22. Bölüm. Benim Karım

7.9K 498 597
                                    

Merhabalarrrr❤️❤️
Sınır geçilmedi ama kıyamadım yine bölümü atıyorum 😘
Bol bol yorum istiyorum lütfeennnn😂😊
Keyifli okumalar ❤️

Yattığı yerden bağırarak uyanan Hilal kalbi korkudan duracak gibiydi. Odanın içinde gözleri gezinirken etraf az da olsa aydınlıktı ama bu ona rahat bir nefes aldıracak bir ışık değildi. Gözleri dolarken yattığı yerden geriye doğru çekildi. Koluna dokunulmasıyla çığlığı odada yankılanmıştı ki bir el ağzını bir anda kapatınca çırpınmaya başladı. Adamı itmeye çalışırken korkudan döktüğü yaşlar yüzünden bulanık görüyordu.
Kulaklarına zor da olsa gelen ses ile önce çırpınmaya bıraktı sonra ise akan yaşlarını.
Yılmaz elini çekince, Hilal adamı göğsünden itip zor da olsa ayağa kalktı. Dizleri titrerken odadan çıkmak için arka arkaya adımlar attı. Aldığı sık nefesler ona yetmiyordu bile. Yılmaz bir şeyler söyleyip ona doğru yürümeye devam ederken Hilal durdurduğu yaşları yeniden akıttı. Sırtı sert bir yere çarpınca çığlık atıp korkuyla döndüğünde delirdigini düşünmeye başladı. Duvardan bile korktuğuna inanamıyordu. Avuç içiyle tutundu duvara. Ayaklarında derman tükenirken olduğu yere oturdu. Yüzünü avuçlayan sıcak eller gözlerini birbirine kenetlemişti.

“Geçti, derin derin nefes al.”

Sakinleştirmeye çalışan adamı dinleyerek dediği gibi nefesler alıp vermeye başladı. Korkuyla etrafına bakındı sanki izleniyor gibiydi. Telaşla Yılmaz’ın koluna tutundu.

“Birisi var.”

Tek nefeste konuşurken gözleri odada hızla gezinmişti. Yüzünü avuçlayan eller geri çekildiğinde bakışlarını Yılmaz’la buluşturdu.

“Kimse yok.”

Gözlerini kısa süreliğine yumarken avuç içlerini halıya bastırdı. Ayağa kalktı yine korkuyla etrafını süzdü. Ensesinde bir an o geceki adamın nefesini hissedercesine korkuyla döndü. Sırtı sert bir şeye değdinde hemen sonrasında karnına dolanan bir çift kol saniyeler içinde önüne döndürdü.

“Kimse sana zarar veremez.”

Öyle kendinden emin konuşuyordu ki ona bakan adam, Hilal titrek bir nefes alıp verdi.

“Gelemez... değil mi?”

Bir ümit konuşmaya çalışırken bileğinden tutan Yılmaz sayesinde az da olsa kendisine gelmişti.

“Asla gelemez.”

İkisi de susarken Hilal bileğindeki sıcak elin varlığını hatırlayınca hızla geri çekti. Bir günde Yılmaz ile haddinden fazla yakın olmuşlardı. Her şey üst üste gelirken titrek bir nefes alıp verdi.

“Sen yerde uyuma.”

Daldığı düşüncelerini dağıtan sesle başını hızla hayır anlamında salladı. Uyumak istemiyordu. Kâbusu olan adamı göreceğine adı kadar emindi. Saat sabahın beşine geliyordu, yatağa oturdu. Yılmaz tepesinde durmuş ona bakarken bir anda o da yerdeki yatağın üzerine oturdu.

“Uykun var.”

Evet uykusu vardı Hilal’in ama korkusu daha ağır basıyordu. Dağılan saçları yüzüne yapışırken ensesinde topladı. Gözleri adamın gözlerine değdiğinde izlenildiğini savunmasız bir şekilde görmek garibine gitmişti.

“Yok.”

Başka bir şey demeyen Hilal dizlerini kendisine çekip korkuyla odaya bakınırken Yılmaz karşısından kalkmamıştı. Göz kapakları ondan bir haber kapanırken Hilal hemen doğruldu. Esnerken başı güçsüzce dizlerine düştü. Uykunun tatlı kollarına kendisini bırakan Hilal sadece bir saat dayanabilmişti uyanık kalmaya.

Yüreğimden TutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin