42. Bölüm Unutalım

7.7K 598 2K
                                    

                Herkese merhabalar ❤️

Bölümü geç düzenlediğim için kusura bakmayın lütfen 🙏🏻 Umarım okuduktan sonra beğenirsiniz🤗

VURGUN adlı kitabıma da beklerim ♥️

Oy sınırımız 430 💥 yorumlar belki 2.000 olur 🤭🙈

Buraya 💙 bırakır mısınız 💥 &&&&&&&&&&&&&

Odasında stresten ne yapacağını bilemez hâlde dolanırken Yılmaz’a çok kızgındı. Kaç gün olmuştu ama o gelmiyordu ve sinirleri iyice bozulmuştu. Yatağın üzerine bıraktığı telefonunu alıp adamı aradı. Üçüncü çalışında telefon açılırken hiç beklemeden konuştu.

“Dönmeyi düşünüyor musun!?”

“Hilal iyi misin bir şey...”

Yatağa oturan genç kadın derin bir nefes alıp verdi.

“Farkında mısın on yedi gün oldu gittiğin! Bu nasıl iş, hani bir haftalıktı?”

Yılmaz’ın kahkahasını duyunca kaşlarını çattı. Onu güldürecek bir şey dememişti ki.

“Niye gülüyorsun?”

“Karım beni mi özlemiş?”

Hilal soruyla ayaklanırken sinirden delirmek üzereydi. Kendisine neler oluyordu böyle, hiçbir fikri yoktu ama gözleri dolmuştu.

“Özlemedim! Git kiminle gezip tozuyorsan, onunla yaşa gelme!”

Telefonu kapattığı gibi yatağın üzerine fırlattı. Ağlamamak için dudaklarını ısırdı durdu. Telefonu çalınca kimin aradığını gayet iyi biliyordu ama açmayacaktı.

Hazırlanıp odasından çıkması gerekiyordu. Gözlerini silip dolaptan kıyafet almaya gitti. Eline neyi aldıysa kendisine olmayacak diyerek dolaba bir güzel tıkıştırıp ağlamaya başladı.

Açılan kapıya bakarken içeriye giren kayınvalidesini görünce utanmıştı. Gözlerini silip ardından gülümsemek istedi fakat yaşları tekrar akmaya başlamıştı. Kayınvalidesi hemen yanına gelerek elinden tutup yatağa oturttu.

“Kızım ne oldu?”

Başını önüne eğmiş ağlayan Hilal içindeki sıkıntılardan kurtulamıyordu. Sarılan kadına kollarını dolayıp bu kez sesli sesli ağlamaya başladı. Rüyasında gördüğü Cihangir yüzünden kötü hissediyordu. Suçlu hissetmekten, yalnız bırakıldığı için kafasında kurup kurup duruyordu.

“Anlat annem ne oldu?”

Böylesine sahiplenici ve şefkat dolu kadına daha çok sarıldı. Saçlarını okşayan el ile dakikalarca ağladı. Annesi yanındaymış gibi hissediyordu.
Geri çekildiğinde yaşlarını kurulayan kadın omzuna dokundu.

“Kim üzdü benim güzel kızı mı?”

İç çeken Hilal yutkunurken ağlamaktan boğuk çıkan sesiyle konuştu.

“Kıyafetlerim olmuyor... Yılmaz alırız demişti ama gitti. On yedi gündür de gelmiyor!”

Serzenişte bulunan gelinin elini tutup ayağa kaldırdı. Yeniden akan yaşlarını elinin tersiyle silerken odadan çıktılar.
Peşinden yürüten kadını sessizce takip eden Hilal, geldikleri odanın kapısının önünde durdu. Kapıyı açıp içeriye girmesini söyleyen Sümbül Hanım elini hiç bırakmadan dolaba doğru götürdü. Askılıklardan eline geçen kıyafetleri alan Sümbül Hanım onun kucağına bıraktı.

Yüreğimden TutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin