Yazmayı en çok beklediğim o bölümler geldi. :)
Her şey aynıydı.
Beraber müzik kulübünde pratik yapıyor, ortak dersten sonra hepimiz beraber yemeğe gidiyor, takılıyorduk.
Sunumuzu da yapıp çalışmamızı teslim etmiştik. Final haftası da bitmek üzereydi. O gecenin üzerinden birkaç gün geçmişti. Bahsini hiç etmemiştik. Garip bir şekilde bu konuda bana takılmamıştı bile.
O gece çok üzerinde durmasamda, sonrasında sözleri sürekli beynimde yankılanıyordu. En çok ta belli bir sözü.
Seninle denemek istedim.
Niye böyle demişti ki? Normal biri hemcinsiyle beraber olmayı merak eder miydi?
Amfide oturmuş sınavı beklerken ellerimle yüzümü avuşturdum. Sonra notlarımı gözden geçirmeye devam ettim. Bu son final sınavıydı, ortak olan dersin finali..
Bir an önce bitirip evime, şehrime dönmek istiyordum. Bana en iyi gelecek şey tabii ki egeydi.
Deniz ve Arif beş dakika demişlerdi ama hala dönmediler cafeteryadan. Nerdeydi bunlar? Önümdeki notları kapattım. Yeteri kadar çalışmıştım beynim sulanmadan bitirmek en iyisiydi.Içeri giren bir kumral görünce tüm dikkatim ona çevrildi. Beni farkedip yanıma geldi. Teklifsiz oturdu.
"Günaydın." Gülümsüyordu her zamanki gibi.
"Günaydın. Kahvaltı yaptın mı?"
Gülüşü daha da büyürken cevapladı.
"Yedim annecim." Sırıtan kumralın ensenine geçirdim hafifçe.
O gün gözümün önünde bayıldığından beri, selam sabahtan önce yemek yeyip yemediğini sorar olmuştum. Belki abartıyordum. Belki tuhaftı. Ama zaten her şeyimiz tuhaf değil miydi?
Sonunda son finalide bitirip rahatlamıştık. Bir kaç güne tüm sınavlar açıklanır, bütümlemeleri bekleyip beklememem gerektiğini öğrenirdim. Emin olmadığım iki ders harici diğerleri iyi geçmişti. Umarım onlardan da geçmiş olurum.Çocuklar finallerin bitişini kutlamak için yine planlar yapıyordu.
"Bizim mekana gidelim." Arifin bizim mekandan kastı tabii ki Fıratların bardı. Artık bizim mekandı orası.Bu sefer ayak uydurma sırası onlardaydı. Tüm ısrarıma Ali'nin de desteyi ile bar yerine halı sahaya gitmiştik. Mızmızlanan Arif 4 gölle günün golcüsü olmuştu.
"Vay sen neymişsin be Arif. Bir dahakine bizim takımda ol." Arif omzunu Fıratdan kurtarıp benimkini ele geçirdi.
"Üzgünüm kankişkomu satamam."
"Hakikaten oğlum ya maffettin bizi. Tek başına oyun aldın be." Barana yaslanmış terler içindeki bir kumraldı konuşan.Önüne düşen saçları terden alnına yapışmıştı. Bugün halı sahada ki ben, her zamanki Efe değildi. Oyunda o varken dikkatimi toplayıp oyuna odaklanamamıştım çünkü. Gözümün önüne o gece, kulağıma sözleri geliyordu. Ciddi miydi gerçekten? Eğer onu itmeseydim ileri gidebilir miydi?
Deniz de farketmişti kafamın dağınıklığını. Gözüm bir anlığına ona kayınca bana soran gözlerle bakmıştı. Bakışımla bir şey olmadığını ima etsemde sonra ilk fırsatta soracağını biliyordum.Terden leş olmuş adamlar olarak fazla oyalanmayıp evlere dağıldık. Yurda varır varmaz duşa attım kendimi. Sıcak bir duşun ardından hafiflemiş bir şekilde yatağa uzandım.
Yarın ve haftasonunu Denizlerde geçirmek üzere sözleşmiştik. Bu iyiydi yanlız olmadığımda daha az düşünüyordum. Eve dönene kadar zihnimi oyalamalıydım yine. Ama şuan odada tek ve tavanla bakışırken hiçbir şeyin yararı olmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFE (boyxboy)
Teen Fiction"Uyurken izleyip saçlarımı okşayacak kadar çok mu seviyorsun beni?"