four

5.9K 623 621
                                    

Onaylamamdan sonra elinde silah bulunan adam annemleri çözmeden önce bir şey koklatıp bayılmalarını sağlamıştı, sanırım bu bizi takip etmemeleri içindi. Her ne kadar korkudan bayılmanın eşiğinde olsam da, insanlara zarar gelmeyeceği için de mutluydum.

"Ben tam olarak size neden katılıyorum?"

Bizi almaya gelen siyah arabanın arka koltuklarında oturuyordum. Sağımdaki ve solumdaki adam sanki ben kapıyı açıp atlayacakmışım gibi temkinliydi. Zararsız olduğunu düşündüğüm bir sorudan kendimi alıkoyamamıştım.

Kısa, yapılı adam bana göz ucuyla bakıp kendi kendine homurdandı. Sol tarafımdaki uzun, sarı saçlı olan ise homurdanan adama göz devirip bana cevap verdi.

"Çünkü, küçük bok böceği, tam olarak senin gibi birine ihtiyacımız vardı. Saf, salak bir şeysin. Ne dersek yaparsın, ve ilk isteğimizi yaptın da. Bize karşı gelebilecek biri değilsin hem, orası belli."

Duyduklarım yüzünden kaşlarımı çatmıştım istemsizce. Dışarıdan baktıkları kadarıyla hakkımda böylesine şeyler söylemeleri beni bir miktar rahatsız etmişti. Ve, adam beni açıkça resmen aşağılıyordu!

"Ayrıca sevimli bir suratın, minik de bir vücudun var. Tam patronun tipisin yani, seni özellikle seçti. Bu yüzden kendini şanslı bir böcek olarak sayabilirsin."

Patronu beni özellikle seçmiş... Üzülsem mi sevinsem mi arada kaldığım sırada büyük bir gürültü duydum. Arabayı süren adam hızla direksiyonu sola kırarken ben dengemi kaybetmemeye çalışıyordum, aynı zamanda aklımı da.

Göz ucuyla sesin geldiği tarafa baktım. Arkamızdan gelen bir arabanın camından biri kolunu çıkarmış, bizim bulunduğumuz arabaya mermilerini boşaltıyordu. Neyapacağımı bilemeyerek dar alanın içerisinde başımı korumaya çalıştım.

"Korkma, o mermiler bu camları çizemez."

Az da olsa rahatlayarak bir nefes verdim ve oturuşumu düzelttim. Artık tek isteğim günümü sağ salim bitirebilmekti. Aklımdan geçen düşünceler bana bir kez daha ne hallere düştüğümü sorgulatıyordu.

"Ah be bok böceği, sana göz koyan ne çok kişi var ama senin haberin bile yok."

Bu sefer de kısa boylu adam konuştuğunda şaşkınlığımı gizleyememiştim. Sessizlik yemini ettiğini düşünmeye bile başlamıştım. Hem, göz koymak..?

"Ne demek bana göz koymuşlar?"

Sorumla birlikte yanlarımdaki iki adam birbirine bakarak kahkaha atmaya başlamıştı. Bu kadar komik bir soru olduğunu düşünmüyordum, gayet ciddiydim ve korkudan altıma yapmak üzereydim ama bu ikisi gülüyordu.

"Sen ciddi misin? Patron olmasa seni kendime alacaktım, ne kadar lezzetli göründüğünü söylememe gerek var mı? Yoksa kimse sana daha önce çıkma teklifi falan etmedi mi?"

Adam adeta anırarak gülmeye devam ederken ben halen şok içerisindeydim. İlk olarak, bir saat önce beni tehdit eden belalı uzun saçlı sarışın bana yürümüştü. İkinci olarak ise 'lezzetli' tabiri beni utandırmakla birlikte biraz da tatmin etmişti, ne yalan söyleyeyim.

"Her neyse, adınız ne sizin?"

İkili sustuktan sonra konuyu kapatmaları için hiç de umrumda olmayan bir soru çıkmıştı ağzımdan. Buna rağmen onlarla anlaşabileceğime dair bir his oluşmuştu içimde.

"Ben Hyunjin, bu da Changbin."

----------
Bu gün ikinci bölümü atıyorum, benden bir ilk 🥳

Birde iki kişiye Changbin ile Chan'ı karıştırdığımı söylemiştim ama şimdi son karar olarak ikinci adam Changbin dledmskdmskdm

I Killed Someone For You, Minsung ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin