"Kimsiniz dedim size!"
Karşıma çıkan adam beni hızla evin içine çekmişti. Kolumdan tutmuş, beni adeta arkasında sürüklemeye başlamıştı. Ne kadar dirensem de adam benden güçlü olduğu için elinden kurtulamamıştım.
Merdivenlerden zorla indirdi, yıllardır kullanmadığımız karanlık bodruma gelmiştik. İlk başta hiçbir şey göremedim, üstüne üstlük uzun süredir buraya girmediğimiz için bakımsızdı ve çok kötü kokuyordu.
Bir süre sonra gözüm karanlığa alıştığında içeride tek tük bulunan ıvır zıvırları ayırt edebilmiştim. Babamın heveslenip aldığı bisiklet, kardeşimin küçüklüğünden kalan eşyalarının olduğu koliler, annemin artık işine yaramayan birkaç spor aleti...
Dikkatimi tekrardan yanımdaki adama verdim. Parlayan gözlerini görebiliyordum, beni süzüyordu. O anki şokla ağzımı açacak cesareti kendimde bulamadım, tehlikeli birine benziyordu ve ben yanlış bir şey söyleyip onu kızdırmayı hiç istemezdim. Ancak bakışlarını üzerimden çekmeyince kafamı 'ne var?' anlamında salladım. İrislerini vücudumdan çekip gözlerime çıkardı.
"Sen Jisung olmalısın,"
Adımı söylediğinde şaşkınlığım artarken kolumu korkuyla geri çekmeye çalıştım. Biraz uğraştıktan sonra pes ederek bırakmıştı beni adam. Aramıza mesafe koydum, yaklaşık iki metrelik uzaklıktan bu seferde ben onu süzmeye başladım.
Sarı uzun saçları, gözünün altında bir beni ve güzel dudakları vardı. Boyu benden biraz daha uzundu ve vücut çalıştığı da belliydi. Bir kez daha içimden bazı şeyleri sorguladım, böyle yakışıklı birinin bizim evimizde ne işi vardı ki?
"Kimsin sen? Neden evime girdin ha?!"
Sesim korkuyla yükselirken yavaş yavaş bana yaklaşan adamla iyice panikledim. Elimin altına gelen eski bir vazoyu kaldırıp ona fırlattım ve son hızla yakınımdaki merdivenlerden çıktım. Adam arkamdan gelmemişti, başındaki cam kırıklarıyla ilgileniyor olmalıydı.
Annemin evde olup olmadığını bilmiyordum, aynı şekilde kardeşimin de öyle. O an bir çığlık duydum, nefes nefese oturma odasına gittiğimde gördüğüm manzara beni kaskatı yapmıştı. Annem ve benden iki yaş küçük kardeşim, elleri ve ayakları sandalyelere bağlıydı, annemin kafasına ise bir tabanca dayalıydı.
Kapıda öylece çok seviğim iki bedene baka kalmıştım. Beynim çalışmayı reddetmiş, kalbim atmayı kesmiş gibiydi. Aldığım soluklar yetmemeye başlamıştı. Göğsüm hızla inip kalkarken, yaşadığım şeylerin sadece bir rüya olmasını dilemekten başka bir şey gelmiyordu elimden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Killed Someone For You, Minsung ✔︎
FanficAilesinden koparılıp tanımadığı bir adamın evinde yaşamaya başlamıştı Jisung. Gün geçtikçe daha da kapıldığı bu adam için her şeyi yapabilecek düzeye gelmişti. -Rahatsız olabileceğiniz kısımlar içerir. Han #2, 02.09.21 Minsung #1, 10.08.22 Lee Minho...