25. Bölüm- Yep yeni bir ben-

776 107 230
                                    

Şuraya bir yere küçük bir kırık kalp bırakalım. 💔💔

Önemli not. Bir önceki bölümün giriş yerini okuyup öyle başlayın derim. Orayı yeniden düzenledim Önemli duyuru bitmiştir.😂ben ne anlarım duyurudan falan takılın kafanıza göre 😍😉

Elif Nisan'ın 25 - 26 yaşında falan. Takmayın kafaya...
Olaydan 7 yıl 6 Ay sonrası anlatılmaktadır.

Aslında atmayacaktım ama duramadım. Amacım bölüm biriktirmek olsa da yapamıyorum ya... Hadi o zaman yeni bölüme...

İyi okumalar.

...

7 yıl 6 ay sonra

"Mert şu Barkın Holding ile bugün anlaşma yapacağımız dosyaya bakıyordum da. Kafama yatmayan yerleri var.On ikinci madde ve yirmi dördüncü maddeyi bir gözden geçirelim. "

"Tamam not aldım buraya gelince hallederiz." dediğinde elimdeki dosyayı yatağı kenarına bıraktım.

"Tamam o zaman. " diyerek saatime baktım. "1 saat var toplantıya. yarım saatte bende şirkette olurum.

"Görüşürüz."

"Görüşürüz." diyerek telefonu kapattım.

Aynada ki yeni bana baktım. Ben Elif Nisan Karahanlı bundan tam tamına 7 yıl 6 ay 19 gün önceki ben değildim. O gün O yağmurda o hastanenin bahçesinde ağlayan kız artık büyümüştü. Kimseye güvenmeyen biri olup çıkmıştım. Arkadaş edinememiştim bile. Olan arkadaşlarımdan da uzaklaşmıştım.

Uzun siyah saçlarım esmer tenime yakışacak şekilde düz bir şekile sokmuştum. Ve yine yakışan güzel blazer bir ceket ve ona uyan beyaz salaş bir gömlek ve ceketimin takımı olan pantolonum ile yep yeni bir ben olmuştum. Çünkü ben bu kadar ciddi kıyafetlerle takılan biri değildim. Ama tam da şuan da öyle biri vardı karşımda ki aynada.

Hani size bir cümle kurmuştum. İş kadını olmak ve ben ıyyk diye işte şimdi yaptığım tamda buydu. Ne demişler büyük lokma ye büyük konuşma... Ben büyük konuşmuştum. Ama dört yıldır da gayet iyi yürütüyordum bu işi. Sevdiğim bir mesleğim vardı lan!

Ben Elif Nisan Karahanlı, bir yazılım mühendisi olarak Karahanlı şirketinin patroniçesiydim.

Ben evet lan ben ben!!. Hala bu yeni bene pek alıştığım söylenemezdi. Aynadan kendimi kesmeyi bırakıp cama yaklaştım. Aklıma yine o gelirken beynim hemen o eski görüntüleri getirmişti gözümün önüne.

Odamın penceresinden bahçeye doğru baktım. Hava güllük güneşlikti. Tam gezmelikti. Güneş Ezel'in üstüne parlamıştı adeta. Beyaz gömleği giymiş kollarını dirseklerine kadar katlamıştı.
Öylece bahçedeki sandalyelerden birine oturmuş kitap okuyordu.

Kendine gel Elif Nisan! diyen iç sesim ile pencereden hızla uzaklaştım. İç sesim bile o günden sonra gevezeliği bırakmıştı.

Çantalarımın olduğu kısma ilerledim elime üzerimdeki kıyafetlere uygun bir çanta alıp içine gereken ıvır zıvırları attım. Saçlarım hafif nemli olsa da havalar daha tam soğumadığı için üşümüyordum.

Eylül mevsimindeydik. Tamam son günlerini yaşıyor olabilirdik. Ama hava yaz havasıydı. Yatağın üzerine attığım dosyayı da alarak odamdan çıktım. Lale ablaya bana kahve yapmasını söylemiştim. Bugün şirkete biraz geç gidecektim. Odam, bahçe, salon, mutfak bana hep onu hatırlatıyordu.

Kısaca geçirdiğim yıllardan bahsedecek olursam. O gittikten sonra babam pişman olmuştu. Neden olduğunu o zaman anlamasam da sonradan anlamıştım. Ezel'e bana karşı sadece korumalıktan yapmaktan ve arkadaşlıktan başka hisler beslememesi için söz verdirmişti. Benim durumumu fark edip onu bulmak istediğinde ise buna ben karşı çıkmıştım. O kayıp ederdi ben değil!

Yakın KorumamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin