En az oda benim kadar şaşkındı. Ne yapacağımı şaşırmış bir şekilde bakakaldım ona. dudaklarını araladı. Heyecandan kalbim gümledi. Ne oluyor lan. Kalp krizimi geçiriyorum yoksam. Tamam tırlatmaya az kaldı. Nerde ulan benim doktorum!!
Yok canım azcık bir beyni vardı oda gitti. Kapa çeneni iç ses.
Ezel dudaklarını birkaç defa araladı kapattı. Gözlerini yine kantinde gezdirdi ardından sesi duyuldu kulaklarımda.
"Beni bir daha arama." dedi ama kapatmadı benim cevap vermemi bekliyordu. Güldüm önce sonra konuştum.
"Seni arayacağım yine yakışıklı." deyip kapattım telefonu.
Sırtımı duvara yaslayıp. Derin derin nefes aldım. Telefonun ekranına baktığımda çoktan derse geç kaldığımı gördüm. Oysa daha vardı. Ben Ezel ile ne kadar konuşmuştum ki? Oflayıp kantine girdim. Ezel elindeki telefona kaşları çatmış telefonuna bakıyordu.
"Hayırdır?" dedim yanından geçip karşısına otururken. "Ne oldu? Neyin var?" dedim çantamı yanımdaki sandalyeye bırakırken.
"Birşey yok."
"Emin misin? Telefona kafa atacakmışsın gibi geliyor da bana."
"Öyle mi? Farkında değilim. Hem senin derste olman gerekmiyor mu?" dedi kaşları kalkarken bu sefer alayla devam etti."Yoksa dersten de mi kaçtın."
Omuz silkerek sırtımı sandalyeye yasladım. Lafı çok iyi değiştiriyordu. Ne diyeyim maşaAllah ona. Amma benim niyetim onun ağzından birşeyler koparmaktı. Ve bunu da başarmak için ant içiyordum.
"Kızsal bir mesele erken çıkmak zorunda kaldım." Yalandan kim ölmüş. Yalandan ölünmüyormuş yalandan yanıyormuşuz. Her gün her an her dakika hatta her saniye. Ama aklım olsa yalandan uzak dururdum. Yalanlarımın hayatımı mahvedeceğini nereden bilebilirdim ki.
"İyi misin?" dedi beni incelerken. Endişelenmiş miydi ki o? Yok canım nereden de çıkarıyordum ki böyle şeyleri.
"Evet, iyiyim." diyerek omuz silktim. O bir kez daha masada duran telefonuna baktığında tekrar konuştum. "Her halde kız arkadaşının aramasını bekliyorsun." dediğimde bana baktı kafasını iki yana salladı. O tatsız acı ve sert kahvesinden bir yudum alıp dışarıa bakarken konuştu.
"Bir kız arkadaşım yok." dedi duygusuzca sonra sesini kısarak devam etti. Benimle değilde daha çok kendi kendine konuşur gibiydi. "Ama bir bayan sapığım var."
"Bayan neyin var." dedim kaşlarımı kaldırarak duymamış gibi merakla gözlerim irileştirerek baktım. Valla benden aslında çok iyi bir oyuncu olurmuş. Şu hallerime bak. Çok yaman bir kadındım yahu. Beni alan yaşadı. Huhuuu. Tamam zırvalamalarım bitti. Stop.
"Hiç hiç birşey.Bu seni ilgilendirmez." dedi kafasını bana çevirerek. Kızmamıştı.Anlamıyorum fazlamı olmuştum ki. Yok sadece onun arkadaşı değildim.
Anlaşıldı bana açılması için biraz zaman vermem lazımdı. Onun yakın bir arkadaşı olacaktım. Aslında arkadaşı olmak istediğimden de emin değildim.Neyden eminsin ki? diyen iç sesime sinirle baktım. Ama.. Sahi ben neyden emindim ki.
Oflayıp kalktım masadan. Ama elimden tutulması ile bir adım dahi atamadan kaldım öylece. Ah kalbim yine gümledi. Elinin tuttuğu kolum yanmıştı. Sıcak ılık ılık birşey aktı sanki önce onun elinden koluma yayıldı. Sonrada kalbime aktı. Kendine gel Elif Nisan kendine gel kızım.
Kaşları çatarak ona doğru döndüm kolumu tutan eline ve ardında da onun yüzüne baktım. Göz göze geldiğimizde ateş değmiş gibi hızla çekti elini kolumdan. Kolumdaki sıcaklık anında soğuk olmuştu. Hatta buz tutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakın Korumam
Ficção Adolescente√~TAMAMLANDI~√ "Arkamızda ki adamlar kiralık adamlar ya bizi öldürecekler ya da biz onları öldürececeğiz.Ölmeden, öldürmeden durmayacaklar!" ... Anonsun ikinci defa tekrarlanması ile yavaşça kalkıp uçağa binmek üzere ilerledi. Bir yarısını burda bır...