(Tamamlandı✔) İmparator : Kara Elf Serisi 2. Kitap : #Karanlığın Hizmetkarları#

Bölüm 33 : Savaş, Sezon Finali

Not: Bu bölüm emreuur5, HakanAdana, YunusKurnaz ve kralmat kullanıcı adlı okuyucularıma ithaf edilmiştir.

Mozo hızını kesmeden Merkezi Ovalara uçtu.

Aydınlık Dağa ulaşmadan bir gün önce savaşın Merkezi Ovalarda geçeceği bilgisini öğrenmişti ve bu onun geç kaldığını düşünmesine neden olmuştu.

Nihai Üstün Orduda diğer seçilmişler gibi o bin askerden sorumlu bir komutandı. İlk savaşında başarılı bir yönetim sergiler ve savaşta etkin rol oynarsa gelecekte Nihai Üstün Ordunun hatta Aydınlık Dağa ait tüm orduların komutanı olacaktı.

Savas alanına ilerlerken aynı zamanda gelişimini arttıracak hapı da kullanmıştı. Kaya binayı inşa eden ustanın arkasında bıraktığı bu gelişim kaynağı onu Gökyüzü Ruh Aleminin zirvesine ulaştırmıştı.

Şu anda o 10. Seviye Gökyüzü Ruh Alemine geçmişti ve aydınlık tarafın elit savaşçılarından biri olarak görülecek  duzeye ulaşmıştı. Artık üzerindeki sorumluluk daha da artmış, herhangi bir hata yapmasının bile oldukça tehlikeli bir hal alacağı bir durumun içine girmişti.

Üstün Beden Rünü ilk kullandığı gün yaptığı sürpriz etkiler sonrasında vücudunu güçlendirmeye başlamıştı.

Bu rün Nihai Üstün Ordunun askerlerinin sahip olmak zorunda olduğu üstün vücut gücünü çevreden emdiği ruh enerjisi ile otomatikman arttırıyordu.

Mozo gelişimini Gökyüzü Ruh Aleminin zirvesine taşıyan o hapı kullandığı zaman vücut gücü de Yeryüzü Ruh Aleminin 5. Seviyesine yükselmişti.

Zaman geçtikçe vücut gücü de artacak, Gökyüzü Ruh Alemi seviyesine ulaşacaktı. İşte o zaman yenilmez bir figür olma yolunda ilerleyecekti.

#####

"Komutan Zakir, ordular savaş için hazır." Genç bir insan komutan tüm orduların lideri olan orta yaşlı kara elfe yaklaşırken ona saygıyla baktı.

Zakir Kılkesen kaşlarını çattı ve huzursuz bir ifadeyle ötelere baktı. Düşüncesiz velet henüz geri dönmemişti ve bu onu savaş öncesinde son bir kez görme fırsatını yitireceği anlamına geliyordu.

Normalde ertesi gün savaşacaklardı ama bugün savaşmak için bile hazırlardı. Elbette o karşı tarafın gücünü değerlendirmek ve askerlerine yeteri kadar moral kazandırmak amacıyla sabretti. Son olarak öğrencisinin gelmesini bekliyordu.

Bir seçilmiş olarak, seçilmişleri aşabilecek potansiyeliyle öğrencisi onların gelecek lideri olarak favori konumdaydı. Elbette bunu sadece üç kişi biliyordu.

Aydınlık Kalkan lakabı ile Büyükusta Kutsi, kendisi yani Zakir Kılkesen ve o velet yani Mozo bunu bilen kişiler arasındaydı.

Büyükusta Kutsi, Mozo ile şahsen konuşmamıştı, bunun çeşitli nedenleri vardı. Onun zihniyeti, amaçları ve istedikleri onlar için yeteri düzeye ulaşmamıştı ve bu durumda ona Büyük sorumluluklar yüklemek önlenemez bir felakete yol açabilirdi.

Zakir Kılkesen çok beklemeden yaklaşık bir saat sonra tanıdık bir aura ona doğru yaklaştı. Gökyüzünde uçan güçlü bir figür ona doğru geliyordu.

"Usta, geldim." Mozo rütbeli komutanların şaşkın bakışları altında sıkıca ustasına sarıldı.

Zakir Kılkesen çevredekilerin bakışlarını önemsemeden öğrencisinin sırtını sıvazladı. Bu savaş son savaşı olabilirdi, bu yüzden her bir anın değerini bilmek zorundaydı.