Bölüm - 3 -

318 60 236
                                    

"Aşk ruhumu eritiyor, ölüyor. Başka yollara girip onu arıyor"

*******

Mor araba ile birkaç dakika bakıştık. Sinirle soludum. Sanırım başıma çok fena bir bela almıştım. Sarp bu arabayı görürse beni de mora boyardı. Çocuğa eski haline döndermesi için fazladan para ödemeyi teklif ettim ama kabul etmedi. Burcu ablasından korkuyormuş. Tabi mor arabanın üstüne Sarp da aramıştı. Bu adam hissediyor mu?

"Naptın lan!"

"İşim uzadı."

"Bir para ödeyeceksin Barış. Ne uzadı be. Lan!" Yutkundum.

"Ne?"

"Yoksa komiser ile işi pişirdiniz mi?" Kahkaha atınca nefesimi bıraktım. Yine formundaydı. Manyak herif..

"Hee, mor salkımlı evimiz olacak." Sarp daha da gülerken, anlamamıştı. Anlamasını beklemiyordum zaten. 

"Çok geçme gel, akşam mangal var." Telefonu bir şey demeden kapatmıştım. O mangala gidersem et yerine beni pişirebilirdi. O yüzden bu arabayı eski rengine döndürmeliydim.

Arabayı alıp başka bir sanayiye gittim. Arabayı oraya bırakır bırakmaz, sabah ki karakola gitmek için taksiye bindim. Hesap sormayacağım mı sandı acaba? Tabiki de soracaktım. Araba benim olsa neyse.. Sarp'ındı! Beni keserdi, hiç mora değmezdi yani.

Taksiye parasını ödedikten sonra karakoldan indim. Derin bir nefes alıp içeri girdim. Çay içen bir memura Burcu denen o kadının odasını sordum. Kadın polisti, ama ne kadar boş iş varsa hepsi ondaydı.

Polis tarif edince bende odasına yöneldim. Kapıyı çaldım. Birkaç saniye sonra 'gir' komutu ile içeri girdim. Gözleri beni bulunca tek kaşını kaldırdı. Sakin ol Barış...

"Evet?"

"Moru seviyorsun demek." Kapıyı kapatıp önüne dikildim. Masadan kalkmadan gözleriyle beni takip etti. Sırıttı.

"Severim. Sen sevmez misin?"

"Hayır. Sevmem."

"Anlıyorum. Ne için gelmiştin?" Gözlerimi devirip, sırıtarak bana bakan kadına baktım. Bu rahatlık nereden geliyordu.

"Arabamı mora boyatan sensin. Nereden geliyor rahatlık?"

"Kaza bedeli diyelim."

"Para ödüyorum, üstüne arabam boyanıyor. Bakın hanfendi.."

"Evet?" Tek kaşını kaldırmış sert bakışlarını bana yönlendirmişti. Bu bakışlarından korkacağımı sanıyorsa, aptallık etmişti. İçeri girecek olsam dahi, asla korkmazdım.

"Fazla oldunuz."

"Anlıyorum. Neden bu kadar gerildiniz?"

"Araba benim değildi."

"Araba sizin değilse, şoför koltuğunda da olmamanız gerekirdi." Tek kaşımı kaldırıp sorgular bakışlar attım. Kadın hazır cevaptı.

"Evet. Bedelini de ödediğimi düşünüyorum. Fazlasına gerek yoktu."

"Mor rengi seveceğinizi düşünmüştüm Barış Bey." Hala mor diyordu. Ben boyayacaktım onu mora, o zaman görecekti. "Her neyse, sıkıntı yapmayın. Ödeştik bitti. Lütfen çıkar mısınız?" Derin bir nefes alıp son bir bakış attım. Muhtemelen bu zamandan sonra asla görüşmeyecektik. Ama ben o boya parasını, bu kadına ödetirdim.

Dışarı çıktıktan sonra karakolun otoparkına indim. Arabasının burada olduğunu düşünmüştüm ve tam olarak buradaydı. Otoparkın kamerası duvar kenarlarındaydı. Araba kör noktadaydı. Buna sevinmiştim. Etrafa bir bakış attım. Aynalığı kıracak hiçbir şey yoktu. Kolumda ki saate bakış attım. Evet saat ile kıracaktım. Ruh hastası kadın...

POLİSE ŞAKA OLMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin