Bölüm - 8 -

155 25 15
                                    

"Yürüdüm ölüme vardım çoktan,
Yanıyor zafım ah ulan gel, yarama yardım yok yâr..."

                                   ~Şanışer

----------

Gözlerimi açmaya çalıştığımda, üstünde ağırlık varmış gibi zorlanmıştım. Kulağıma dolan makine seslerine aldırış etmeden, bir kez daha gözlerimi açmayı denedim. Tepemdeki beyaz ışık gözümü kamaştırmıştı. Bunu kısacak adam yok muydu?

"Uyandı!" Kafamın içinden mi, dışardan mı geldiğini tahmin edemediğim Berk'in sesiydi. Gözümü zorda olsa açtığımda, hastane olduğunu anlamam uzun sürmedi.

"Çok şükür.." Samet'in sesini duyduğumda, ağır şekilde kafamı sağa çevirdim. Berk ve Samet bana bakıyorlardı. Kaşlarımı çattım. En son ne olmuştu?

Yangın... En son evim, kardeşlerim..

Derin bir nefes aldım. Berk bir şey söylemek istediğimi anlamış olacak ki, elini kaldırdı.

"Yorma kendini Barış." Kaşlarımı çatıp yüzümü buruşturdum. Zor yutkunuyordum. Derin bir nefes alıp tekrar kelimeleri toplamaya çalıştım.

"M-Mehmet?" Evet. Sonunda sormuştum. Berk'in sorduğum soruyu duyması için biraz eğilmesi gerekmişti.

"O iyi, Sarp'ta.. Kantine simit almaya gittiler." İçim rahatlamıştı. Ben ne zamandır uyuyordum? Onlar benden önce iyileştiğine göre, sanırım içeride en uzun ben kalmıştım.

"Dostum kış uykusuna yattın sandık gerçekten. İki gündür uyuyorsun." Aklımdaki sorunun cevabını alınca tebessüm etmeye çalıştım. Vücudumda tır geçmiş gibi ağırlık vardı. Evin son durumu neydi? O yangından hiçbir şey çıkmazdı ama yine de merakıma engel olamıyordum.

İçeri dakikalar sonra doktor ve Mehmet girince, peşinden Sarp takip etmişti. Mehmet uyandığımı görünce kocaman gülümsemesiyle yanıma geldi..

"Barış.. Uyanmışsın." Kafamı ağır şekilde salladım. Ona bile gücüm yoktu. Kulağıma yaklaştı.

"Teşekkür ederim..."

Gülümsedim. Teşekkür edeceği hiçbir şey yoktu oysaki. O benim kardeşimdi.. Bir diğer yarımdı. Onu orada bırakacak değildim herhalde.

"Barış Bey.. Nasıl hissediyorsunuz kendinizi?" Zor yutkunduğumu saymazsak..

"İyi." Bu kadardı işte.

"Nefesinizin tam olarak temizlenmesini bekleyeceğiz. Akşam serum bittikten sonra çıkabilirsiniz." Kafamı salladım. Doktor dışarı çıktığında, bizimkiler koltuğa yerleşmişlerdi.

"Barış delisin sen." Sarp kıkırdayarak söylediği şeye diğerleri de tebessüm etmişti.

"Nankörsünüz." Hepimiz gülüşürken içeri Burcu girmişti. Boğazımı temizleyip yerimde dikleştim.

"Geçmiş olsun Barış Bey." Hafif tebessüm ettim. "Büyük cesaretinize hayran olduk ekipçe gerçekten.." burasının ironi olduğunu anlamama gerek yoktu.

"O cesaret sizin." Tebessüm etti.

"İçeriden çıkan sağlam hiçbir şey yok." Elini Samet'e uzatıp... "Bu arkadaş dışında." Samet gözlerini bana çevirip devirmişti.

"Sorun yok. Beklemiyordum zaten. Stüdyo gitti, ona üzülüyorum." Kafasını salladı.

"Bir de..." Elini cebine attı. Bir kağıt parçası çıkardı. Kararmıştı ama yanan  tarafı sadece.. "Seni çıkarırken bulmuşlar. Masanın üstünde." Kaşlarımı çatıp elindeki kağıda uzandım.

POLİSE ŞAKA OLMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin