İyi okumalar...
Elif Nisan Karahanlı
Kapıdaki asma kilit ile bakışmayı kesip küçük verandanın köşesinde bulunan kar altında kalmış yarısı görünen odunlara ilerledim. Üzerindeki karları atıp en sağlam ve kalın olan odunu alıp hızla kapıya ilerleyip kilite vurdum. Şansıma kilit baya eskiydi. Bu sayede dördüncü vuruşumda açılmıştı.
Kapıyı açıp içeri girdiğimde tamda tahmin ettiğim gibi tek odalı küçük bir kulübe olduğunu gördüm. Bir tarafta küçük tek kişilikten biraz büyük ama çift kişilikten biraz küçük bir yatak duruyordu. Kapının karşısında küçük bir şömine vardı. Diğer tarafta ise küçük bir tezgah ve ocak vardı.
Oda fazlası ile soğuktu. Zaten üşüyen Ezel'i buraya getirirsem daha çok üşürdü. Araba buradan daha sıcaktı. Şömineye ilerlediğimde şansım şimdilik yanımdaydı. Çünkü şöminenin yanında kuru odunlar vardı. Onları yakabileceğim bir çakmak ararken onu da şöminenin üzerindeki çıkıntı da bulmuştum. Hızla odunları şömineye dizdiğimde odunların yanında duran küçük çıralar dikkatimi çekmişti.
Onları da hızla odunların arasına yerleştirdim. Çakmak ile çırayı yakıp odunların arasına dikkatle yerleştirdim. Birkaç defa elimi yakmak dışında durum iyiydi. Tabi odunların tutuşması için üflemek gibi bir hata yaptığımda dumanlara boğulmuştum. Hayır yani ben ne anlardım şömine yakmaktan falan.
Çıralar odunları ve üzerindeki ince dal parçalarını yanmaya başlarken yatağadoğru ilerledim. Üzeri bir çarşaf ile örtülmüştü. Onu çekip aldım. Yanında bulunan küçük dolabın içine baktım. Birkaç karıştırmadan sonra bulduğum temiz çarşafı da aceleci bir şekilde yatağa serdim. Tamam temiz olduğunu tahmin ediyordum. Yani inşallah.
Kapıdan çıkarken kapatmayı da ihmal etmemiştim. İçeri fazlası ile soğuktu daha da soğumasına gerek yoktu değil mi? Kapıdan çıktığımda soğuk hava yüzüme sertçe çarpmıştı. Akşam olmak üzereydi. Ve nerede olduğumuza dair hiç bir fikrim yoktu.
Arabaya doğru ilerledim. Arka kapıyı açıp Ezel'e baktım. Hala titriyordu. Onu böyle görmek beni daha da üzüyordu.
"Ezel? Kendine gelip bana yardım etmen lazım." dedim onu kendime doğru çekerek fazlası ile ağırdı ve onu kaldırmaya gücüm yetmiyordu.
Kendiside bana yardım ettiğinde onu kaldırabildim. Kötü bir durumda olmasına rağmen bana yardım ediyor olması iyi bir şeydi. Onu arabadan indirip battaniyeye sardım. Olabildiğince hızlı ve dikkatli olmaya çalışarak onu kulübeye doğru ilerletim.
Zorlansam da sonunda kulübeye gelebilmiştik. Derin birkaç nefes alıp kapıyı ayağımla açıp sıcak olan odaya girdik. Ezel'i temiz çarşaf serdiğim yatağa doğru ilerletip yavaşça yatırdım. Üzerine kalın bir yorgan örtüp tekrar çıktım. Arabaya gidip Ezel'in giysilerini ve ilk yardım çantasını aldım.
Kulübeye döndüğümde küçük oda baya ısınmıştı. Şey aslında pek bilemiyorum. Soğuktan donuyordum ve şuanda her yer bana sıcak gelebilirdi. Yüzüstü yatırdığım Ezel'in yanına ilerleyip üzerindeki yorganı ve battaniyeyi aldım.
Üzerinde ki montu çıkardım. Kazağına geldiğimde onu fazla hareket ettirmem gerektiğini biliyordum bu yüzden ilk yardım çantasını açıp içinden makası çıkardım. Mavi kazağı ona çok yakışıyordu ve bunu kesmek beni üzmüştü.
Tabi de Ezel daha önemliydi!! Hemen kazağı kesip kurşun yarasının olduğu yeri açtım. Kan sızıyordu ve berbat görünüyordu. V ben ne yapacağımı bilmiyordu. Temiz sargı bezini yaraya bastırdım hafifçe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakın Korumam
Genç Kurgu√~TAMAMLANDI~√ "Arkamızda ki adamlar kiralık adamlar ya bizi öldürecekler ya da biz onları öldürececeğiz.Ölmeden, öldürmeden durmayacaklar!" ... Anonsun ikinci defa tekrarlanması ile yavaşça kalkıp uçağa binmek üzere ilerledi. Bir yarısını burda bır...