"Hazır mısınız?"
Üzerime siyah gömlek ve pantolonla arkadaşlarımın kapısında dikiliyordum.
"Hazırız Efem."
Telefonumdan bildirim sesi geldi. Bu o olmalı.
Evet oydu mekânın adı ve konumunu atmıştı.
Lotus Bar
'Sizi mekânda bekliyorum.'
Garip bir his karnımdan yukarıya dolmaya başladı. Birinin elini omzuma atmasıyla kendime geldim.
"Söylesene Kanka bugün göklerin delineceği o büyük gün mü? Yoksa, ulu dağlarda mübarek bir kurt mu öldü? Ya da üç günlük ömrün kaldı?
Arifti.
"Abartmayın bu kadar daha öncede gelmiştim sizinle."
"Abicim o cafe-bar'dı. Bu komple bar, pub, club, gece kulübü, disko-"
"Pavyon."
"NE! OHAA BIZI PAVYONA MI GÖTÜRÜYORSUN EFE."
"Evet seni pavyona satacam. Bağırma kulağımın dibinde."
"Hahahaha, ulan Arif yeter at şu şokunu artık."
"Iyi de Abi bizle gelmeyen adam kendi mekân bulup götürüyor. Bırakında şaşkınlığımı yasayayım be aman."Arkadaşlarımın şaşkınlıklarina sahte bir kızgınlık atıp boşverdim. Haklılardı.
Arabasına bindiğimiz sırada tekrar sordu deniz gözlü arkadaşım.
"Şaka bir yana nerden çıktı bu Efem.?"
"Müzik kulübünden son sınıfların grubu var. Gideceğimiz yerde sahne alacaklar."
"Hmm peki nerde bu mekân?"
Telefonumdan konuma girip navigasyonu açtım. Yarım saat olmadan vardık.
Büyük tahta kapıdan girip genişce bir alana çıktık. Sahnede oldukça büyüktü. Kalabalık sayılacak kadar insan vardı.Biraz zaman geçmemişti ki sahnenin yanında onu gördüm. Kulüpten tanıdığım bir kaç kişide yanında sahne için hazırlık yapıyorlardı.
Üzerinde yine salaş bir gömlek vardı. Saçları her gördüğümde daha da uzuyor, daha bir hoş oluyordu.
Kafasını kaldırdığı gibi bizi farketti.
Yüzünde o her zamanki gülümsemesiyle el salladı. Bense başımla karşılık verdim.Onun bizden tarafa bakıp el salladığını gören Deniz kolumu dürtüp soran bakışlarını bana çevirdi.
"O da kulüpte, Bana gitar dersi veriyor."
"Tabii ya, bende nerden tanıyorum bu çocuğu diyordum. Geçen gittiğimiz cafede şarkı söyleyen çocuk değil mi bu?"
"Aaa ona benziyor galiba bilmiyorum. Sen nasıl hatırlıyorsun oğlum."
"Yüz hafızamın şakası yok Kanka biliyorsun." V şekline getirdiği parmaklarını çenesine götürürken söylemişti yanık tenli arkadaşım.
"Anladık anladık." Sonra bana döndü. "Şarkıcı çocuk kafanı kırmış sonra da özür diye sana içki mi ısmarlayacak yani Efem?"
"Ben içki mi içiyorum Denizim?"
"Bugün onu da içmez misin Kankam?"
"Içmem kardeşim."Ben bunları söylerken O yanımıza varmıştı.
"Selam." Dedi bana bakarken.
"Selam."
Arkadaşlarımla tanışıp selamlaştıktan sonra tekrar sahneye döndü. Bizde köşede bir yere kurulduk, kalabalığın dışında ama sahneyi gören.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFE (boyxboy)
Teen Fiction"Uyurken izleyip saçlarımı okşayacak kadar çok mu seviyorsun beni?"