7.Bölüm

42 2 0
                                    

                               7.Bölüm

Merhabalar❤️

Bölümü erken atacaktım fakat 3 gündür elektrikler ara ara kesildiği için paylaşamadım.

İlk yazdığım kurgum olduğu için çok fazla yanlışım ola bilir, mantık hataları yapabilirim. Bitirince düzenlemeye alacağım❤️❤️

            
🌒

                     Bölüm şarkısı:
              Kolpa - Yatağın soğuk tarafı.

“Aşk, ovaları kaplamış olan çok büyük ordulara benzer. Daha dün bütün görkemiyle orada dururken bir gün bakarız, yerinde yeller eser.” Diyor Henry de Montherlant. 

Ben aşkın var olduğuna hiç bir zaman inanmadım. Aşk acımasız bir duygudur, yıkar geçer insanı. Ben sevginin var olduğuna inananlardanım, saf ve temiz duygularla acıtmadan yaşatır insanı.
Ben aşkın elbet bir gün biteceğine, ama sevginin baki kalacağına kendimi inandırmıştım.

Sevgi aşktan üstündür.

Aşık olduğunuzda hislerinizi dile getirmek için fırsat kovalarsınız. Onu elde etmek için kan ter içinde çabalar, yetişmeye çalışırsınız.

Sevgiyse, diline getirmekten bile korktuğun, kendinden bile sakındığın, incinmesin diye kırk takla attığın duygudur.

Sevgide gözyaşları bile sevgiyle akar.

Kenan’ın bana sevgiyle sarılışında kendimi huzurlu bir ormanda hissettim. Önünde masmavi okyanusun olduğu, yemyeşil ağaçların içinde sadece ikimizin bulunduğu huzurlu bir evde düşledim ikimizi. Sevginin bembeyaz kanatlarının altında güvende hissetmenin mutluluğunu yaşadım. O bir kaç saniye bana bir ömürmüş gibi uzun geldi. Keşke sonsuzsa kadar orada öylece kalayım istedim.

Orada ikimiz sevgiyle kalalım.

Bana sarıldığının ardından hızla yerimden kalktım. Ardıma bakmadan al al olmuş yanaklarımla mutfağa koştum. Emine teyze mutfak masasında oturmuş içerideki iki yardımcıyla sohbet ediyordu. Yeni geldikleri için ikisini de tanımıyordum.

Kendimi toparlayarak içeri girdim.
"Kolay gelsin, yardıma ihtiyaç var mı?" diyerek mutfak masasına yakınlaştım. "Sağ ol kızım, her şey hazır artık." Diye Emine teyze dillendi.

Anladığımı belirterek yanına oturdum. Yine kahve içiyordu. "Neriman hanım ve kızı nalan, çok iyi bir insanlar fazla yardımcı oluyorlar bana." Diye kısa bir özet geçti. Kafamı sallamakla yetindim.

"Özel olarak istediğin bir şey varsa söyle kızım, çekinme."

"Hayır, teşekkür ederim." Dedim samimiyetle. İnsanlar yoruluyordu ve benim fazladan bir şey istememe vicdanım el vermiyordu.

Zaten birazdan Fırat ve amcam gelecek artık yemek faslına geçecektik. Acıktığımı midemin isyan etmesinden anlıyordum. Deli gibi acıkmıştım.

"Allah muhabbetinizi artırsın hanımlar." Kenan’ın sesiyle ona döndüm. Ben kaçıyordum, o kovalıyordu resmen. Şimdi mutfağa bile gelmiş tam çaprazımdaki sandalyeye oturmuştu.

Masada bulunan şekerlikten bir tane çikolata alarak ağzına attı. "Çay ve ya kahve ne istersiniz Kenan bey? Hemen yapayım" Nalan mutfağa girdiğimden beri ilk defa konuştu. Hem de Kenan’la.
"Aslında Hazel güzel çay yapar..." dedi.

Yalan konuşuyordu hiç benim yaptığım bir çaydan içmişliği yoktu. "Hazel, sen yapsana."

Resmen boynuma koyuyordu. Koskoca mutfakta benden başkası yokmuş gibi çay yapmamı istiyordu. Sorun çay yapmamda değildi, yalan konuşmasındaydı.

MÜTENÂ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin