Merhabalar ❤️
Bölüm şarkısı
Sagopa Kajmer- Sessiz ve Yalnız2.Bölüm.
"İnsanların gerçekten ne düşündüklerini öğrenmek için , ne söylediklerinden çok, yaptıklarına dikkat edin."
Rene Descartes'in söylediği bu kelimeler benim hayatımın en zirvesindeydi. Çünkü bu durum hiç şaşmazdı ki , her karşımıza çıkan insan hoş sözleriyle kalbimizi çalar ve sonra en ağır darbesini vurup öyle giderdi.
Bana göre insanlar birbirlerini sevseler bile bir çıkarları olduğu içindi, belki yanlış düşünüyordum ama kendimi bu düşüncelerden uzaklaştıramıyordum. Elimde olmadan hep beni sevdiğini söyleyen her kesten uzaklaşmış aramıza mesafe koymuştum. Belki uzun zaman önce bu ergenliğin verdiyi ruh halinden olsa da sonralar bunun benim kişiliğimde yer aldığını anladım.
Hayatta sırtından vurulmanın ruhuma açtığı kapanmayan yaralarda, içime kapanmamın doğru olduğunu düşünüyordum hep. Çünkü ben içimde atıp gözümden yaşların damlamaması için elimden geleninin fazlasını yapıyordum.
Beni güçsün görüp daha fazla kanatacaklar diye. Dostum dediğim sırtımdan vurdu, beni sevdiğini sandığım kalbimi paramparça etti. Dönüp geriye baktığımda sırtımı yaslayacağım kimsenin olmadığını gördüm.Sonra Zehra geldi, elimden tuttu ve beni kaldırdı. Söz verdi bana hiç bırakmayacağım diye seni. Sonra kafamı dizlerine koyup saçlarımı okşadı, akan gözyaşlarımı sildi.
Hiç sormadan ne olduğunu anladı beni, kimsesizliğinden hissettiği duygularla kimsesizliğime sarıldı ve ben o an anladım beni hiç bir zaman bırakmayacağını. Ve ben ilk defa bu hissettiklerimde yanılmadım.
Bir de çok sevdiğim amcam. Bir kaç kişiden başka hiç kimsenin bilmediği.
Gittiğimiz akşam yemeğinden bir hafta geçiyordu bu gün. Bir hafta içinde işime gidip mesai saatim bittiğimde eve geliyordum. Benim için değişen bir şey yoktu ve normal düzenimde devam ediyordum. Erken geldiğimde yemek yiyip odama çekiliyordum, biraz kitap okuyarak uykum gelince yatıyordum.
Zehra'da hiç sormuyordu ne olduğunu ki, sormasına bile gerek yoktu. Bu gün bir değişiklik yaparak beraber televizyon izlemeye karar verdik. Akşam çayını Zehra'nın hazırlayıp getirmesinden sonra kafamı dizlerine koyup uzandım.
Saçlarımla oynamaya başladı beni rahatlattığını bildiği için.
"Sence her şey güzel olacak mı?" Diye sessizliği bozdum.
Zehra derin bir nefes çekti ciğerlerine ve bir kaç saniye düşündü. Elleri saçımı okşamaya devam ederek "Güzel olacak neden olmasın Hazel?" dedi bana karşılık. Ben zaten güzel olsun istiyordum ama biraz çekiniyordum.
Sustum.
Suskunluğum kendimeydi benim.
Sessizliği bu defa telefonumun zil sesi bozdu ve uzanarak telefonumu elime aldım. Ekranda tanımadığım numaranı görünce ayağa kalktım Zehra'ya baktım. Kafasını sallayarak aç diye işaret etti.
Telefonu açtım ve kulağıma yakınlaştırdım ve "Alo" dedim.
"İyi akşamlar Hazel, kusura bakma akşam vakti rahatsız ettim" diye tanıdık bir ses kulağıma doldu.
İçimi anlamadığım bir his ele geçirdi ve ben şaşkınlığın verdiği stresle bir kaç saniye durdum.
"İyi akşamlar Seçkin bey-" diye karşılık verdim, Zehra oturduğu konumu değişti ve kulağıma doğru yaklaştı. "Ne rahatsızlığı buyurun" dedim devam ederek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜTENÂ
ChickLitBurnunu kulağımın arkasından köprücük kemiğime kadar koklayarak sürttü. Ona daha fazla yer açmak adına başımı geriye doğru yasladım. "Kokun..." Dedi boğuk ses tonuyla. "Şu narin tenin..." Diye koklamağa devam etti. Ayaklarımı yere basmakta zorluk çe...