beklettim biliyorum ama elimden gelenin en iyisini yapmak ve bunu geri kaldığım derslerimi ve dansımı toparlarken yapmaya çalışmak çok zor oluyor. Bu yüzden bu bölümü 6,6k kelime yazdım ki beklediğinize değsin, doya doya okuyun diye~

BU ARADA 2K OLMUŞUZ HERKESE BİR SÜRÜ KALP(bunu bölümü yazmaya başladığımda yazmıştım artık 3K'yız sizi bu kadar beklettiğim için bana sövebilirsiniz izin veriyorumCŞEKDŞLDŞSLDŞSL)💖🌫🌻 Önceki bölümlere de bir sürü bir sürü güzel yorumlar attınız, bu beni çok mutlu etti ve yazılım olmasına rağmen elimden geldiğince yazmaya çalıştım bu sebeple🤧💖

Bollll bol yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen, sizi sebiyorum🥺💗

Yazan'ınız Zeyleris, iyi okumalar diler...♡

~~~~~~~~~~~~~

"Jungkook, uyan bebeğim. Geldik."

Taehyung'un sesiyle gözlerimi aralayıp yüzümün dibindeki yüzüne baktım. Gözlerimiz her buluştuğunda olduğu gibi birimizin gülümsemesi ötekine de bulaştı ve göz kapağımın üzerine aldığım ıslak bir öpücükle gülümsemem kıkırtılara dönüştü. Bir haftalık Alaska tatilimiz, bugün bitmişti ve biz eve dönüyorduk. Jetteki yolculuğumuz boyunca Taehyung'un kucağına kıvrılıp film izlemiş, yemek yemiş ve yine onun kucağında uyumuştum. İlişkimizle ilgili en çok sevdiğim şey, kesinlikle daima iç içe oluşumuz, tensel temasımızın ve sıcaklığımızın asla kopmamasıydı. Taehyung benimle hiç bıkmadan, sıkılmadan ilgileniyor; ben ise o ilgilendikçe şımarıyor ve doyumsuz nankör bir kedi gibi her seferinde ona daha çok sırnaşarak daha fazlasını istiyordum. O da bu isteğimi her daim yerine getiriyor ve bu döngü sürüp gidiyordu.

Şimdi ise Taehyung'un arabasındaydık, benim evimin önünde durmuştuk ve ben, on dokuz yıldır hiç yapmadığım şekilde, suçlu bir çocuğun ceza almaktan korkarak eve girmek istemeyen endişeli bakışlarıyla, evime bakıyordum. Endişemin nedeni belliydi, Taehyung'la hiç hesapta yokken mühürlenmiştik ve babamın bu konuda vereceği tepki beni hayli endişelendiriyordu.

"Sen de geleceksin değil mi? Söz vermiştin, beni yalnız bırakma."

Taehyung'un büyük, sıcak elleri benim küçük ellerimi bulup etrafını sararken gülümsemiş, "Elbette geleceğim meleğim," demişti. Ardından ellerimi dudaklarına götürerek üzerine kondurduğu öpücüklerin ardından tekrar konuştu. "Ben sana söz verdim, seni yalnız bırakır mıyım hiç? Endişelenme, her şey güzel olacak."

Onun gibi gülümseyerek başımı salladım. Dedim ya, bizim ilişkimizde birimiz gülsek, öteki gülüyor; birimiz ağlasak öteki de ağlıyordu. Hislerimizi daima paylaşıyorduk ve bunun verdiği sıcaklığı başka hiçbir şeyde bulamayacağımı çok iyi biliyordum.

Birlikte arabadan indik ve Taehyung her zamanki gibi benim hiçbir şey taşımama izin vermeyerek arabadaki bana ait eşyaları aldığında birlikte kapıya ilerleyip çaldık. Çok geçmeden annem yüzünde hoş bir gülümsemeyle kapıyı açıp bizi içeri aldıktan hemen sonra kollarını bana sararak bir haftalık uzak kalışımızın hasretini gidermeye çalıştı. Ailemden daha önce hiç bu kadar uzak kalmamıştım, bu yüzden annemin de babamın da günlerdir diken üstünde olduğunu, bilhassa da babamın Taehyung'a olan güvensizliği nedeniyle gelişimi korkuyla beklediğini biliyordum.

"Şükürler olsun," annemin bana sarılırken iyi olduğuma sevinerek söylediği şeye gülümserken ondan ayrıldığımda bir süre iyi olup olmadığımı kontrol etmek için bedenimi süzdü ve işte gülen o parıltılı çehresi, boynumdaki siyah mührü görmesiyle önce dondu, sonra şaşkınlığa evrildi ve elini açılan ağzının üzerine kapatırken şokla bakan gözlerini bana çevirdi.

Vampire Delta - Taekook |Omegaverse|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin