🌒
Suyun soğuk olması iliklerime işlese bile bedenlerimizin bir birine yapışması içimde alevleri köpürtüyordu.
Beklemediğim itiraf karşısında şaşkına uğradım. Dudaklarımız ayrılmış öylece derin nefesler alarak gülümseyerek gözlerimizi birleştirdik bu defa. Soğuktan mı yoksa heyecandan mı titrediğimi bilmiyordum. Bildiğim tek bir şey vardı oda bu hale geleceğimizi bilememek.
Yıllar önceden tek bir kelime bile konuşamadığım, bana nefretle bakan o adama karşı olan hislerim karşılık bulmuştu. Mutluluk tüm hücrelerime yayıldı. Biraz utandım ama kısa sürdü.
“Ben..” dedim titrek nefesimi düzene sokmaya çalışarak. Kenan hala üzerimde olan elleriyle yüzümü avuçladı.
“Tamam.., bir şey demene gerek yok.” Dedi ince bir tınıyla. Parlayan gözlerle bana baktı. O gözlerde kendimi gördüm.
“Üşüdün sen çıkalım buradan sonra konuşuruz.” Diyerek belimden tutup kenara çekti. Sadece kafamı sallamakla yetindim. Beni taşımasına izin vererek havuzdan çıkmak için demir merdivene taraf yüzdük. İlk önce Kenan çıktı ardından kolumdan destek vererek beni çıkarttı.
“Ayşe’nin yeni bir şeyleri vardır mutlaka o sana verir. Saçlarını kurulamayı unutma hasta olursun.”
Kenan’ın söylediklerine sadece kafa sallayarak cevap vere biliyordum çünkü gerçekten üşümüştüm ve çenem üşümekten çarpışıyordu. Kapıdan girdiğimizde Zehra kocaman havluyla bedenimi sardı ve biz Ayşe’nin odasına çıktık. Kenan kendi odasına girerek bana göz kırpmayı da ihmal etmedi. Ayşe dolabından yeni iç çamaşırları ve eşofman takımı çıkararak yatağının üstüne bıraktı.
“Hazel, banyoda değiş üstünü istiyorsan. Daha fazla böyle durma üşütürsün.” Zehra’nın sözüyle kıyafetlerimi alarak banyoya girdim. Islanmış üstümü çıkarttıktan sonra hala ısınamadığım için sıcak suyu açarak duş kabinine girdim. Sıcak su başımdan aşağıyla süzülerek ayaklarıma ulaştı. Gözlerimi kapatarak o anıları zihnimde canlandırdım. Çok güzeldi. Hayal ettiğimden bile daha fazla güzeldi. Büyülü bir andı. Beni benden alacak kadar güzeldi. Bu büyünün hiç bozulmamasını diledim. Sonsuza kadar hep öylece kalmayı ve hiç ayrılmamayı diledim.
Banyodan çıkmış üzerimi giyinmiştim. Kurutma makinesini fişe takarak özenle saçlarımı kuruttuktan sonra yukarıdan topladım. Banyodan çıkıp odaya girdiğimde Ayşe ve Zehra fısıldayarak konuşuyordu. Geldiğimi belli etmek için boğazımı temizledim. Sanki hiç bir şey olmamış her şey yolundaymış gibi Ayşe’nin küçük koltuğuna oturdum. İkisi yatağın üstüne oturmuş imalı bakışlarla beni süzüyordu. Suratlarında eksik olmayan imalı sırıtmayla sanki anlaşmış gibi aynı anda göz kırptılar ve değişik davranışlarla ne olduğunu dahi anlamadım şeyler işaret ettiler.
“Deli misiniz? Neden saçma sapan hareketler yapıyorsunuz?” dedim anlamadığımı belirterek. Bizi izlediklerine adım kadar emindim ama bunu bildiğimi belli etmemek için ciddi yüz ifadesiyle ikisine baktım. Biliyordum ki benden söz almadan buradan çıkamayacaktık. “Nasıldı?” diye sordu Zehra otuz iki diş sırıtarak. Onun aksine ben hiç gülmüyordum. “Ne nasıldı?” diyerek güya anlamadığımı belirtir şekilde kafamı salladım. Ayşe Zehra’ya parmağıyla beni işaret ederek konuştu. “Buda bizi iyice salak belledi ha Zehra?, Sanki ne sorduğumuzu bilmiyormuş gibi triplere giriyor”
“Gördüğünüz şeyi sormakta sizin salaklığınız değil mi?” diye sordum tek kaşımı kaldırarak. İkisinin de yüz ifadesi aynı anda soldu ve beklemedikleri tepkim karsısında afalladılar. Biliyordum her detayına kadar benden duymak istediklerini. Ama merak etsinler diye şimdi tamda şu anda onlara istediklerini vermeyecektim. Benimle uğraşmak hayallerini onlarla uğraşarak bitirecektim. Zevkle gülümsedim. “Seni izlediğimizi nereden çıkardın Hazel? Yok öyle bir şey tabi sen anlat diye şey ettik.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜTENÂ
ChickLitBurnunu kulağımın arkasından köprücük kemiğime kadar koklayarak sürttü. Ona daha fazla yer açmak adına başımı geriye doğru yasladım. "Kokun..." Dedi boğuk ses tonuyla. "Şu narin tenin..." Diye koklamağa devam etti. Ayaklarımı yere basmakta zorluk çe...