16. Bölüm - İki Deli -

759 115 143
                                    

Nasılsınız en güsellerinden güzeller...

Fazla bir açıklama yapmayacağım yeni bölüm ile baş başa bırakıyorum sizi.

,,,

Kulağımın dibinden geçen hafif esinti ve saçlarımın uçuştuğunu hissettim. Kalbim boğazımda atarken sıkıca yumduğum gözlerimi yavaşça araladığımda arkamda ki gürültü ile oraya döndüm.

Yere yığılan bedeni gördüğümde midemde ağzıma gelmişti. Ezel adamın tam anlının ortasından vurmuştu. Öylece sersemlemiş bir vaziyette dururken nerden geldiğini bilmediğim bir kurşun elimdeki tavanın tam ortasından delip geçmişti.

"Ayyy" diye bağırıp kendimi Ezel'in yanına attım beraber kanepenin arkasına geçtiğimizde derin derin nefes alıp veriyordum.

"Biz iki deli seninle iyi bir takımız bence." dediğinde ona baktım. Bir yandan bize ateş edenlere karşılık veriyor bir yandan da benimle konuşuyordu.

"İki deli biz mi?" dedim kaşlarımı kaldırarak. Gözüme çarpan şeyle o konuşmadan tekrar konuştum. "Solda camın kenarında." dediğimde o yöne ateş etti. Vay be!! gayet iyi nişancıydı. İlk ateşte vurmuştu. Bana döneceği sırada tekrar konuştum. Aynı camın sağ alt köşesin de şimdi." dediğimde yine anın da o yene ateş ettiğnde iki de iki olmuştu.

"İşte bunu diyorum. Sende kartal gibi keskin gözler ve tavan tabi, bende bu nişancılık. Uff varya. " dedi bir kaç defa ateş edip kanapeye arkasını yaslayıp devam etti. tabi bir yandan da silahının jarjörünü değiştiriyordu. "Kimse önümüzde duramaz."

Gel yavrum seninle dünyayı yakalım. işte yarayacağı zaman kayıplara karışan iç sesim en olmadık zaman da geliyordu. Acaba Ezel'in söylediklerini neresinden anlamıştı?.

"Dünya'yı mı fet edecez?" dedim alayla.

"Oda olur." oda benimle alay ediyordu. Aramızda sessizlik oluşurken bu sessizliği bozmaya karar verdim. Silah sesleri hala kulaklarımı tırmalıyordu.

"Yanlız." dedim sırtımı kanepenin arkasına yaslayıp çenem ile ilerde yerde ki rahmetliyi göztererek. "Cemile Sultan fena kızacak." Az gözleme yapmamıştı hani bana o rahmetli ile. İyi tavaydı.

"Bence.. " dedi mermiyi silahın namlusuna getirip birkaç el ateş etti. "Cemile sultan senin alnında acılan bir delik yerine sana gözleme yaptığı tavada bir delik açılmasını yeğlerdi."

"Orası öyle. Tabi birde ona hediye olarak ne alacağım diye düşünmek zorunda kalmayacağım.." dedim omuz silkerek. Silah sesleri kesildiğinde bile yerimden kımıldamamıştım.

"Hatırlat beraber gidip kurşun geçirmez bir tava alalım Cemile sultana. Şayet sen bir daha kullanırsan tavayı ortasında bir delik daha görmek istemeyiz." dediğinde olumlu anlamda kafa salladım.

"Nasıl ama.." dedim omzumu onun omzuna doğru hafifçe çarpıp. " Seni o adamdan nasıl kurtuldum.." Gülerek kafasını iki yana sallamdı. "Cidden biz iki deli iyi bir takımız."

"İki deli." diyerek tekrar etti beni. Kanepenin arkasından kafasını çıkartıp dışarıya bakmaya çalışırken.

Dışarıdan gelen araba sesleri ile o tarafa baktım. Tabi pek birşey gördüğüm söylenemezdi. Kanepeden kafamı hafif çıkarttığımda arabaların farlarından başka birşey görünmüyordu. Kapı açıldığında Ezel korumacı bir tavır ile beni arkasına çekip kendisi önüme geçerken salon kapısından babanım içeri girdiğini gördüm. Ezel'in arkasından çıkıp hızla babama doğru koşup sarıldım.

"Elif Nisan? İyisin değil mi kızım?" dediğinde onun endişesi sesine ve gözlerine yansımıştı.

"Ben iyiyim. Ezel''in kolu kanıyor sadece." dedim. Ondan ayrılıp Ezel' e baktığıma.

Yakın KorumamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin