Bölüm - 9 -

152 28 29
                                    

"Ödediğim bedeli bilmez sabahlar, kazanır yine geceler..."

                                     ~ Şanışer

-----------

"Pekala Su, bana içinden ne geçiyorsa anlatmalısın."

Su ile okul çıkışında buluşmuştuk. İlk gördüğüm an'a nazaran, daha iyi görünüyordu. Gözleri tıpkı annesi gibiydi. Babası renkli gözlüydü. Mavi gözleri vardı. Ama kızları gözlerini annesinden almıştı. İkisinin de gözleri kahverengiydi.

"Bugün daha fazla lamba ile cebelleştim." Derin bir nefes aldım. Kendisi de bu olaydan memnun değildi. İyileşmek istiyordu.

"İçindeki her ne ise, ona yardımcı oluyorsun." Kafasını salladı.

"Beni tehtid ediyor." Kafamı salladım.

"O zaman sende onu tehtid et." Kaşlarını çattı.

"Nasıl?"

"O sen olmadan hiçbir şey değil mi Su? Eğer sen olmazsan, o da olmaz." Dediklerimin ne kadarı anlayacağı meçhuldü. Ama dediğim kelimeleri anladıysa, ona yardımcı olacaktı.

"Yani ben olmasaydım, o da içimde olmazdı." Kafamı salladım. Ellerimi masanın üstünde birleştirdim.

"Onu kendin ile sınamaya ne dersin? O seni zorladığında, sende onu zorla. O kötüyü, kötülükle sıkıştır." Gözleri parladı. Dediğimi anlamıştı. Sırıttı.

"O zaman, o da korkar. Ve geriye çekilir."

"Tam olarak çekilmez ama seni sıkıştırmaz." Sevinçle ayağa kalktı. Sanırım bu kadar görüşme yeterdi. En azından genel olarak bir çözüm bulmuştuk. İyi tarafından sonra bahsetmek üzere anlaşıp oradan ayrıldık. Onu evine bıraktıktan sonra Sarp'lar da olduğunu tahmin ettiğim kardeşimin yanına gittim.

"Nasıl geçti?"

"İyi. Senin?" Sırıttı.

"Bir aşçı ile tanıştım. Enfes yemekleri vardı." Gözlerimi devirdim.

"Tam anlatsanıza şu olayı." Sarp olaya dahil olup elindeki kupa ile içeri girdi.

"Ben anlatabilirim.. Mehmet aşık oldu!" Kahkahayı basınca inanmamış gözlerle Mehmet'e baktım.

"Saçmalama!" Köşeye sıkışmış çocuk gibi kollarını göğsünde birleştirmişti.

"Kızın içine düşecektin abi!" Samet'de benim gibi sessiz kalmış, köşede sohbeti izliyordu.

"Lütfen olayı yanlış lanse etme Sarp. Sadece yemeği çok iyiydi. O restorantta onu harcıyorlar."  Sarp kaşlarını kaldırmıştı.

"Demi senin mutfağına yakışırdı.." Samet kahkahayı basınca bende sırıtmıştım. Olayı ne kadar bilmesem de Mehmet'in etkilendiği aşikârdı.

"Ee Barış, senin nasıldı?" Omuzumu silktim.

"Hastalarım ve görüşmelerimden bahsetmeyi sevmediğimi biliyorsunuz." Hepsi bunu bildiğinden başka ses çıkarmadılar.

"Biz de menajer işini hallettik. O restoranta da ondan gittik. Ama aşçısı baya iyiymiş." Mehmet'e bir bakış attım.

"Nasıl biri peki bu arkadaş?" Menajerden bahsetmiştim.

"İyi gibi. Birkaç konu üstünde tartıştık. Başka bir zaman görüşmek üzere de anlaştık. Bu kadar..."

"Yine aynı yerde ayarlamazsa, şurada dövün beni." Mehmet ayağa kalktı.

POLİSE ŞAKA OLMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin