Müzik kulübünün günü hala aynıydı. Sabah çıkarken yanıma gitarımı da almıştım. Evet başta gitarı getirmekten, artık kulübe gelmeyeceğimi düşünüp vazgecsem de, eşyalarımı hazırlayıp otogara gidecekken son anda dönüp almıştım. Planımda kendi kendime çalışmak vardı. Ama şimdi sırtımda içinde gitarım olan çantayla kulüp binasına doğru yürüyordum.
Aramızdakini halledince müzik kulübünü bırakmak yersiz olurdu.
Odaya girince kimseyi göremedim. Her zamanki gibi erken gelmiştim. Ama tek erken gelen ben değildim. Çok geçmeden arkamdan biri daha girdi."Selam. Oo gitarını getirmişsin."
Onu başımla onaylayıp sırtımdaki çantayı indirdim. Gitarı kılıfından çıkarırken konuştum onunla."Erkencisin bakıyorum."
"Senin erken geleceğini bildiğimden dersten erken çıktım."
Yanıma gelip oturdu."Seninle baş başa çalışmayı kaçıramazdım." Munzur gülüşünü sergiliyordu. Hiç ilgilenmeden telefonumu çıkarıp gitarın akordunu yapmaya başladım.
"Ver ben yapayım."
"Sen kendininkini akort et. Ben böyle böyle öğrenirim."
"Madem sen getirmişsin benimkine gerek yok." Kılıf içindeki gitarı camın kenarına koydu. Akort etmeyi bitirdiğimde. En son öğrendiğim şarkıyı akorların olduğu kâğıda bakarak çalmaya başladım. Kaçırdığım günler vize haftası ve tatili de sayarsak, neredeyse 1 aydan fazladır elime almamıştım gitarı. Bunun verdiği unutmuşluğu giderene kadar, birkaç defa daha baştan sona çaldım. Şarkım biterken gitarı alıp kendi kucağına yerleştirdi.
"Sana bugün çok güzel bir şarkı göstericem. Yeni akor ve de ritim de tabii ki."
Gitarda bir ritim çalmaya başladı. Duymamla hangi şarkı olduğunu anlamıştım.Ay tenli kadın.
Sonra şarkıyı çalmaya başladı. Ben de gitarı ve onu dinliyordum. Güzeldi her zamanki gibi. Şarkıyı bitirince aklimdakini söyledim."Sence de yeni başlayan biri için bu şarkı biraz zor değil mi?"
Kucağındaki gitarı kucağıma bıraktı."Evet ama şanslısın ki öğretmenin benim."
Yan bakıp göz kırptı. Bense ona gözlerimi devirmiştim."Ve şanslıyım ki öğrencim de sensin."
"Iyi hadi başlayalım. Göster şu ritmi."
Önce ritmi öğretti, ben de oturana kadar çaldım. Sonra yeni akorlara geçtik. Gitar bendeydi. O akoru gösterirken parmaklarımı tutup perdelere yerleştiriyordu. Tam dibimde oturduğu yetmezmiş gibi kolunu da omzuma atıp yüzünü daha çok yaklaştırmıştı. Bilerek yapıyordu biliyorum.
Akordan kayan parmaklarımı tutup perdelerdeki tellere koyarken, kulağımın dibinde konuşmaya başladı."Söylesene Efe en çok neyimi seviyorsun?"
Ona bakmadan elimi karnına vurdum. Vurmamla çekilirken döndüm ona."Afrodit gibi neremi neremi de söyleyecek misin?" Minik bir kahkaha attı.
"Eşlik edeceksen neden olmasın."
Artık ona kızmıyordum bile. Gülüp geçtim.
Diğer üyelerde gelirken bir çok kez çalmıştık. Artık yorulduğumda kalkmak için yeltenirken o da peşimden ayaklanmıştı. Beraberce çıktık ordan."Direk yurda mı geçeceksin?"
"Evet. Sen gitmiyor musun?"
Önüme geçip yürüdü."Yok. Pratik yapmamız gerekiyor yarışmaya az kaldı."
Anladığımı belli edercesine başımı salladım. Iyi akşamlaştıktan sonra o araba otoparkına doğru yürüdü, ben de bisikletime doğru.
Yurda geldiğimde Ozan elindeki paketleri masaya diziyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFE (boyxboy)
Ficção Adolescente"Uyurken izleyip saçlarımı okşayacak kadar çok mu seviyorsun beni?"