22

224 20 13
                                    

Kollarımı sıkıca ona sardım.Octavia'nın söyledikleri Clarke'ı etkilemiş olmalıydı.Kollarını bana sarmaya devam ederek başını kaldırıp bana baktı.Gözlerini kapatıp konuştu.

"Lexa ben-"

Bir şey söyleyecekti ama sustu.Neden sustuğunu anlayamadım.

"Sen ?"

Kollarını benden ayırdı ve gözlerimin içine baktı.

"Clarke ne oldu ?"

"Korkuyorum-"

Ellerini yüzüne götürüp mahçup bir duruma geçti ve gözlerinden yaşların aktığını görebiliyordum.Ona yaklaşıp ellerini yüzünden çekip gözündeki yaşı sildim.

"Ağlama lütfen.Neyden korkuyorsun ? Az önce güçlü olduğunu söyledin."

"Evet öyle ama sana aynı şeyleri yaşatmaktan korkuyorum.Ben sadece senin yanında olup,sana hiçbir zarar gelmesin istiyorum."

Ellerini tuttum ve ona yaklaştığımda gözlerini kapattı ben de Gözlerine dudaklarımı kondurdum ve geri çekildim.

"Clarke bütün zamanını böyle şeyleri düşünerek geçiremezsin."

"Ama-"

"Ellerine bak."

"Ne ?"

"Bak dedim."

Başını eğip ellerimize bakmasını sağladım.

"Ellerim ellerinde-"

Ellerimizi çenesine götürüp yüzünü kaldırdım ve gözlerine baktım.O da gözlerime bakıyordu.

"Gözlerin gözlerimde-"

Dudaklarına yaklaşıp bir iki saniyeliğine öptüm.

"Dudakların dudaklarımda-"

Ona yaklaşıp nefesimi boynuna üfledim derin bir nefes aldığında üflediğim yeri hafifçe öptüm.

"Nefesim vücudunda-"

"Le-"

"Artık ben buradayım.Tam karşındayım.Sanki yanında değilmişim.Hala beni bırakıp gitmişsin gibi davranmana gerek yok.Lütfen artık bunu kendine de bana da yapma."

"Üzgünüm."

"Olma."

Onu elinden çekip sıkıca sarıldım.O da elini enseme götürüp çenesini omzuma yasladı.

"Lexa sen başıma gelmiş en güzel şeysin."

Dudaklarımı tekrar boynuna götürüp bu sefer uzun soluklu bir şekilde öptüm.Vücutlarımız altı yıldır birbiriyle hiç temas etmemişti ve hasrettik.

Bir süre sarıldıktan sonra ayrıldık.Clarke'ın gözü hala kırmızıydı ama bana gülümsemişti daha iyi gözüküyordu.

Onu elinden tuttum ve birlikte koltuğa oturduk.Clarke bana baktı ve başını bacağımın üstüne koyup koltuğa uzandı.Ben de ellerimi saçlarının arasında gezdirmeye başladım.Rüya görmesinin sebebini daha iyi anlıyordum.Sanki yaşadıklarımızı hala yaşamıyormuşuz hala barışmamışız gibi hissediyordu.Başımı hafif öne doğru eğdim.Gözleri çoktan kapanmıştı.Bu sırada kapı çaldı ve Octavia içeri girdi.O içeri girer girmez,elimle susması için işaret yaptım.Bana doğru yaklaştı ve sessizce konuşmaya başladı.

"Diyoza ile görüşmüşler ama durumlar kötü."

"Nasıl kötü ?"

"Komutanlarını indirsek bile halk isyan çıkarabilirmiş.Diyoza onları bastırmaya çalışacakmış ama topraklar sadece onların olsun istiyorlar ve-"

"Dahası da mı var ?"

"Maalesef.Uzay araçlarında tüm dünyayı yok edebilecek bir füze varmış.Eğer biz orada yaşayamazsak onlar da yaşayamaz diyorlarmış."

Sinirlendiğim için kendimi sıkmıştım.Clarke hızlıca başını ayağımdan kaldırdı.

"Lexa ? Oc-Octavia ?"

"Clarke uyanmanı istemezdim ama bir problemimiz var."

"Anlatın."

"Komutanları indirsek bile halk isyan çıkarırmış Diyoza öyle diyor ve savaşacak bile o toprakları yok edecek füzeleri varmış.Biz yaşayamazsak onlar da yaşamasın diyorlarmış."

"Savaşıp orayı aldığımız zaman da yaşayamayacak mıyız ?"

"Evet."

"Octavia o uzay aracını alsak."

"Nasıl yani ?"

"Uzay aracını alırsak fırlatacakları füzeleri olmaz."

"O zaman önceliğimiz o aracı almak olsun."

"Tamam birkaç kişi ayarla sen başlarında dur.Aldığın zaman biz geliriz."

"Tamam.Hemen ayarlıyorum."

"Bu araç nerede yani bu köye yakın mı ?"

"Çok yakın değil.Acele edersek diğerlerine haber vermelerini engelleyebiliriz."

"Tamam sen kişileri ayarla ama hemen harekete geçmeyin.Planlamamız gerek."

"Tamam Lexa.Görüşürüz."

"Görüşürüz."

Octavia odadan çıkar çıkmaz Clarke kollarını göğsümün tam altında birleştirdi ve başını göğsüme yasladı ve ben de Ellerimi saçlarının arasında gezdirdim.

"Keşke hiçbir şey düşünmek zorunda kalmadan sadece beraber olsak.Birbirimize bakıp hiç konuşmasak ama hep gülsek.Eski zamanlardaki gibi.Sadece beraber sarılıp uyusak,yanaklarımda hissettiğim sayısız öpücüğün bir telaşı olmasa ne güzel olurdu."

"Geçicek hepsi.Her şey bir gün bitecek.Biz yine eskisi gibi olacağız.Hiçbir derdimiz olmayacak sadece birbirimizi düşüneceğiz.Sadece aklımızda birbirimizin hareketlerini anlamak olacak.

Bazen güleceğiz,bazen beraber ağlayacağız.Her şeyi beraber yapacağız.Geçiremediğimiz tüm zamanları telafi edeceğini söylemiştin.Bunu yapacağız merak etme."

"Evet sana öyle dedim.İster istemez şüpheye düşüyorum.Gerçekten böyle bir hayatımız olabilecek mi Lexa ?"

"Böyle bir hayatımız olacağına gerçekten inanıyorum."

Clexa ll Wanna Be Yours 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin