XxennurxX bölüm her zaman yanımda olduğun için sana gelsin....
İyi okumalar...
.....
O gün sadece onu söylemiş ve birde hafta sonu buluşacağını söylemişti bayan sapığı ile. O bayan sapık bayağı endişeliydi. Ama Ezel gayet rahat ve hatta mutluydu. Umarım hayal kırıklığına uğratmazdım onu.
Günler geçerken Ezel ile aramız daha bir iyidi. Bakmayın öyle arkadaş olarak iyiydi. Bana dövüş sanatlarının altın vuruşlarını öğretiyordu. Bugün yine bir ders vardı. Ben hala hafta sonu ne yapacağımı düşünüyordum. Hala endişelerim vardı.
Karşısına çıktığımda ne yapacaktı? Nasıl bir tepki verecekti bunu bilmiyordum. Ve açıkcası korkuyordum. Biri şuan kafama silah dayasaydı bu kadar korkmazdım yahu.
Spor salonuna indiğimde Ezel yine her zaman ki gibi vücudu sırılsıklam olmuş bir şekilde kendini çalıştırıyordu. Ben onu nakavt edememiştim bile. Tamam nakavt etmek şöyle dursun bir yumruk dahi atamamıştım.
"Kolay gelsin." diyerek yanına doğru ilerlediğimde elindeki dambılları kenara bıraktı. Üzerinde yazan kiloya baktığımda gözlerim büyüdü. Tek eli ile neredeyse benim kadar kiloyu kaldırıp indiriyordu.
"Sağol. " dedi olduğu yerde hafif doğrulup otururken. İlerimde gördüğüm havluyu ve pet şişedeki suyu ona uzattım.
Elimden aldığı suyu kafasına diklerken her zaman yaptığım gibi yine onu rötgenlemeye başladım. O o kadar çekiçi biriydi ki ister istemez kayboluyordum onda. Derin bir nefes alıp onun öğrettiği şekilde vücudumu hareketlendirdim.
Dövüş konusunda oldukca iyiydi Ezel. Hayır Ezel'in öğrettiği dövüşse diğer hocaların öğrettiği neydi peki?Her neyse..
Jimnastik hareketlerini de işin içine katmayı sevmiştim. Ayağımın tekini yerde sabitlerken diğeri yukarıya doğru kaldırdım. Kollarımı da yukarı kaldırdım. Bu hareket zor olsa da beni rahatlatıyordu. Bir kaç hareket daha yaptığımda ayaklarımı yere indirdim nasıl yaptım nasıl becerdim bilmiyorum. Ama ayağımı fena halde burkmuştum..
"Ağğy" diyerek bileğime elimi götürürken keskin bir şekilde acıyı her zerremde hissediyordum.
"Ne oldu Elif Nisan?" diyerek yanıma koşan Ezel beni belimden yakalamıştı.
"Bileğim. Bileğimi burktum galiba." dedim acı ile.
"Tamam bekle." diyerek ben yavaşca yere bırakıp bileğime uzandı. Hafif hafi ovaladığı da hala o keskin acıyı hissediyordum. Ufak bir çığlık dahi atmıştım. "Nasıl yaptın bilmiyorum. Ama bileğini çıkartmışsın."
"Bende bilmiyorum. Ne olacak şimdi. aağğğ.. En sevdiğim uzvumdu o benim. " dedim acıyla kasılan bedenimi hareket dahi ettiremiyordum.
"En sevdiğin uzvun mu? " dedi büyük bir kahkaha atarak.
"Ne burda acıdan kıvranıyorum. Senin yaptığın insanlığa sığıyor mu şimdi?" dedim mız mızlanarak. Hayır yani bir insanın neresi acırsa orası kıymetlisi olur.
"Tamam tamam gülmüyorum. " desede ben onun sol yanağında ki gamzesini görüyordum.
"Dedi sol yanağındaki gamzesini gözüme sokan adam. " dedim homurdanarak.
Dur bir dakika!!! Ulennn atın beni onun o çukuruna!!!
Zevkle gireriz hani... dedi iç sesim.
Gülüşü yok olmadı. Ama şaşkınca baktı bana. Maviş gözlerine baktığım anda acı bedenimi terk etti adeta. Ben nerdeyim? Ne yapıyordum? hangi ara kayıp olmuştum gözlerinde?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakın Korumam
Teen Fiction√~TAMAMLANDI~√ "Arkamızda ki adamlar kiralık adamlar ya bizi öldürecekler ya da biz onları öldürececeğiz.Ölmeden, öldürmeden durmayacaklar!" ... Anonsun ikinci defa tekrarlanması ile yavaşça kalkıp uçağa binmek üzere ilerledi. Bir yarısını burda bır...