Bölüm - 16 -

49 11 29
                                    

Yanmaz deme yanar, yanar of; genelde ya ben yanarım, ya da bir çakmak...

                                       Rota-

~~~~~~~~~~~~~~~

Hayat dediğimiz şeyin, kocaman bir film olduğunu iddia etseler; hep sonunda mutlu olmayı dilerdim. Ama bu bir film değildi. Tiyatroydu ve ne ışığı vardı ne repliği.. Bu hayat tamamiyle doğaçlama yaratılmıştı. Ve en duygulu, en heyecanlı ya da en düşünceli kim hareket ederse o kazanırdı. Kimilerin gönlüne dokunur, kimilerin gururuna dokunurduk...

Gözümüzden akan her bir damla, bizlerin bir kalp yarasına, gurur kırıklığına denkti. Her bir yarada, kaç gözyaşı birikmiştir; kaç sessiz çığlık dolmuştur sadece çeken bilir. Her insanın, bir yarası vardır ki; ölmeyi yeğlemekten iyidir..

Boğazımdaki yanmayı umursamadan gözlerimi açmaya çalıştım. Zihnim o kadar bulanıktı ki, başımın ağrısından kaşlarımı sonuna kadar çatmak zorunda kalmıştım. Ben neredeydim, ben kimdim?

Gözüme ışığın vurması bir yana, kulağıma dolan iniltileri kesmek istedim. Kafam o kadar çatlıyordu ki matkap ile delmeye çalışıyorlarmış gibi hissettiriyordu.

Birkaç dakika olduğunu düşündüğüm kısa bir süre sonra etrafı algıladım. Sağım solum adam kaynıyordu. Neden nefes alamadığımı anlamıştım.

"Bizi tanımıyormuş gibi bakıyor," dedi sarı kafa. Kendisinin hem sesi, hem saçları yeterince tanıdıktı.

"Üzülme Sarp, seni unutması imkansız," dedi solumdaki ses. Aralarında gülüştüklerini gördüm. Boğazımdaki yumruğu atmak için birkaç defa öksürdüm.

"Tamam, Barış Bey uyandığına göre açılın bir bakalım," dedi doktor. Beyaz önlük ile bana yaklaşınca bir şeyler söylemek istedim ama boğazımdaki yanma buna izin vermiyordu. Ben ne zamandır buradaydım, ne için yatıyordum? Doktor bana yaklaştıkça, anılar zihnime nüfuz etti.

Doktor ışığı teker teker gözlerime tutmuştu. Buradayım doktor ölmedim.

"Bilinci açık ama hala etkisinde olabilir siz yine de yanından ayrılmayın," dedi beyaz önlüklü doktor. Arkada bizimkiler bir şeyler fısıldaşıyorlardı ama ne olduğunu anlamıyordum. Hayır bilincim de yerindeydi oysaki.

"Eve götürebilir miyiz doktor, koktuk malum," dedi Sarp. Lüzumsuz herif ya, toplumda da cıvıklık yapmazsın.

Bakışlarımı ağır hareketle doktora çevirdim. Üstümden yemin ederim tır geçmiş gibiydi. Yani ciğerlerim yanıyordu neredeyse.

"Tabi Sarp Bey ama sadece kendiniz gitseniz daha makul olur. Ne de olsa duşa hep beraber girmiyorsunuz."

Doktorun bu lafından sonra ben bile gülmüştüm. Öksürmem, gülüşüme engel olsa da yine de başarmıştım.

"Barış Bey'in bilinci yerinde olduğuna göre bize müsade, birkaç saate de gidebilirsiniz," dedi. Herkes onaylayınca da odadan çıktı.

En son Burcu'nun babasını kurtarmıştım. O ne haldeydi acaba? Benden daha fazla durduğu kesindi. Gerçekten bu kadar hassas ciğerlerim olması da benim sorunum değildi hani.

"Bizi korkuttun be oğlum," dedi Samet. Genelde aramızda en mantıklı konuşan oydu. -Sarp'a rağmen-

"Aynen öyle, uzun zaman sesin soluğun çıkmayınca gitti dedim bir an," dedi Sarp. Mehmet de ona bir tane dirsek geçirdi.

"Gitti mitti ne demek lan! Koyucam bir tane sen gidiceksin şimdi," dedi. Elimi kaldırmaya çalıştım.

"Benim için," araya giren öksürüğüme rağmen devam ettim "kavga etmenize gerek yok. Herkese yeterim," dedim. Sarp sırıttı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 16, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

POLİSE ŞAKA OLMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin