Bölüm - 14 -

73 16 12
                                    

"Belki bir gün barışırız..."

                                          -Şanışer

Ulti: Aspova (Muhammed Kılıçaslan) + Şehinşah (Ufuk Yıkılmaz)
----------

"SON DAKİKA! Son verilere göre, Ölüm Meleği olarak halk arasında anılan, cinayet zanlısı bugün de arkasında bir ceset bıraktı! Büyük şirketleri es geçip, halkın arasına karışan bu zanlı, bu sefer de küçük esnaflardan A*** Öz*** isimli vatandaşı hedef aldı. Emlakçı olan, bu zanlının, uyuşturucu madde kullanmaya ve kullandırma suçunun olduğu öğrenildi. Arkasında hiçbir iz bırakmayan bu zanlının ne zaman yakalanacağı kesin değil."

Televizyonun sesini kısıp kafamı koltuğa yasladım. Nerdeyse bir haftadır, kimseden ses soluk yoktu. Resmen eve tıkılmıştık. Sırf bu yüzden konserleri de iptal etmek zorunda kalmıştık. Dinleyicilerimizden gelen mesajlar bizi ne kadar sıkıştırsa da yapacak bir şey yoktu. Kendimi düşünmüyorsam onları düşünmek zorundaydım.

Mehmet ve Sarp masanın üstünde telefonla oyun oynuyorlardı. Bu aralar, onlar da sessizdi. Aramızda keyifi asla bozulmayan, ya da bozulan ama belli etmeyen, Sarp ve Berk vardı.

Doğum günü gecesini olaysız atlatmıştık. Burcu sağolsun hazırda durmuştu. Gerçi onu da çok sıkıştırıyormuş gibi hissediyordum. Ona Ölüm Meleği hakkında ara ara sorular soruyordum ve o cevap vermekten kaçınıyordu.

Bu Ölüm Meleğinin benim ile ne derdi olduğunu bilmiyordum. Bir şeyler öğrenmek istiyordum ki, olayı benimle bağdaştırabileyim. Ama olmuyordu. Kadın hakkında internetten fazlası yoktu. Kendi başıma tehlikeye de atılmak istemiyordum.

Zamanında halk arasında efsaneleşmiş bir kişiymiş Ölüm Meleği öğrendiğime göre.. Küçük halkı dolandıran, yukarı kesim dediğimiz zenginlerin kellelerini alıyormuş. Bu sene ise halk arasına girmeye karar vermiş sanırım.

Bu son habere bakılırsa, hala halka zarar verenleri öldürüyor. O zaman derdi beni öldürmek olmamalı. Gerçi bu aralar çok karşıma çıkmıyordu. Bu da iyi bir şeydi. Belki de artık bırakmıştı peşimi..

Bu bir haftada, Su ile bile görülmemiştik. Burcu bunun tehlikeli olacağından felan bahsetmiş ve görüşmeyi kestirmişti. O kız ne durumdaydı acaba? Ara ara aklıma düşüyordu.

Bir de şu not meselesi vardı. Bu aralar hayatımda sayılamayacak değişikler olmuştu. Başım olaydan hiç eksik olmuyordu. Özellikle konserde nisan şakasından sonra işim hiç iyi gitmedi.

Notu kimin yazdığını hala bulamamıştık. Burcu'nun annesi bildiğine göre, onunla da alakalı olabilirdi. Bana söylemeye gelirken cinayete kurban gitmişti. Problem şurada ki, Ölüm Meleği biliyordu. Onu söylememesi için öldürdürmüştü.

"Heyo kızlar ve kendini kız sananlar!" İçeriye Berk anahtarla girince düşüncelerimden ayrılmıştım. Yanında Muhammed ile gelmişti. Muhammed bana kafa selamı verdi ve Mehmet'in yanına geçti.

Muhammed, mahlası ile Aspova, bir aralar ne kadar bizimle sık takılsa da, Şehinşah ile feat attıktan sonra biraz arayı açmıştık. O bizden uzak takılmaya başlayınca biz de ses etmemiştik. Ama severdim onu.. İyi biriydi ve çoğu kişi de severdi.

"Ne kızı lan, nerde!" Sarp'ın her zamanki halleri yine dışarıya çıkmıştı.

"Sizsiniz." dedi Berk, nefes alıp cipsleri gömerken.

"Ay aman, bitirme cipsleri. Daha Barış yemedi bile." Adımın geçtiğini duyunca televizyonun karşısından kalktım ve masaya çöktüm. Aramızda tek eksik olan, Samet'ti. O da gelmemişti bugün.

POLİSE ŞAKA OLMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin