Taehyung lavaboya girip kapıyı kilitlediğinde elleri ile yüzünü kapatıp kafasını boşaltmaya ve sakinleşmeye çalışmıştı.
Donghyun'dan ne kadar nefret etse de bir yandan da haklı geliyordu onun o söyledikleri.
Onlar gibi değildi o ama bu onun suçu da değildi...
O da isterdi onlar gibi yemek yiyebilmeyi. O da isterdi böyle bir yaratığa dönüşmemeyi....
Seonmi kapının önüne gelip kapıyı birkaç kez tıklatınca "Taehyung?" demişti sakince.
"Taehyung girebilir miyim?"
Taehyung ellerini yüzünden çektiğinde gözünden akan yaşları silmiş ve duvara doğru yaslanmıştı. Duvara yaslanmasıyla da acıyla bağırması bir olmuştu tabii.
Seonmi kapıyı açmaya çalıştığında kilitli kapı yüzünden girememişti içeri ve sinirle derin bir nefes vermişti.
"Taehyung kapıyı açar mısın lütfen? Donghyun'un dediklerine kulak asma."
Taehyung derin bir nefes alıp kapıyı açtığında içeri giren Seonmi Taehyung'un yaşlı gözlerine bakmıştı.
"Sorun değil Seonmi... Dediklerinde haklı zaten. Canavarın tekiyim. Buraya gelmem... Hataydı. Seni de rezil ettim, özür dilerim..."
Seonmi derin bir nefes verip Taehyung'a sarıldığında kollarını ona saran Taehyung onun saçlarına küçük bir öpücük kondurmuştu. Seonmi de "Özür dilemesi geren biri varsa o da Donghyun" demişti.
"Hayır o gerçekleri söyledi."
"Hayır söylemedi. Bilerek seni kışkırttı ve üzerine geldi. Bilerek yaptı."
Taehyung burnunu çekip "Ama ben de yedim? Kendimi kontrol altında tutamıyorum. Tipki bir canava-" dediğinde "Sus artık." diyerek onun sözünü kesmişti Seonmi.
"Bunu seninle kaç defa konuşacağız Taehyung? Bu seninle ilgili değil."
Taehyung gülümseyip geri çekildiğinde "Sorun değil Seonmi, ne olduğumu biliyorum tamam mı? İnkâr etmemizin bir anlamı yok" demişti. Ardından da Seonmi'nin yanağını okşayıp "Durumu kabullenmek onunla mucadele etmenin ilk adımıdır" demişti.
Seonmi derin bir nefes alıp çaresizce Taehyung'a baktığında elini onun yanağına götürmüş ve akan gözyaşlarını silmişti. Taehyung da karşısındaki aynadan kendine bakmıştı. Ardından da "Ağladığım belli oluyor mu?" diye sormuştu ona.
Olumsuz anlamda kafa sallayıp "Çok iyi görünüyorsun" dediğinde Taehyung Seonmi'nin elini tutmuştu ve "Masaya geri dönelim" demişti. "Ayrıca Hana'ya da çok ayıp oldu" diyerek fısıldamıştı ona.
Seonmi "Birazcık..." dediğinde kapıyı açan Taehyung Seonmi'nin çıkması için yol vermişti ona. Seonmi de hızlı adımlarla banyodan çıkmıştı.
Masaya döndüklerinda ayağa kalkan Hana "Taehyung-shi, iyi misin?" diye sormuştu Taehyung'a. Taehyung da olumlu anlamda kafa sallamıştı.
Masaya oturup yemeğe kaldıkları yerden devam ettiklerinde Hana "Donghyun adına özür dilerim" demişti . Ardından da Taehyung ve Seonmi'ye bakmıştı.
"Sorun değil... Donghyun beni sevmiyor zaten"
Donghyun gözlerini devirip yemeğini yemeğe devam ettiğinde "Kendinden bahset lütfen" demişti Hana.
"Donghyun bu sefer yorumlarını kendine saklayacak"
Seonmi gülümseyip Taehyung'a baktığında derin bir nefes alan Taehyung Hana'nın gözlerine bakmış ve "Ben aslında bir prensim, ülkeme döndüğümde de kral olacağım" demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mirror ❦ KTH ✓
Fanfiction[Tamamlandı] İş dolayısıyla Kore'nin bir diğer ucuna taşınan Seonmi, taşındığı evde yaşadığı garip olaylar üzerine evi incelemeye başlar. Yaşadığı olayların nedeninin ne olduğunu anlayamayan Seonmi yatağının karşısındaki aynadan şüphelenmeye başlar...