31. Bölüm Dağıldı

8.3K 562 925
                                    

Herkeseee Merhaba ♥️ ♥️

Yeni oy sınırımız 350 🤭 Artık kaç ay sonra sınır geçilir bilmem 🙈🤭
Keyifli okumalar ♥️♥️
           
              
Gözlerini bir kez daha açtı ama hepsi gerçekti. Başından aşağı dökülen suyla bir elini yere vurdu. Ne yapmıştı? Nasıl bu kadar aptalca bir şey yapmıştı inanamıyordu. Bir kez daha vurdu yere ama asıl kalbine vuruyordu. Yılmaz ile birlikte olmuşlardı. Aklı almıyordu, bu kadar arsız, kendini kaybedecek birisi değildi ki! Ağlamak istiyordu hem de bağıra bağıra ağlamak... Yapamıyordu, olmuyordu tek damla yaş düşmüyordu.

“Ne yaptım... ne yaptım...”

Kelimeleri dudaklarından acı acı dökülürken dün gece söyledikleri kulaklarında tekrar çınlarken sağ elini kaldırıp dudaklarının üzerine koydu. Böyle yaparsa sanki hiç söylememiş olacaktı. Dün yaşanmamış... Yaşanmıştı hem de kendisini tanıyamaz bir haldeydi.
Artık buradan çıkması gerekiyordu, adama bir açıklama yapmak zorundaydı. Yüzüne nasıl bakacaktı!? Kalbine ağırlık yapan utancıyla suyu kapattı. Üzerini yavaş giyerse sanki bu yüzleşme hiç yaşanmayacak gibi kendisini kandırıp duruyordu. Aynaya bakmaya bile utanıyordu, kendisini görmek istemiyordu. Tüm suç kendisinindi... Resmen adamı zorlamıştı. Düşmemek için kapı koluna tutundu.

“Allah’ım yardım et...”

Çaresizce dökülen sözleriyle banyodan çıktı. Her adım ayaklarına ağırlık yapıyor gibiydi. Günaha bulandığı odaya girdiğinde nefesi kesildi. Dün gecenin gerçekliği gözler önündeydi. Evet çok korktuğu, üzüldüğü anlar olmuştu ama ilk kez böylesine bir durum içindeydi. O kadar çok utanıyordu ki adamın yüzüne bile bakamıyordu. Düşmemek için kapıya yasladı bedenini. Gözleri yatağa değdiği an olduğu yere düştü kaldı. Yıkılmıştı yine bitmişti, tükenmişti. Ucuz bir kadın gibi nefsine yenilip birlikte olmuştu. Suçluydu, hatalıydı. Sadece yok olmak istercesine gözlerini yumdu.

“Çok... özür...”

Devam edemedi, yapamadı. İçi kan ağlarken dudaklarına söz geçiripte sözcüklerine izin veremedi.

“Hilal.”

Adamın nefesini yüzünde hissedince gerildi. Gözlerini açtı ve sadece dün gözlerinin içine bakarak... Pişmanlık dolu bir inleme dudaklarından dökülürken iç çekti.

“Özür dilerim... Ben nasıl... Yılmaz... Yemin ederim dün ne oldu bana...”

Omuzlarından sarsılarak ağlarken devam edemedi. Utancından ölmek üzereydi. Nasıl yapmıştı bunu nasıl! Yılmaz onun için sadece ölen kocasının kardeşiydi.

“Nasıl... böylesine bir şey... yaptım anlamıyorum... Affet beni ne olur... Affet...”

Hıçkıra hıçkıra ağlarken gözlerine bakamıyordu bile. Çok zor bir duruma sokmuştu hayatlarını. Karanlık olan hayatı bu sabah uyandığında artık zifiri karanlıkta kalmıştı.

“Nasıl yaptım... bilmiyorum...”

Çenesinden tutan parmaklar yüzünden bulanık gözlerini adamın gözlerine değdirdi. Başını biraz sağ tarafa doğru yatırıp hiç durmadan akan yaşlarla konuştu.

“Yılmaz...  beni biraz olsun tanıdıysan eğer... İstemedim yemin ederim... Nasıl oldu bilmiyorum...”

Ne diyecekti ki Yılmaz ona! Kendisi dün yaşananlardan asla pişmanlık duymuyordu aksine fazlasıyla da özeldi. Yolunda gitmeyen hayatları varken dün ona gelen kadını durdurması gerekirken yapamamıştı. Çünkü içten içe onu hep istemişti dün de öyle gelince koşulsuz kabul etmişti. Karşısında af dileyen kadına içi gidiyordu. Gözleri dolduğu an başını çevirdi.

Yüreğimden TutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin