"Kuşlar uçmayı unutmaz, ölmeyi unutur..."
~Sehabe
Susamam*: Şanışer ve 16 sanatçının, şarkı ile bir şeylerin değişeceğine olan inanç ile ortaya çıkmış on beş dakikalık, ülkenin iç sorunlarını ele alan bir parçadır...
----------Sarp ve diğerleri ile kahvaltı yapıyorduk. Sarp'ın üç gündür imalı lafları sonunda kesilmişti. Kardeşinin durumunu anlattığımdan herkes, sesini kesmişti. Yoksa suçsuz yere beni içeri atan biriyle asla kahve içmezdim.
"Bak bak, Kemal ödül almış. Müzisyen olan biziz, adam bizden fazla kazanıyor." Gözlerimi ekrana çevirip, bir bakış attım. Sonra da Yeis'in lafına gözlerimi devirdim.
"Adam doksan bin, izleniyor.. Ne bekliyordun?" Bana 'sen çok biliyorsun' bakışı attı bende dilimi çıkardım.
"Yeni albümü ne zaman salsam acaba?" Samet gülerek parmağını kaldırdı. Havada bir şey varmış gibi sağa sola hareket ettirdi.
"O piti piti, Çarşamba mı Perşembe mi?" Sarp ile Samet beraber kahkaha atarken, ben tebessüm etmekle yetinmiştim.
"Bir şey diyeyim mi efsane oldu."
"Bizle düeti yok adamın, efsane oldu diyor." Sarp tebessüm edip, omuzlarını yukarı kaldırdı.
"Yeis, planda yoktun kardeşim ne yapalım?" İkisi de yumruk tokuşturdu.
"Susamam*dan sonra sizi yormayalım dedik."
"Ne yorulacaksak sanki." Onlar aralarında sohbet ederken, ben kahvaltımı bitirmiş telefonum ile uğraşıyordum. Nedense, muhabbet konusu ilgimi çekmiyordu.
"Birileri algı oluşturmaya çalışmış." Kafamı kaldırıp Yeis'in suratına baktım. Kaşlarımı çatıp ne demek istediğine anlam vermeye çalıştım. Elindeki videoyu bana gösterdi. No.1'in bana dair fikirlerini dile getirdiği bir videoydu. Duyduğuma göre albüm çıkaracaktı.
Senelerdir onu dinlediğimi, küfür etmek istediğimde etmek yerine Can'ın parçalarına göz attığımı herkes bilirdi. Şimdi böyle bir şey demiş olması, gerçekten beni germişti. Yutkundum. Ondan asla beklemediğim bir şeydi.
"Ne olacak?"
"Hiçbir şey.." Verdiğim cevap üzerine hepsi yemek yemeği bırakıp suratıma baktılar.
"Ne demek hiçbir şey? Kafayı mı yedin sen? Algı yaratılmaya çalışılıyor görmüyor musun? Adını kirletiyor." Sırıttım.
"Sonraki iş."
"Barış.. Bu aralar cidden bazı şeyleri boşladın. Eskisi gibi oyun bile oynamıyorsun. Sohbete dahil olmuyorsun. Ne oluyor?" Kaşlarımı çattım.
"Bir şey olduğu yok kardeşim.. Sadece, biraz ara vermeye karar verdim. İlham gelmiyor." Suratını buruşturup masadan kalktı.
"Sen delirmişsin." Derin bir nefes alıp, bende masadan kalktım. Aklım nedense kızdaydı. Kafamı kaşıdım. Hayat zaten karışıktı, bir de bu durum çıkmıştı. Bana geri dönen biri olmamıştı. Demek ki, kıza psikiyatrist bulmuşlardı.
Kendimi dışarı attım. Onları da anlıyordum. Beni düşünüyorlardı. Ama ben de kendimi anlamıyordum, onlara ne cevap verebilirdim? Veremezdim. Telefonum çaldığında cebimden çıkarıp, ekrana bakış attım. Arayan Berk'ti.
"Alo."
"Lan Barış! Can'ın ne dediğini gördün mü?" Gerçekten mi? Herkesin konusu bu olacaktı şimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POLİSE ŞAKA OLMAZ
FanfictionKaderin beklenmedik şakaları bazen bizi yıkabiliyor! Burcu Şahan, hayatın ona getirdiği zorlu mücadelelere rağmen ayakta kalabilmiş, polis olmuş ve bütün kaderini belirleyecek adımlar atmış bir kadındır. Ailesinin başına gelenler, onun dimdik ve güç...