46. Bölüm FİNAL

710 64 48
                                    

Evet bir kitabın sonuna daha geldim gururlu ve bir o kadarda mutluyum.

Bu kitapla tanıdığım bütün arkadaşlarım iyi ki varsınız. İyi ki tanımışım sizi... :*

46. Bölüm; Bir isteme meselesi...

Yanan şöminenin önünde oturmuş yanan ateşi izliyordum. Geriye doğru şöyle bir gittiğimde acı tatlı bütün anılarım gelmişti aklıma.

İki yıl önce bu kulübede bana evlenme teklifi yapmış ondan daha öncesinde yine bu kulübede ben onun yaralarını sarmıştım.

Hikayemiz koruma olarak başlamış sayemde bayan sapık olarak devam etmiş ve yine sayemde o sapıklık İrem'in de araya girmesi ile hüsranla bitmişti. Ve Ezel yıllar sonra gelmiş hayatımı kurtartarmış ve bu uğurda İrem bana pişmanlığını dile getirdiği dakikada canından olmuştu.

Ezel bana evlenme teklifi etmiş ve ben hiç düşünmeden kabul etmiştim teklifini.

Beraber dolu dizgin geçirdiğimiz bir ayın sonunda Ezel beni babamdan istemeye gelmişti.

O anlar aklıma gelirken dudaklarımdan kaçan kıkırtıya engel olamamıştım.

...

Heyecanla Ezel'i salona alırken giydiği takım elbise ile o kadar göz alıcı duruyordu ki biraz daha ona bakarsam herşeyi unutacağımı biliyordum.

Kapıda verdiği kırmızı gülleri kucağıma iyice bastırırken bende onun peşinden salona ilerledim. Kalbim yerinden çıkacak gibi olurken babam huysuz bir ifade ile Ezel'e bakarak ayağıya kalktı.

"Hoş geldin. "derken ki ses tonu 'ne bok yemeye geldin' der gibiydi.

"Hoş buldum." dedi Ezel yüzünde ki gülümsemeye baktım.

Gördün mü Elif Nisan adam Hasan Karahanlı'ya nerdeyse meydan okuyor... Kızını aldım bile der gibi..

Evet iç sesim kısmen haklıydı Ezel önce kalbimi sonrada ilklerimi almıştı.

Derin birkaç nefes aldığımda Babam elini oturması için uzattı. İlk önce babam oturduğunda Ezelde tekli koltuğa oturmuştu.

"eee  o zaman başlayalım." diyen Salim abiye baktım.

Beni babamdan Ezel'e isteyecek olan oydu.

Ezel ile ikimizde yarımdık. Yarım olan yerlerimiz böyle bir günde kanıyordu işte.

Ben annemin eksikliğini çekerken Ezel hem annesinin hemde babasının eksikliğini çekiyordu.

Gözlerim hüzünle parlarken Ezel'in gözlerine baktım. Oda benim gibiydi.

Gözleri hüzünle parlıyordu işte...

Burukça gülümsediğimde oda aynı şekilde bana burukça gülümsedi.

Elimdeki çiçeklere biraz daha sarılıp etrafıma bakındım.

"Elif nisan kızım sen kahveleri yap istersen. Dur hatta bende yardım edeyim." diyerek Lale abla ayaklandığında derin bir nefes alıp kafa salladım. Çünkü ne yapacağımı şaşırmıştım.

"Peki." diyerek önümden geçen Lale ablanın peşine takıldım.

"Elif Nisan damat beyin kahvesi Tuz ruhuluolsun." diyen babam ile gözlerimi koçaman açıp olduğum yerde biraz durup arkamı döndüm.

Yakın KorumamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin