(Tamamlandı✔) İmparator : Kara Elf Serisi 2. Kitap : #Karanlığın Hizmetkarları#

Bölüm 6 : Kalta'nın Planları

Not: Bu bölüm gostwolf kullanıcı adlı okuyucuma ithaf edilmiştir.

Habis Yaratık Kanyonuna geri döndüklerinde tüm cesetleri de yanlarında götürmüşlerdi.

Sihirli canavarların cesetlerinin tamamı Kalta tarafından alınmıştı.

Mozo geri döndükten sonra Kalta'nın kararından vazgeçme ihtimalinden korktuğu için verdiği kaynakların hepsini tüketti.

Bilge Ruh Aleminin zirvesi ve Yeryüzü Ruh Aleminin erken seviyelerindeki Sihirli Çekirdekler bile onun birkaç  seviye atlaması için yeterli gelmişti.

5 çeşit gelişim arttırıcı hap ile birlikte gelişimi daha da artmıştı. Bütün bunlara yüzükdeki Karanlık, Ateş, Toprak ve Su Elementi Tohumları eklendiğinde Mozo en iyi ihtimalle 1 yıl sonra ulaşabileceği güce şimdiden sahip olmuştu.

Onun gelişim seviyesi Bilge Ruh Alemi 3. Seviyeden atılım yaparak Yeryüzü Ruh Aleminin 2. Seviyesine kadar yükselmişti.

Ancak Kalta'nın onun gelişimini bu kadsr yükseltmesi ona güvendiği anlamına gelmiyordu. Kalta'nın verdiği hapların neredeyse tamamında kronik bir zehir bulunuyordu.

Bu zehir uzun sürelerde etki gösteren bir zehir olma özelliğini taşıyordu. Mozo doğrudan kanına etki eden zehirlere karşı bağışıklığa sahipti.

Sahip olduğu Sarı Asma Kadim Gök Alevi sayesinde zehirler, besinlerin toksik etkileri yok oluyordu. Mozo sahip olduğu bu Kadim Gök Alevi sayesinde Kalta'nın sinsi planını yok etmiş, hatta zehrin içerdiği yoğun ruh enerjisini de güçlenmek için kullanmıştı.

Yeryüzü Ruh Aleminin 2. Seviyesine yükselen Mozo gelişimi Yeryüzü Ruh Alemi 3. Seviye olan Sürt ve gelişiminin hangi seviyede olduğunu bilmediği ama Gökyüzü Ruh Aleminde bulunan Kalta dışında yaralı yüzlü kara elf dahil herkesi geçerek Habis Yaratık Kanyonundaki gizemli örgütün en güçlü kişisi olmuştu.

Gelişimini başkasına borçlu olsa da vücuduna gizlice sokulan zehri borcun ödemesi olarak görüyordu.

. . .

Habis Yaratık Kanyonunun en dibinde yüzlerce metre genişlik ve bir o kadar uzunluğa sahip bir salon vardı.

Salonun ortasında bir kemik yığını vardı. Kemik yığını bir ejderha şekli oluşturan bir düzene sahipti.

Uzunluğu 500 metre, genişliği 200 metre ve yüksekliği 80 metre olan bu kemik yığını ejderhanın geçmişte ne kadar kudretli olduğunu gösteriyordu.

Kemik yığınının etrafında ise canavar cesetlerinden oluşan birkaç yığın vardı.  Küçük bir tepeden daha yüksek olan bu yığınların her birinde binlerce hatta onbinlerce canavarın cesedi vardı.

Bu yığınların yanına yeni bir yığın daha eklendi.

Kalta parmağındaki yüzüğe depoladığı Atasal Kral Kum Gezgini Yılanı ve çocuklarının cesetlerini çıkarmıştı.

Her yığının içinde ejderha kan soyuna sahip bir canavar vardı.

Toplamda 9 yığın vardı ve her yığının altına büyük bir rün çizilmişti. Bu rünler ortadaki ejderha kemiklerini içine alan devasa rün ile birleşerek tek bir rün oluyorlardı.

Dev rünlerin birleşmesiyle oluşan rün tam değildi. Rünün ortasında küçük dikdörtgen bir alan boştu.

Kalta avucunda beliren köşeli yeşim taşı sıkıca tuttu. Bu yeşim taşın üstüne Kan Sözleşmesi gibi kanını kullanarak bir rün çizmişti.