Merhaba♥️
Yeni bölümle geldim.
Pek fazla okunma olmasa bile yazıp paylaşmak bana iyi hissettiriyor. ♥️Bir gün yollarımızın kesişmesi dileğiyle♥️
🌛
Bir rüzgar savurup da alıp götürse bu anı, hiç yaşamasam da gözlerime öyle bakmasa dedim içimden yalvarırcasına.
Dilime getirdiklerimin aksine yüreğim benimle inatlaşıyordu.
Göz göze geldiğimiz o anda verdiğim sözlerimi hatırladım. Hatırladım ki aynı hataya bir daha düşmeyeyim. Bu gece Kenan benim için sadece yabancı birisiydi. Gerek olmadıkça yüzüne bile bakmayacaktı.
Gazetecilerin gelmesinin ardından bir kaç soruya cevap verdikten sonra el ele içeri yürüdük. Gerginlikten midem kasılıyordu. Kusmamak için direniyordum. Yere serilmiş kırmızı halının üzerinden devasa bir salona girdik.
Kızıl renk tonlarının hakim olduğu salonda geniş dairevi masalar dizilmiş, görkemli bir şekilde donatılmıştı. Müzik grubunun olduğu sahne loş bir ışıkla tamamlanmıştı. Salonun baş köşesinde konuşma kürsüsü ve tam önünde geniş bir alan vardı.
Bir kısım kişiler masalarda otursa da bazıları ayakta sohbet ediyordu. Tüm beyler takım elbise giymiş, kadınlar aşırı abartılı derecede şık girmişti.
İçeri girdiğimiz an tüm gözler bize döndü.Hafif tebessüm ettim. Yavaş ama emin adımlarla ireli doğru yürüdüm. Burada ne için bulunduğumu kendime defalarca tekrarladım içimden.
"Bizim için ayrılmış masaya gidelim ilk önce."
Seçkin’in sesiyle yüzümü ona döndüm ve tebessüm ederek onayladım. Salonun baş köşesine doğru bizim için ayrılmış masaya yürüdük. Yaklaşık sekiz kişilik masada Onur ve Neslihan oturuyordu.
Bizi gördükleri an ikisi de ayaklandı."Hoş geldiniz, Hazel Hanım çok güzel olmuşsunuz." Dedi Onur iki kolunu yana açarak. Baştan aşağı hayran gözlerle süzdü beni. "Teşekkür ederim Onur bey." Diyerek nazik bir şekilde gülümsedim.
Neslihan bir kaç adım yaklaşarak Seçkinin yanında durdu. "Hoş geldiniz, Seçkin çok şık ve her zamanki gibi yakışıklı olmuşsun..." elini Seçkinin koluna koydu.
Sinsi bir gülümsemeyle baştan ayağa beni inceledi. "Hazel, sende güzel olmuşun da keşke biraz daha gösterişli giyseydin."
Bana karşı olan kini umurumda bile olmadı. Hiç acımadım ve gözünün içine bakarak, "Teşekkür ederim Neslihan, ama keşke sende kendine yakışanı giyseymişsin." dedim.
Bunu beklemiyordu ki gülen yüzü düştü.
"Bu gecenin en güzelleri sizsiniz lütfen."
Seçkin aramızda seçim etmeden gönlümüzü almaya çalıştı.
Benim gönlüm yoktu zaten.
Bu gece buradan akıl sağlığım yerinde çıkabileceksem eğer kendimi yıkılmaz adlandırırdım.
"Kapıda beni karşılamanızı beklerdim, Seçkin bey."
Arkamdan gelen tanıdık sesle tüm gözler oraya döndü. Kenan bir eli pantolonunun cebinde çarpık bir gülümsemeyle bize bakıyordu. Takım elbisenin içinde aşırı derecede şık gözüküyordu ve ben kesinlikle gözlerimi alamadım.
“Demek karşılayacak birisi olmuş ki buraya kadar gelmişsiniz Kenan bey.”
Dudağımı dişleyerek kaşlarımı yukarı kaldırdım. Seçkinin başka bir zaman diliminde Kenan’a böyle bir şekilde yaklaşması beni sinirlendire bilirdi ama şu an benim açımdan hak ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜTENÂ
Chick-LitBurnunu kulağımın arkasından köprücük kemiğime kadar koklayarak sürttü. Ona daha fazla yer açmak adına başımı geriye doğru yasladım. "Kokun..." Dedi boğuk ses tonuyla. "Şu narin tenin..." Diye koklamağa devam etti. Ayaklarımı yere basmakta zorluk çe...