15. Bölüm - Tava Meselesi -

782 112 161
                                    

İyi okumalar 😉

"Baş belası!!!" diye bağırmıştı.

Hayır bağırmamış resmen kükremişti adam. O üzerime doğru gelirken ne yapacağımı şaşırmıştım. Geri geri giderken küvetin içine dğru düşmem bir oldu. Ve yakasını tutup üstüme düşürdüğüm yakışıklı mavi gözlü bir adam.

Onun saçlarından, çenesinden ve burnunun uçundan akan yaşlar benim yüzüme geliyordu. Şimdi nasıl kalpten gitmeyeyim ee dostlar. Kalbim göğüs kafesimi ziyadesi ile zorlarken nefes almayı bile unutmuştu beynim.

Zaman burada durabilirdi. Hiç sorun değildi. Ezel'in ateşi düşmüşmüydü bilinmez ama ben sıcaklamıştım. Size de geldi mi bir sıcaklık. Böyle alttan alttan.. Burası fazla sıcak olmuştu birden. Yutkunmayı denedim ama olmadı. Boğazım kurumuştu. Tenine değen tenim karıncalanıyordu.

Yanklarım alev topuydu. Hadi ben tutulmuş hareket edemiyordum da Ezel neden hareket etmiyordu. Kendime gelebilmek için biraz kıpırdandığım da Ezel sanki birşeye dalmış gibi silkeledi kendini.

Ama üzerimden kalkmak için de bir harekette bulunmamıştı. Ben onun altından çekilmek için hareketlendim ama netice daha rezalletti sanki.

Çünkü yanlış bir hareket yapıp dudağımı dudağına değdirmiştim. Sıcak dudakları kor gibi yakmıştı dudaklarımı.

Ateşe değmişiz gibi hızla birbirimizden ayrıldığımız da ben depar atarak kaçmıştım banyodan. Dudaklarımda hala dudaklarının izi vardı. Hayır öpüşmemştik ama değmesi bile kalbime taklalar attırmıştı.

Nasıl kaçtım, nasıl odama geldim? İnanın bilmiyorum. Üzerimdeki ıslak kıyafetlerle banyoya girdiğimde titrek elimle kapıyı kapatıp arkasına yaslandım. Bedenim heyecandan titriyordu adeta.

Ben bu adam fazlaca tutulmuştum... Nasıl ve ne zaman? Bilinmez...

Ha şunu bileydin be Elif Nisan diyen iç sesimi duymazlıktan geldim.

Titreyen elimi dudaklarıma götürdüm. Heyecandan ne düşüneceğimi, ne yapacağımı bilemiyordum. Bir müddet öylece kaldım orada. Banyonun kapısına yaslanmış bedenim ile.

Kendime gelmemi sağlayan şey tüpte unuttuklarımdı. Hızla kalkıp üzerimdeki ıslak kıyafetleri çıkardım. Kirli çamaşır sepetine yollayıp hemen odama gidip yenilerini giyindim. Saçlarımı havlu ile kurutum güzelce taradım. Yine hapşuruk ve öksürük beni bulurken ıslak bir şekilde fayansa oturmanın cezasını çekiyordum işte.
Aşağıya inerken bile hala titriyordu ellerim. Kalbim aynı hızla atıyor bedenimde tatlı bir telaş vardı.

Mutfağa girdiğimde ocağın altını en kısığa çevirdiğim için kendime içten bir teşekkür ettim. Çorbayı bir güzel robottan geçirip süzdüm. İşte mis gibi süzme mercimek çorbası. Dolaplardan çıkardığım iki kaseye çorbaları doldurdum. Bir limon alıp güzelce dilimledim.

Hepsini güzelce bir tepsiye koyduğum da Cemile Sultanın dün akşam bana içmem için getirdiği ilaçtan iki tanesini de tepsiye koydum. Tabi iki bardakla suda koymayı ihmal etmemiştim. Kaşıkları peçeteleri ve birkaç dilim de ekmek koymuştum.
Tepsiyi elime aldığımda derin birkaç nefes aldım. Şimdi geldik işin en zor kısmına. Ezel'in karşısına çıkmaya.

Hiç bir şey olmamış gibi davran bence. diyen iç sesime baktım. Nasıl davranacaktım ki? Hala ellerim titriyordu. Karnımdaki kelebekleri saymıyordum bile. Derin derin bir kaç daha nefes aldım. Sakinleşmem gerekiyordu. Acilen..

Yakın KorumamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin