Bölüm 30 : Kaya Yapı

454 92 7
                                    

Not: Bu bölüm hopeisdangerouss kullanıcı adlı okuyucuma ithaf edilmiştir.



Mozo neredeyse ölmek üzere olduğu Gelişim Savaşı Bataklığına maziyi hatırlamak istercesine baktı.


Küçük Mavi ile birlikte bu bataklığa girmiş ve bulabildikleri değerli hazineleri almaya çalışmışlardı. Sonunda bataklığa saplanıp kalmış ve Küçük Mavi'nin yardımıyla kurtulmuş olsa da sorunsuzca hazine yağmalamışlardı.


Mozo buraya gelene kadar yol boyunca birçok kez ilerlemeyi bırakmak zorunda kalmıştı. Karanlık ve Aydınlık güçler arasındaki savaş had safhaya yükselmişti; sıradan canlılar katliamı, sihirli canavarların amansızca avlanması ve güçler arasındaki kaynak yağması oldukça popüler olmuştu.


Her gün onlarca küçük çatışma, binlerce ölüm yaşanıyordu; fatura zayıf ve masum canlılara kesiliyordu.


Mozo kararının ve amacının doğruluğunu bir kez daha anladı. Karanlık güçlerin egemenliği ne kadar yüksek olursa dünyadaki canlılar da o kadar zulüm ve acımasız katliamlar içinde olacaktı.


Karanlık güçlerin bir an önce bastırılması, mümkün olursa liderlerinin öldürülmesi gerekiyordu. Katliamlar, ırklar arasındaki kan davaları, amansız kaynak yağmalama yarışı gibi faktörler basit algılanmamalıydı.


Kaser dünyası bir dünya olarak bir yaşam ve ölüm dengesine sahipti. Denge şu anda ölüm tarafında ağır bastırıyordu, kaynaklar da yok olma tehlikesi ile karşı karşıyaydı.


Tüm bu faktörler birleştiğinde Kaser dünyasının geleceği, ömrü belirsiz bir süreçten belirgin bir surece düşebilirdi. Amansız yarışlar sonucunda dünyanın sonu yaklaşabilirdi.


"Houhh!" Mozo derin bir nefes aldı; onu, ruhunu kuşatan kasvetli düşüncelerden uzaklaşmaya, kendini şimdiki durumuna adapte olmaya zorladı.


Şu anda Gelişim Savaşı Bataklığındaydı ve burada bulabildiği ve erişebildiği kadar kaynak elde etmeliydi.


Yavaş adımlarla bataklığa seneler önce ilk defa girdiği noktaya yaklaştı. Kendini rahat hissetmek için buradan bataklığa girmeyi tercih etmişti.


Saniyeler içinde bataklığın sınırına ulaştı; güçlü adımları balçık zemine bastı ve hafifçe yere batarken güvenle dikildi.


Mozo bataklığın bu dış kısmında bir Gökyüzü Ruh Alemi seviyesinde olan uzman olarak uçmayı denedi.


Vücudu hafifçe gökyüzüne yükselirken belirsiz bir baskı her bir zerresine yoğun bir şekilde işledi. Alnında anında ter damlacıkları oluşurken o zayıf bir şekilde yere indi.


Eliyle alnındaki terleri sildi; derin bakışları bataklığın görünmeyen merkezine ulaştı. Bu bataklığı özel yapan şeyin ne olduğunu merak ediyordu.


Bu kaynakların kolayca elde edilmesini önleyen baskı nereden kaynak alıyordu? Bu bataklık bilinmeyen efsanevi bir ustanın mirasını devretmek için arkasında bıraktığı bir sınav alanı mıydı?


Çeşitli sorular zihninde dolaştı, bir çoğu cevapsız kalacak olsa da onlar hakkında düşünmeyi tercih etti. Düşünmek bile ona bu gizemleri çözebileceği hissini aşılıyordu.


Mozo gökyüzünden kovulduktan sonra enerjisini altındaki balçığa aktararak onu katılaştırmayı denedi. Vücudundan çıkan yoğun ruh enerjisi balçık zemine yapışırken saniyeler içinde etrafındaki 10 metrelik alanda balçık zemin taş gibi sert bir hal aldı.


(Tamamlandı✔) İmparator : Kara Elf Serisi 2. Kitap : #Karanlığın Hizmetkarları# Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin